Çalkantılı geçmişine rağmen Benin, Afrika’nın başarı öyküsü. Aynı zamanda kıtanın zor bölgelerinden birinde bulunmasına rağmen Afrika’nın en dost canlısı ülkesi olma özelliği taşıyor. Başkenti Porto-Nova olan bu mütevazi ülkenin nüfusu ortalama 9.9 milyon ve ülkede Fransızca konuşuluyor.
Benin, vudu büyüsünün doğduğu yer olmasıyla bilinirken, aynı zamanda neredeyse üç jenerasyondur köle ticaretinin acılı platformunu oluşturuyor. Bu küçük ülkeye ziyaretinizde eğer Afro-Brezilya kökeninden gelen Ouidah, Abomey ve Porto Novo’yu ziyaret etmeden ve buraların ruhlarını ve fetişlerini öğrenmeden giderseniz Benin’i tanımış sayılamazsınız. Palmiye ağaçlarıyla dolu sahili ve “The Parc National de la Pendjari” batı Afrika’nın en iyi vahşi yaşam parklarından biri olan bu güzellikler sizi tatmin etmeye yetecektir. Bu parkta aslanlar, çitalar, leoparlar, filler ve yüzlerce başka hayvanı görme imkanına sahip olacaksınız.
Benin halkı, turistleri çok sevmeleri ve dost canlısı oluşlarıyla meşhurdurlar. Ülkenin yolları oldukça iyi durumda ve çok sayıda farklı ulaşım imkanı bulunmakta.
“Parc National de la Pendjari” den mutlaka gitmeniz gereken yerlerden biri olarak bahsetmiştik. Parkın güzel savana görüntüsünde tam tamına 275,000 hektarlık bir alanı kapsadığını da söylemeden geçmeyelim. Bir başka yapılması gereken şey ise 30,000 Tofinu halkının bambu kulübelerde yaşadığı Ganvie kasabasında bir gece geçirmek. Balıkçılıkla geçinen bu küçük kasaba, basit ve ilkel köy yaşantısını deneyimlemek isteyen maceraperestler için adeta bir vaha.
Aheme Gölü, bir kaç gününüzü geçirmek için harika bir mekan. Etrafında Possotome gibi bölgenin en büyük köyleri bulunuyor. Gölde yüzmek ve etrafı keşfetmek mümkün. Aynı zamanda burada misafirperver yerlilerden geleneksel balık tutmanın tekniklerini öğrenebilir, elişi yapan insanlarla tanışabilir ya da bir iki saatliğine botanik bir gezintiye çıkabilirsiniz. Bu gezintide bitkilerin faydalarını ve hangilerinin şifalı olduğunu öğrenmeniz de mümkün.
Benin’de yemeğin ana maddesini taze balıklar oluşturuyor. Örneğin; ızgara ya da kızarmış Iskarmoz balığı yemeği tercih edebilirsiniz. La Beninoise ise yerel bir bira olup, oldukça popülerdir.
Benin’e ziyaret için en güzel zaman, kasım ve şubat ayları. Bu dönemde hava kuru ve doğal yaşam gözlemlemek için uygun bir zamandır. Mart ve mayıs ayları arası en sıcak dönemdir. Haziran ve ekim ayları ise yağışlı ve nemli geçer.
Porto-novo
Portekizli Sömürgecilik – Afrikalı Krallar Porto-Novo, Benin’in idari başkenti ve adını Gine Körfezi’ndeki bir limandan alıyor (“Yeni Liman” Portekizcede). Porto-Novo, Benin’in politik gücünün bulunduğu ve politik olayların eylemlere dönüştüğü, Cotonou’dan sonra ikinci derecede etkin rol alan bir şehir. Cotonou, arabayla bir saat uzaklıkta. Turistler, Porto-Novo’ya Cotonou’dan gelirken, Portekizliler’in sömürge kalıntılarını keşfetmek için ya da mola vermek için uğrarlar. İlgi çekici başlıca yerleri ise; Etnografik Müzesi, Museé da Sila, Palais Royal du Roi Toffa (eski kralın konağı) ve Vali Sarayı.
Cotonou
Yaklaşık 780 bin nüfusuyla Benin’in en büyük kenti olan Cotonou, Köle ticaretinde önemli rol oynadığı için ilginç bir tarihi bulunmaktadır. Şehir, günümüzde turistik bir kent olup her yıl çok sayıda turist çekmektedir. Özellikle deniz turizmi ile popüler olan Grand-Popo, buraya yaklaşık 1 saat uzaklıktadır. Buraya sevdiklerinizle birlikte gelip huzurlu bir tatil keyfi yaşayabilirsiniz.
