Washington Amerika Birleşik Devletleri’nin eyaletlerinden birisidir. Eyalet, Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyük Okyanus kıyısındaki eyaletlerinin en kuzeyde olanıdır. Eyalet, Seattle, Spokane gibi ABD’nin sayılı büyük şehirlerini barındırır. Eyaletin kuzey sınırları Kanada’ya komşudur. Eyaletin genelinde sanayi gelişmiştir. En önemli sanayi kolu ise ormancılıktır. Bölgedeki dağlık alanlarda iğne yapraklı ormanlar hakimdir. Ancak nehirlerdeki vadilere inildikçe bitki örtüsünde küçük değişiklikler görülür. Seattle şehrinin Büyük Okyanus’ta liman oluşturduğu bölge, dünyanın en güvenilir limanlarından biridir.
Washington’da yıllık hava sıcaklıkları doğudan batıya değişkenlik göstermektedir. Batıdaki dağlık alanlar ve kıyılarda Okyanus iklimi hakimken, eyaletin doğusunda ise karasal iklim görülmektedir. Eyaletin hemen hemen tümü iğne yapraklı ormanlarla kaplıdır. Bölgedeki dağlık alanlarda hava yıl boyunca 10 derecenin altındadır. Ancak alt düzlüklerde hava ılımanlaşır ve yoğun yağış ve sis görülmeye başlar. Tarım yapmaya uygun alan miktarı, diğer komşu eyaletlere göre daha azdır.
Washington DC
Her Şeyin Siyasi Merkezi Washington, D.C. (Kolombiya Bölgesi) Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkenti ve hükümetin 3 kolunun da merkezi: Başkanlık, Kongre ve Yüce Mahkeme. Yaklaşık 650.000 kişiye ev sahipliği yapan şehir, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki siyasi olan her şeyin merkezi.
D.C.’yi ziyaret ettiğinizde bir turistin aklındaki ilk ve en önemli şey Ulusal Park’tır: Beyaz Saray’ı Amerikan Kongre Binası’na, Lincoln Anıtı’na (Kore ve Vietnam Savaşı Gaziler Anıtı gibi pek çok başkalarına da) ve Smithsonian Enstitüsü’ne bağlayan, uzun, yeşillikli yol. İkincisi ise 19 müzenin akılalmaz çeşitliliğin, milyonlarca eser ve ulusun tavan arası olarak değerlendirilen koleksiyonudur. Ulusal Hava ve Uzaycılık Müzesi, akılalmaz dinazor fosilleriyle Ulusal Doğa Tarihi Müzesi kesinlikle görülmesi gereken yerlerden bazıları. Teknik olarak Ulusal Sanat Galerisi, Smithsonian Enstitüsü’nün bir parçası olmasa da yolculuk programınızda kesinlikle bulunmalı. Potomac Irmağı boyunca biraz uzakta yer alan, şehrin tarihi bölgesi Georgetown’a gittiğinizde, Washington D.C. ile alakalı daha birçok şey görebilirsiniz. Burada renkli sömürge dönemi binaları, Georgetown Üniversitesi’nin (yüzlerce yaşındaki) kampüsünü ve ayrıca birçok ilginç butik, bar ve restaurantlar göreceksiniz.
Washington, DC, Amerika Birleşik Devletleri’nin başkentidir. DC kısaltmasının açılımı “District of Columbia” (Kolumbiya Bölgesi)’dir. Maryland ve Virginia eyaletlerinin arasında yer alır. Kendi başına bir eyalet değildir ve hiçbir eyaletin sınırları içinde yer almaz
White House (Beyaz Saray)
Beyaz Saray, Washington DC’de 1600 Pennsylvania Avenue NW’de bulunan Birleşik Devletler Başkanı’nın resmi ikametgahı ve başlıca işyeridir. 1800’de John Adams’dan günümüze, bu görkemli yapı her ABD başkanının ikametgahı olmuştur. Bu nedenle Beyaz Saray ismi, politik işlerde başkan ve danışmanlarının eylemlerini açıklamak için bir deyim gibi sıklıkla kullanılmaktadır. “Beyaz Saray açıklıyor …” gibi.
Saray, inşaat öncesi yapılan mimari tasarım yarışmasını kazanan ismi İrlanda doğumlu mimar James Hoban tarafından neo-klasik tarzda tasarlanmıştır. İnşaat, 1792-1800 yılları arasında Aquia Creek kumtaşı ve beyaz boya kullanılarak tamamlanmıştır. Thomas Jefferson, mimar Benjamin Henry Latrobe ile birlikte 1801’de eve taşınmıştır. Konak, 1814 yılında 1812 Savaşı devam ederken, Yakıcı İngiliz Ordusu tarafından alevlendi, iç kısımlar yıkıldı ve dış cephelerin çoğunu hasar gördü. Yeniden yapılanma hemen başladı ve Başkan James Monroe, Ekim 1817’de kısmen yeniden yapılandırılmış hükümet merkezine taşındı. Dış inşaat, 1824’te yarı dairesel Güney limanının, 1829’da Kuzey limanının da eklenmesiyle sürdürüldü.
Başkan Theodore Roosevelt, idari konutun içinde kalabalık olması nedeniyle tüm çalışma ofislerini 1901’de yeni inşa edilen Batı Kanadına taşıdı. Sekiz yıl sonra 1909’da Başkan William Howard Taft, Batı Kanadını genişletti ve ilk Oval Ofis’i kurdu. Bölüm genişletilmesi tamamlandığında da taşındı. Ana konakta, üçüncü katta bulunan çatı katı, çatı pencereleri ile birlikte genişletilerek 1927’de yaşam alanına dönüştürüldü. Sosyal etkinlikler içinse resepsiyon etkinlikleri alanı olarak yeni inşa edilen bir Doğu kanadı kullanıldı; Jefferson’un kolonileri yeni kanatları birbirine bağladı. 1946 yılında Doğu Kanadı içerisinde yapılan değişiklikler tamamlanarak ek ofis alanı oluşturuldu. 1948’de evin yük taşıyan dış duvarları ve iç ahşap kirişlerin pek dayanıklı olmadığı belirlendi. Harry S. Truman bünyesinde, yükü taşıyabilmesi için kuvvetlendirici çelik direkler binaya eklendi ve iç odalar tekrardan inşa edildi.
US Capitol (Amerikan Kongre Binası)
Şehirde görülecek yerler hemen hemen yanyana olduğu için, bir sonraki durağımız olan Amerikan Kongre Binası’na gidiyoruz. Baştan söyleyelim : Bu binayı isterseniz gezebiliyorsunuz. O meşhur konuşmaların yapıldığı bina. Zaten en meşhur binası bence bu. Çünkü, çoğu insan bu binayı Beyaz Saray ile karıştırıyor. Sebebi ise, etkileyici mimarisi. Binanın bir havası var fotoğrafını çektiren.
Washington Monument (Washington Anıtı)
Washington Anıtı, Kıta Ordusu’nun komutanı ve ilk Amerikan Başkanı George Washington’ı anmak için inşa edilen Washington, D.C.’deki Ulusal Alışveriş Merkezi’ndeki dev dikilitaştır. Lincoln Anıtı’nın hemen doğusunda yer alan mermer, granit ve gnaystan yapılmış anıt, hem dünyanın en uzun taş yapısı hem de dünyanın en uzun obeliskidir , 2014 National Geodetic Anketi verilerine göre 554 169.046 metre uzunluğunda veya 1884 Milli Park Servisine göre 169.294 metre uzunluğundadır. 1975 yılında, bir rampa anıtı girişinde bir basamak vardı, bu nedenle rampanın yanındaki zemin yüksekliğine uyacak şekilde yükseltildi ve kalan yüksekliği anıtın tepesine indirdi. Dikdörtgenin orijinali, tasarımcı tarafından uzunluğu 183 metre olması yönündeydi, ama temelin tasarımı ile ilgili sorular, binanın tamamlandığı zaman yüksekliğin düşmesine neden oldu. Tamamlandığında dünyanın en yüksek yapısı olan bu mermer anıt, bu unvanı Köln Katedrali’nden aldı ve tacını 1889’da Eyfel Kulesi inşası bitene kadar taşıdı.
Anıtın yapımı 1848 yılında başladı ve küçük rötuşları, fok eksikliği, malzeme sorunları gibi nedenlerle son halini 1888 yılında aldı. Orijinal tasarımı Robert Mills’ e ait yapı, maddi yetersizlikler nedeniyle düz bir dikilitaş olarak ilerledi.2011 yılı Virginia depremi ve aynı yıl Irene Kasırgası dolayısıyla hasar görmüş ve yapı halka kapalı kalmıştır. 32 aylık onarımların ardından Milli Park Servisi ve Ulusal Alışveriş Merkezi Güveni, anıtı 12 Mayıs 2014’te ziyaretçilere açtı. Ancak Eylül 2016’daki asansör sistemi sorunları nedeniyle anıt kapatıld ı ve 2019 yılı sonunda yeniden ziyaretçilere açılması bekleniyor.
Lincoln Memorial (Lincoln Anıtı) & Reflecting Pool
Malumunuz, 16 Cumhurbaşkanı olan, köleliği bitiren ve ülkenin birliğini sağlamış ve sonradan suikaste uğramış bir yöneticidir. Anısına yapılan bu Anıt’a gelirken çokta güzel bir havuz yapmışlar. Etrafından yürüyerek Anıt’a gelirken adımınızı attığınız merdivenlere dikkatli bakın. Çünkü burası hayallerin başladığı yer. Martin Luther King Jr.’ın, “Bir hayalim var” sözlerini sarf ettiği yer.
Madame Tussauds Müzesi
Ertesi gün rehberimizin eşliğinde oldukça kültürel bir gün geçiriyoruz. Önce balmumu heykellerin oluşturduğu meşhur Madame Tussauds Müzesi’ne gidiyoruz. Oldukça başarılı bir şekilde yapılan heykellerin gerçeğinden resmen farkı yok. Dünyanın bir çok noktasında yer alan bu müzeye hayatınızda en az bir kez gitmenizi tavsiye ederim.
Ulusal Hava ve Uzay Müzesi
Smithsonian Enstitüsü ya da daha genel adıyla Ulusal Hava ve Uzay Müzesi (NASM olarak kısaltılır) Washington eyaletindeki gözde müzelerden biridir. Dünyadaki en eski hava aracı ve uzay aracı koleksiyonunu elinde bulundurmaktadır. 1946 yılında Ulusal Hava Müzesi olarak kurulan bölümü ve ana binası, 1976 yılında şehrin mimarının adıyla bilinen L’Enfant Plaza yakınlarındaki National Mall’da açılmıştır. 2014 yılında müze yaklaşık 6.7 milyon ziyaretçiyle rekor kırmış ve dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi olma sıfatını kazanmıştır.
Müzede Apollo 11 modülü, John Glenn tarafından uçakla gönderilen Friendship 7 kapsülü, ses engelini kıran Bell X-1 ve girişin yakınındaki Wright kardeş uçağı bulunmakta ve meraklılarının ilgi odağı haline gelmektedir.
Ulusal Hava ve Uzay Müzesi, havacılık ve uzay uçuşunun tarihini ve bilgisini, ayrıca gezegen bilimi ve karasal jeoloji ve jeofiziği araştıran çok önemli bir merkezdir. Ekrandaki hemen hemen tüm alan ve uçak orijinal veya orijinal yedekleme aracıdır. Müze, 2003 yılında hizmete giren Dulles Uluslararası Havalimanı’ndaki Steven F. Udvar-Hazy Merkezi’ni de bünyesine katarak 71.000 metrekarelik dev bir alanda faaliyet göstermektedir. Müzede şu an Maryland’daki Suitland’daki Paul E. Garber Koruma, Restorasyon ve Depolama Tesisi’ndeki koleksiyonunun restorasyonu devam etmektedir. 2014 yılından itibaren bu restorasyon ve arşivleme faaliyetleri Udvar-Hazy ek tesislerine giderek taşınmaktadır.
Meraklılarının ziyaret akınına uğrayan bu müzede, rehberler grupların özelliklerine göre uzay meraklılarına ücretsiz turlar düzenlemektedir. Geniş gruplar için önceden rezervasyon yaptırılıp işaret dili de dahil çok sayıda dil bilen rehberler eşliğinde müzeyi gezebilir ve uzay hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz.
Ulusal Doğa Tarihi Müzesi
Hayatımda gördüğüm en güzel müzelerden bir tanesi olan, belkide o zamanlar çok az hatta hiç müze görmediğimdendir, bu müzeye gidiyoruz. O devasa balinaları, filleri, fosilleri, nesli tükenen canlıların iskeletlerini, madenleri, bitkileri ve daha binlerce hayvanın doldurulmuş hallerini görünce, çocuk gibi hissediyorum. Oldukça büyük bir müze ve detaylı gezmeye kalksanız heralde günlerinizi alabilecek kapsamda. Eğer çocuğunuzla ABD’ye gelip yolunuz buralara düşerse, çocuğunuzun dünyaya olan bakış açısının sağlam temeller üzerinde kurulması için bu müzeler inanın çok faydalı olacaktır. Zaten müzeleri gezerken birşeyi farkettim. Aileler kendileri için değil, yanlarında getirdikleri küçücük çocuklarına bu müzeleri göstermek, onlara öğretmek, tek tek anlatmak için ellerinden tutup gezdiriyorlardı. Ne güzel…
Baştan söyleyeyim. Bu müzeyi, artık Niagara Şelalesi’ne giderken yol üstünde gördük. Turu alacağınızı varsayaraktan yine de yazayım dedim. Çünkü burası Washington’a 5 saat, New York’a ise, 4 saat uzaklıkta. Olurda, kendi aracınızla giderseniz diye de belirtmek istedim. Çünkü, muhtemelen Niagara Şelalesi’ne giderken, yol üstünde olacak. Gelmişken uğranmalı.
Cam Müzesi
Gördüğüm en enteresan cam sanatına dair bir müze. Adamlar, camdan gelinlik bile yapmışlar. Yaklaşık 45,000 parça var ve bazılarının 3,500 yıldan daha bile eski olduğunu söylüyorlar. Gelmişken mutlaka camdan yapılan eşyaların işlemden geçme süreçlerinin gösterisini de izleyin.
Seattle
Seattle ABD’nin en büyük finans ve kültür merkezlerinden biridir. Dünyaca ünlü birçok büyük markaların yanında müzik alanında da yine dünyaca ünlü isimleri çıkarmıştır. Seattle’nin doğasıda müthiş manzaralar sunar. Şehrin çevresini saran Olympic ve Cascade dağları karlı zirveleriyle oldukça etkileyicidir. Seattle bu şehri ziyaret eden misafirlerini kendine hayran bırakan, ABD’nin en etkileyici şehirlerinden biridir.
Seattle, Washington Eyaleti’nde ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Pasifik Kuzeybatısı’nda bulunan en büyük şehir. Birçok önemli şirketin merkezine ev sahipliği yapıyor (özellikle Starbucks ve Microsoft). Port of Seattle, ülkenin en hızlı gelişen ve modern yerlerinden bir tanesi. Bütün bölgeler eklendiğinde şehir, 3.9 milyon nüfusa sahip. Seattle’ın çekiciliği, akılalmaz doğal güzellikleri ve aşırı modern şehir manzarasından kaynaklanıyor. Elliot Bay’in manzarası muhteşem olabilir ve şehri çevreleyen alanlar açık hava aktiviteleri seven birinin bulmayı umduğu her şeyi sunuyor: dağlar, göller ve uzaktaki el değmemiş araziler. Eğer zamanınız varsa ve istekliyseniz kesinlike şehrin dışına tırmanmaya gitmelisiniz. Eğer yeterli zamanınız yoksa, şehrin sınırları içerisindeki sayısız parkı da ziyaret edebilirsiniz. İsteğiniz ölçüde duyarlı olacağınız veya aldırış etmeyeceğiniz doğa, Seattle’da sadece bir fon. Pike Place Market, original Starbucks, ünlü çiftçi/balıkçı marketleri ve Seattle için ikon olan Space Needle, şehrin ana çekim yerleri.
Pike Palace Market
1906’da kurulan Pike Place Market, Seattle’ın en turistik mekanı olmasının yanında ABD’nin de en eski çiftçilik ve gıda pazarıdır. Saat 11 ile 17 saatleri arasında kapalı ve açık Pazar alanlarında hizmet vermektedir ve içinde birde orijinal Starbucks kahve dükkanı bulunur. Satılanlar arasında yerel el yapımı ürünler, hediyelik eşyalar, el sanatları ürünleri, gıda ürünleri bulunmaktadır. Ayrıca çevrede bulunan birçok sokak sanatçısı da ziyaretçilerinin ilgisini çekmektedir. Seattle’da görülecek yerlere Pike Place’den başlayabilirsiniz.
Seattle Akvaryum
1977 yılında Pier 59 iskelesi üzerinde açılan Seattle Akvaryumu, deniz yaşamı hakkında bilgi edinebileceğiniz birçok türe ev sahipliği yapan akvaryum sergilerine sahiptir. Burada sergilenen akvaryumlar 12 farklı kategoriye ayrılmıştır. Her akvaryum farklı bir yaşam ekosistemine sahiptir. Etkileşimli gösterilerin yanında dalış gösterilerinin de düzenlendiği Seattle Akvaryumu yılda 800.000’den fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle çocuklu aileler için çok iyi zaman geçirecekleri bir yerdir.
Pioneer Meydanı
Seattle’da gezilecek yerlerden bir diğeri de Pioneer Meydanı’dır. Downtown’da yer alan Pioneer Meydanı Seattle’ın en eski mahallelerinden biridir. Seattle’a ilk yerleşen yerliler tarafından kurulmuştur ve yapıların çoğu ahşaptır. Ancak bu ahşap binaların birçoğu büyük Seattle yangınında yanmış ve yerine 1890 – 1900 yılları arasında beton binalar yapılmıştır. Bir zamanlar San Francisco’da neredeyse tüm kentin ahşap olmasından dolayı yanmış ve yerine beton binalar yapılmıştır ve Seattle ile aynı kaderi paylaşmıştır. Günümüzde mahallenin mimari yapısı 19. Yüzyılın Romanesk tarzındadır. Seattle’nin bu en tarihi yeri ABD’nin ulusal tarihi miraslar listesinde bulunmaktadır.
Union Gölü
Seattle’da bulunan bir tatlı su gölü olan Union Gölü, 12.000 yıl önce buzul erozyonu ile oyulan bir alanda oluşmuştur. Tarih boyunca kıyısında kızıldereli yerlilerin yaşadığı göl günümüzde su sporcularının uğrak bir adresi olmuştur. Özellikle kürekçilerin, yelkencilerin ve su kayakçıları rağbet göstermekte ve birde deniz uçağı pisti bulunmaktadır. Union Gölü Seatle’ın şehir merkezinin ortasında bulunur ve Washington boğazıyla bağlantılı haldedir. Union Gölü’nün bir diğer ilgi çeken yanı da üzerinde bulunan yüzen evlerdir. Union Gölü Seattle’da mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biridir.
Fremont Roketi
Fremont Roketi, Seattle’nin Fremont Mahallesi’nde bulunan roket şeklinde ilginç bir tasarıma sahip heykeldir. Roket askeri fazlalıklar kullanılarak 1950 yılında soğuk savaş döneminde yapılmıştır ve yoğun bir şekilde ziyaretçi çekmektedir. Ayrıca burada düzenlenen ve canlı müzik ve alkollü içecekler eşliğinde düzenlenen Fremont Fuarı’nda eğlenceli dakikalar geçirebilirsiniz. Fremont Roketi ve Fuarı, Seattle’da gezmek için yeterince boş vaktiniz olduğunda görmeniz gereken bir yerdir.
Burke Müzesi
Kuzey-batı Amerika’nın en büyük doğal tarih müzelerinden olan Burke Müzesi, 1899 yılında eyalet yönetimi tarafından kurulmuştur ve içinde antropoloji, biyoloji, jeoloji ve araştırma alanlarında 16 milyondan fazla eser barındırmaktadır. İçinde 20.000 yıllık kılış dişli kedi fosillerinden kuş kanatları koeksiyonlarına kadar etkileyici bir koleksiyona sahiptir. Burke Müzesi tüm bunların yanında birçok geçici sergiye de ev sahipliği yapmakta ve Seattle’nin en çok ziyaretçi çeken mekanları arasına girmektedir.
Jimi Hendrix Heykeli
1960’ların müzik dehası ve Seattle’ın yetiştirdiği “en sevdiği oğlu” olarak kabul edilen Jimi Hendrix heykeli, Broadway ve Pine caddelerinin kesiştiği bir yerde bulunmaktadır. Heykel 1997 yılında yerel sanatçı Darly Smith tarafından yapılmıştır. Jimi Hendrix fanları heykeli sık sık ziyaret etmekte ve üstüne genellikle mum ve çiçek bırakmaktadırlar. Ayrıca dudakları arasına ise yanmış sigara bırakmakta hayranları arasında sıkça yapılan ilginç bir harekettir. Yüzyılın müzisyenleri arasında ki Jimi Hendrix heykeli, müzik sever ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken yerler arasındadır.
Victor Steinbrueck Park
Seattle’da görülmesi gereken yerlerden biri de 1982 yılında Richard Haag tarafından yapılan Victor Steinbrueck Park’tır. Tarihi bir tophane binasının bulunduğu, ancak 1968 yılında bu binanın yıkılmasıyla boşalan yer oldukça çirkin bir görüntü oluşturmuş, yine çözüm olarak bu güzel park yapılmıştır. Rıhtımlar ve şehir merkezi arasında çok güzel bir görüntü sunmakta ve ziyaretçilerinin sakinleşmek ve nefes almak için uğrak duraklarından biri olmuştur. Birçok heykelinde bulunduğu parkta sık sık miting ve gösteriler yapılmaktadır.