Pensilvanya, ABD’nin doğu eyaletlerinden biridir. Pensilvanya adı İngiliz Amirali William Penn’in soyadı ve ormanlık alan (woodland) anlamındaki “sylvania” kelimesinin İngiliz kralı II. Charles tarafından birleştirilmesi ile türemiştir.
Pensilvanya, doğusunda New Jersey, güneydoğusunda Delaware, güneyinde Maryland ve güneybatısında West Virginia, batısında Ohioi kuzeyinde New York ve Erie Gölü ile çevrelenmiştir. Eyalet kuzey-güney yönünde 204 km. doğu-batı yönünde ise 455 km. uzunluğundadır. Yüzölçümü 119.283 km2 olup, bunun 116.074 km2si kara, 3.208 km2si ise sulardan oluşmaktadır. Suların 1.940 km2sini ise Erie Gölü oluşturur. En yüksek yeri, Gettysburg Muharebesinde kuzey birliklerinde savaşan bir öğretmenin adının verildiği, deniz seviyesinden 979 metre yükseklikte olan Mount Davis dağıdır. En alçak yeri ise, deniz seviyesinden 335 metre yükseklikte olan Delaware Nehri’dir.
Eyaletin en büyük ırmağı Susquehanna nehridir. Eyaletin doğusunda Apalaş dağları uzanır.
Philadelphia
Etkileyici bir şehir New York’tan Delaware boyunca 2 saatlik bir sürüş uzaklıkta olan ve Schuylkill Nehri’nin kenarında kurulu olan Philadelphia, Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu kıyısındaki en büyük ikinci şehir.
New York’un kalabalığı sizi bunalttıysa ve hala doğu kıyısında büyük bir şehir gezmek istiyorsanız, Philly muhtemelen gitmeniz gereken doğru yer olacak. Bu şehir, büyük bir şehirden beklediğiniz her şeyi sağlamasına rağmen (müzeler, heybetli bir gökyüzü manzarası, farklı havalardaki muhitler, mükemmel parkları, zengin mutfağı), New York’un daha az turist çeken bir benzeri gibi. Çünkü, Philadelphia’nın en önemli parçası, eğer Philly Cheese Steak’ı yani peynirli bifteğini yok sayarsak, buranın en önemli tarafı tarihidir.
Eski bir sömürge şehri (İngiliz İmparatorluğu’nun Londra’dan sonra en büyük ikinci şehir) ve Amerikan Devrimi’nde oynadığı rolle iz bırakan bir şehirdir. Şehrin merkezinin hemen yanında bulunan Delaware Nehri’nde kurulmuş olan eski şehrin etrafında biraz yürüdüğünüzde, bu tarihi izleri göreceksiniz. Anayasa Salonu, Özgürlük Çanı ve Bağımsızlık Salonu gibi tarihi binalara ev sahipliği yapan bu yerdeki çekilen fotoğraflar, eve döndükten sonra binlerce mil uzakta olan Avrupa’da bir şehir gibi görünüyor ve karıştırılıyor. Burada gidilmesi gereken bir sürü müze mevcut.
Ülkedeki en önemli müzelerin bazıları bu şehirdedir; Milli Anayasa Merkezi, Philadelphia Sanat Müzesi ve Doğal Bilimler Akademisi. Son olarak, Fairmount Park ya da zarif Rittenhouse Meydanı gibi yerleri keşfedin, ya da merkezden biraz daha uzaklaşarak Güney Philly’deki İtalyan Pazarı’nı bulun ve buradaki ilginç etnik karışımı ve mükemmel kafeleri, fırınları ve restoranları gezin.
Independence Hall (Bağımsızlık Salonu)
Philadelphia’nın tarihi şehir merkezinde, Independence National Historical Park ’ta konumlanan Independence Sarayı, Amerikan Devrimi ve ABD’nin kuruluşu sırasında tarihi bir öneme sahiptir. Bağımsızlık Bildirgesi ve ABD Anayasası burada tartışılmış ve yürürlüğe konulmuştur. 1753 yılında, koloni döneminde inşa edilen yapı UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.
Liberty Bell ( Özgürlük Çanı)
Hemen yürüme mesafesinde olan Özgürlük Çanı, Amerikan bağımsızlığının sembolü olan ve 1752 yılında Londra’da hazırlanıp, taşıması esnasında çatlayıp burada tutulan orjinal halidir. 8 Temmuz 1776 yılında Bağımsızlık Bildirgesi okunurken çalınmıştır.