Resmi adı Mısır Arap Cumhuriyeti olan Mısır ülkesi Kuzey Afrika’da yer alan bir ülkedir. Afrika’nın kuzeydoğusunda yer alan Mısır Ülkesinin batısında Libya, güneyinde Sudan, doğusunda İsrail ve Filistin bulunmaktadır.
Hem Ortadoğu’nun hem de Kuzey Afrika’nın en önemli ülkelerinden biri olan Mısır 1.002.450 kilometrekarelik yüzölçümü ile Ortadoğu’nun en büyük ülkelerinden biridir. 7000 yıllık bir geçmişe sahip olan Mısır köklü tarihi ve Mısır Piramitleri ile dünyaca bilinmektedir. İdari olarak 29 valilikten oluşan Mısır ülkesinin başkenti aynı zamanda en büyük şehri olan Kahire şehridir. Mısır’ın resmi dili Arapçadır.
Mısır nüfusunun yüzde 90’ınını Müslümanlar oluşturmaktadır. Ülkenin para birimi Mısır lirasıdır. Sıcak ve kuru bir iklime sahip olan Mısır ülkesini gezmek için en ideal zaman Ekim ve şubat ayları arasıdır. Dünyanın 7 harikasından biri olan Keops Piramidi Mısır’da bulunmaktadır. Bundan dolayı ülke çok sayıda ziyaretçi ağırlamaktadır. Mısır ülkesi vize isteyen ülkeler arasında yer almaktadır. Mısır ülkesinin başkenti olan Kahire şehrine İstanbul’dan direk uçuşlar bulunmaktadır.
Hem Ortadoğu’nun hem de Kuzey Afrika’nın en önemli ülkelerinden biri olan Mısır 1.002.450 kilometrekarelik yüzölçümü ile Ortadoğu’nun en büyük ülkelerinden biridir. İdari olarak 29 valilikten oluşan Mısır ülkesinin başkenti aynı zamanda en büyük şehri olan Kahire şehridir.
İskenderiye
Akdeniz’in İncisi İskenderiye
İskenderiye, Mısır’ın ikinci büyük şehri ve ülkenin Akdeniz sahil şeridinde yer alıyor. M.S. 331’de Büyük İskender tarafından kurulmuş. M.Ö. 7. yüzyılda Araplar tarafından istila edilene kadar Romanlar’a ait olan İskenderiye, bir zamanlar Helenler’in başkentliğini yapmış. Kleopatra’nın doğduğu bu şehir (Kleopatra’nın şehri şimdilerde su altında), antik dünyanın 7 harikasından biri olan İskenderiye Feneri’ne ev sahipliği yapmaktaydı. Deniz Feneri ne yazık ki artık yerinde değil, depremler tarafından çökmüş ve kalan son taşlarıyla doğu limanı ile aynı yerde olan Kayıtbay Kalesi inşa edilmiş. Bu inşaata 15. yüzyılda başlanmış ve mükemmel bir tarihi yapı ortaya çıkmış.
Günümüzde bulunmayan başka bir yer ise İskenderiye Kütüphanesi. Kendi türünün en büyüğü ve Antik Çağ’dan kalma bir kütüphaneydi. Bunun yerine, daha modern bir İskenderiye Kütüphanesi inşa edilmiş. Her iki yapı da görülmeye değer. Hisar içinde bulunan müze ilginç olmasa da sahip olduğu manzara, buraya gitmek için iyi bir sebep olabilir.
Montaza Sarayı, 1892 yıllında Abbas Hilmi Paşa tarafından inşa edilmiştir. Mimarisi oldukça dikkat çekicidir. Mimarisi olduğu kadar geniş ve ferah bahçesiyle de ön plana çıkmaktadır. Yıllarca Mısır Krallarına ev sahipliği yapmıştır. Bu sarayda en son Hüsnü Mübarek tarafında kullanılmıştır. Bu saray içerisinde müze, otel ve kumarhane bölümleri bulunur. Yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmelisiniz.
İskenderiye Kütüphanesi, M.Ö. 3.yüzyılın başlarında Ptolemaios hanedanı tarafından inşa edilmiştir. İnsanlık tarihinde çok önemli eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Hatta eski kaynaklar burada 9000’e yakın el yazması eser toplandığını kaydeder. Fakat ne yazık ki bu kütüphane çeşitli sebeplerden dolayı yandı. İçindeki hazine birlikte yanıp kül oldu. 2002 yıllında aynı alanda ve aynı isimle bir kütüphane inşa edildi. Kütüphanede çok sayıda eser bulunuyor. Buraya yolunuz düşerse bu kütüphaneye mutlaka uğrayın derim.
Devam etmekte olan kültürel çalışmalar ise Alexandria Ulusal Müzesi, Roma Amfi Tiyatrosu Kom El-Dikka, Antik Pompey Sütunu, El Sheikh Palace ve Catacombs Kom El-Shuqqafa’dır. İskenderiye’de, burada yazılanlardan görülmeye değer daha fazla şey var. Kilometrelerce uzunlukta olan sahil yolu, bununla beraber görkemli tarihini merak edeceğiniz yüksek binalar gelir. Şehrin büyüleyici bir geçmişi bulunuyor. Aynı zamanda soğuk bir zafer havasını da içerisinde barındırıyor. Bunlar, şehrin çekiciliğinin bir parçası.
Not: İskenderiye, uluslararası olarak bağlantılı olduğu için Mısır’a geziler için iyi bir giriş noktasıdır.
Hurgada
Mısır’ın Tatil Beldesi
Hurgada, Mısır’ın Kızıldeniz Bölgesi’nde bulunan yaklaşık 250,000 nüfuslu bir tatil beldesi. Eğer İstanbul’da veya bu bölgeye yakın bir yerde oturuyorsanız, yapılan uçuşlar sayesinde buraya kolaylıkla erişebilirsiniz. Ancak dünyanın farklı yerlerinden buraya gelmek biraz daha zor.
Burası, 1980’lere kadar sakin bir balıkçı kasabasıydı. Turizm bu tarihten sonra, yatırımcılar tarafından kasabanın plajlarının, muhteşem mercan resiflerinin ve yıl boyunca sahip olduğu hoş havanın keşfedilmesi ile başlamış. Daha sonra büyük bir süratle tatil köyleri ve lüks oteller inşa edilmeye başlanmış. Denizin karşısında bulunan Sharm el-Sheikh ile rekabet halinde olan bu kasaba sizleri hiçbir konuda hayal kırıklığına uğratmayacak. Eğer istediğiniz gece hayatı ise Sharm’dan sonra ikinci en iyi mekan burası.
Biraz rahatlamak için otantik bir Mısır şehri arıyorsanız (Ki bu neyin peşinde olduğunuza bağlı olarak kötü de olabilir), burası daha iyi bir seçim. Tüm bunlara ek olarak Hurgada, Mısır’ın diğer yerlerine göre rahat ve güvenli şekilde gezebileceğiniz bir kasaba.
Burası 3 parçaya bölünmüş. Hareketli eski şehir El Dahar, en lüks otelleri bulabileceğiniz bir yer olan Sekalla ve son olarak en modern çevrenin bulunduğu alan olan El Memsha. Bu yer, faaliyetleri açısından oldukça etkileyici. Dalış, diğer su sporları ve plaj etkinlikleri var. Ayrıca akvaryum, Aqua Park, Cennet Giftun Adaları Kıyıları ve hatta çölde safari ya da Luxor için gezi programları bulunuyor.
Not: Hurgada, Mısır’a uluslararası geziler girişi için iyi bir nokta değildir. İskenderiye şehrinden girmeyi deneyin.
Luxor
Antik Mısır’ın Başkenti
Luxor, Thebes adıyla Antik Mısır’ın başkenti oldu. Güney Mısır ve Nil Vadisi önde gelen seyahat yerlerinden. Yarım milyon insanın yaşadığı kent, Necropolis ile Kralların Vadisi’nin yanı sıra, M.Ö 1300-1600 yıllarına ait birçok karmaşık yapıda Karnak ve Luxor Tapınakları’nı bulunduruyor (Tutankhamun ve diğerlerinin mezarlarının yer aldığı yer).
Krallar Vadisi veya diğer adıyla Ölüler Vadisi, Mısır’ın Luxor şehrinde bulunur. Bu vadi, 18 ve 20. Hanedanlık döneminde firavunlar ve asiller için oluşturulan mezarlar, bu bölgede bulunmaktadır. Bu nedenle Ölüler vadisi de denilmektedir. Ayrıca burada çok sayıda heykel bulunur. Ülkenin en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir.
Bazen dünyanın en büyük açık hava müzesi olarak da tanımlanan bu şehir, Nil Nehri’nin iki tarafına yayılmıştır. Batı kıyısında Necropolis yer alıyorken, doğu kıyısında modern bir şehir bulunuyor. Antik Mısırlılar, bu tarafta bulunan güneşi ölümden sonraki yaşam ile ilişkilendirdiklerinden, bu konum tabii ki semboliktir. Tüm bunların, muhtemelen çöl benzeri ortamda ayarlanmış olduğunu düşünüyorsanız ve Necropolis hakkında konuşuyorsanız kesinlikle haklısınız. Fakat aynı zamanda, Nil Nehri’ne doğrudan bitişik olan kentte, palmiye ağaçlarının hiçbir sıkıntısı yok ve aslında manzara tamamen yemyeşil. Bu güzel manzaraları keşfettikten sonra, biraz daha vakit geçirmek isteyebilirsiniz. Örneğin, o kadar da kötü olmayan modern şehirde, Souq etrafında gezebilirsiniz.
Ebu Simbel
Büyük II. Ramses Tapınağı
Ebu Simbel, tapınakları ile bilinen Güney Mısır’da küçük bir köy. Burada, Nasser Gölü üzerine yerleştirilen, kayaya oyulmuş iki büyük tapınak bulunuyor ve aslında tapınak, Firavun II. Ramses (M.Ö. 13. yüzyıl) dönemi boyunca oyulmuştur. Kısmen Firavun’un kendisine adanmıştır, kısmen de Mısır Tanrıları’na (arkeologlar, heykelin boyutunun, düşman güçlerini korkutmanın bir yolu olduğuna inanırlar). Bunlar 19. yüzyılın başlarında yeniden keşfedilmiş oldu, çünkü tapınaklar çölde kum kaplı vaziyette bulunuyordu. Aswan Yüksek Baraj inşaatı nedeniyle, Nil Nehri’nin suları giderek yükseliyordu. Geçen yüzyılın ortasında tapınak, sular altında kalma ve kaybolma olayı ile gerçek bir tehlike atlattı. 1960 yılında tapınak söküldü ve daha sonra tepenin uzağına yeniden inşaa edildi.
Bölge, Küçük Tapınak (ya da Hathor Tapınağı) ve II. Ramses’in Devasa Tapınağı’ndan oluşuyor. Hathor Tapınağı, II. Ramses ile aynı boyuta sahip olan tapınağın önünde heykeli bulunan Kraliçe Nefertari’nin yanı sıra, Hathor’un Tanrıçası’na adanmış. II. Ramses’in Devasa Tapınağı, II. Ramses’in tahtında oturduğu 20 m uzunluğundaki heykellerle kaplı. İddiaya göre, Şubat’ın ve Ekim’in 20’sinde yılda iki kez sırasıyla kralın doğum günü ve taç giydirme gününde güneş içeriye sızar ve arka duvardaki heykelleri aydınlatır.
Gize
Son Kalan Dünya Harikası
Gize Piramitleri hakkında gerçekten sonsuz bir liste yazabiliriz. Görkemli, anlaşılmaz, merak uyandıran, eşi benzeri olmayan Dünya Harikası. Bunların hepsi doğru, ama bu görkemli yapının bir satış konuşmasına(!) ihtiyacı olduğu konusunda şüphelerimiz var. Birçok kişi bu piramitlerin yapımında on binlerce insanın çalıştığını ve M.Ö. 2550-2490 tarihleri arasında Firavun’un emri ile inşaa edildiği hikayesini duymuştur.
Gize, Kahire’nin güneyinde 3.6 milyon kişinin yaşadığı bir şehir. Burada asıl ilgi çekici olan yeri, Central Cairo’dan geçip giden Piramit Yolu’nun sonundaki Gize Platosu’nda bulacaksınız. Bu blok üç piramitten meydana gelir: Khufu’nun Muhteşem Piramiti, Kafhre Piramiti ve en küçükleri Menkaura Piramiti. Bunun yanında Sphinx ya da ”Terörün Babası” kaygı verici bir şekilde gözlerden ıraktır. Ne yazık ki, son yıllarda burası gezi rehberlerinin ve ülke hükümetlerinin tatil yorumları tarafından etkilenen bir yer haline gelmiş.
Dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır piramitleri tarihi eserler içerisinde en çok turist çeken yapılardan bir tanesidir. Mısır ülkesinin dünya tarafından tanınmasını sağlayan Mısır Piramitleri günümüze kadar gizemini koruyan en önemli yapılardan biridir. Birden çok olan Mısır piramitleri içinde dünyada en çok tanınan ve en büyük piramitler Gize Bölgesi’nde yer almaktadır. Gize piramitlerinin diğer piramitlerden ayıran en önemli özellik içinde yazı bulunmamasından dolayı hala gizemi çözümlenmemiş olmasıdır. Gize Bölgesi’nde ki en büyük ve en çok tanınan Piramit Keops Piramididir. Oldukça muazzam bir görünüme sahip olan Mısır piramidi görülmesi gereken Dünyanın 7 harikasından biridir.
Kahire
Öncelikle bir sorunu ön plana çıkarmak gerekiyor. Kahire’nin kalabağının yanında Manhattan (New York’un bir bölümü) bile hayalet bir metropol gibi görünüyor. Bu şehirde papirüs satıcıları ve sizi her seferinde takip edebilen rehberler bulunuyor. Kirli havadan burnunuzdaki sümüğün bile siyahlaşmaması mümkün değil.
Mısırlılar’ın Umm ad-Dunya (Dünyanın Merkezi) olarak adlandırdığı Kahire’nin enerjisinden faydalanmak için küçük bir miktar ücret ödemek gerekiyor. Bir taksi turuyla Gize Piramitleri’ne uzaktan bir bakış atıp muhteşem camileri ve 19. yüzyıl saraylarını gezebiliyorsunuz. Bej renkli kum üzerinde kalıplaşmış bir katman, tarihi dönem ve tarzların karışımını birleştiriyor. Şehrin gerçek yüzünü görmek için burnunuzu silip pisliğe göz atmalısınız. Eğer Kahire’yi severseniz o da sizi sevdiğini gösterecektir.
Tolunoğulları Camii, 879 yıllında Tolunoğulları devletinin kurucusu Ahmed bin Tolun tarafından inşa edilmiştir. Bu cami Mısır’da yer alan en eski tarihli camisi olarak bilinmektedir. Mimari yapısı oldukça dikkat çekmektedir. Mısır’daki en değerli İslami yapı olarak da bilinmektedir. Ziyaret etmenizi öneririm.
Kahire Müzesi veya diğer adıyla Mısır Ulusal Müzesi, Mısır’ın başkenti kahire’de bulunur. 1858 yıllında kurulan müze, 1902 yıllında Neo-Klasik mimari tarzıyla inşa edilen binada hizmet vermeye devam etmiştir. Bu müzede 120 bin civarında eser bulunur. Osmanlı dönemine ait yapılarda sergilenmektedir. Mısır tarihini daha yakında görüp incelemek için bu müzeyi ziyaret etmelisiniz. Her yıl çok sayıda kişi bu müzeyi ziyaret etmektedir.
Nil Nehri, 6.853 km uzunluğuyla dünyanın en uzun nehridir. Havzası, Afrika kıtasının onda birini kaplar. Mavi Nil, Beyaz Nil ve Atbarah Nehri olmak üzere üç farklı kola ayrılmaktadır. Başta Mısır olmak üzere birçok Afrika ülkesine hayat vermektedir. Fakat bu nehir, Mısır için önemli bir yere sahiptir. Tarih boyunca Mısır topraklarını sulamış ve Mısır halkına hayat vermiştir. Nil nehrinde çok sayıda canlı da hayat bulmaktadır. Mısır’da her yıl Nil nehrine turlar düzenlenmektedir. Bu turlara katılıp Nil nehri üzerinde Mısır’ın güzelliklerini keşfedebilirsiniz.
Marsa Alam
Marsa Alam, Mısır’ın Güneydoğu bölgesinde yer alan bir tatil beldesidir. Bu belde, Kızıldeniz’in batı sahilinde konumlanmıştır. Buraya yıl boyunca çok sayıda turist akın etmektedir. Arap Çölü ve Kızıl denizi buluşturan bir dönüm noktasıdır. Bulunduğu konum itibariyle adeta bir tropikal cennettir. Birçok deniz sporu içinde oldukça uygun bir yerdir. Deniz, kum, güneş ve dalış gibi hizmetlerle turistlere harika bir tatil keyfi sunmaktadır.
