Dominik Cumhuriyeti ile birlikte Hispaniola Adası’nı paylaşan Haiti Karayipler’in önemli turistik merkezlerinden biridir. Zengin kültürü, doğal güzellikleri, açık görüşlü halkıyla ziyaretçilerinin kalbini kazanan ülke ne yazık ki ekonomik açıdan aynı güce sahip değildir. Başkent Pourt-de-Prince müzeleriyle oldukça dikkat çekicidir. Müzelerin her biri ülke tarihine dair pek çok şey öğrenme imkanı da tanımaktadır.
2010 senesinde yaşadığı büyük deprem felaketinden sonra yaklaşık 200 bin vatandaşını kaybeden ülke kolera hastalığı ile de mücadele etmeye de devam etmektedir. Bu yüzden de ülkede halk genelde suyu önce kaynatarak tüketmektedir. Ülkeye gittiğinizde sağlığınız açısından dikkat etmeniz gereken hususların başında bu gelmektedir.
Başkenti Port-au-Prince olan Haiti üç bölgeye ayrılmıştır. Bunlardan ilki başkentin de içinde olduğu ve en kalabalık bölgesi Central Haiti’dir. Ülkenin en beğenilen kumsallarının bulunduğu Northern Haiti ve karnavalların merkezi Jacmel, beyaz kumsallarıyla ünlü Port Salut,küçük ada İle a Vache gibi önemli kentleri kapsayan tarihi bölgesi Southern Haiti diğer bölgeleridir. Ülkenin önemli kentlerinden Atlantik kıyısındaki Cap-Haitien Fransa kolonyel döneminden kalma mimarisiyle hayli etkileyicidir.
Haiti Kuzey Amerika bölgesindedir. Karayip Denizi’nde Hispaniola Adasını Dominik Cumhuriyeti ile paylaşan Haiti’nin batısında Küba vardır. Haiti adanın batı kıyısında yer almaktadır.
Haiti’nin iki tane resmi dili vardır. Bunlardan ilki Fransızca ikincisi Haiti Kreolesidir. Fransızcanın daha ziyade yazı, basın ve yönetim alanlarında kullanıldığı Haiti’de nüfusun yüzde 42’si bu dili konuşmaktadır. Ülkenin eğitimli kesiminin kullandığı Fransızca okullarda ve iş sektöründe kullanılan Fransızca mezuniyet, düğün benzeri seremonilerde de kullanılmaktadır. Kreole Fransızcaya çok benzeyen bir dildir. Kelimelerinin yüzde 90’ı Fransızcadan gelmektedir.
2015’te hazırlanan CIA Factbook raporuna göre Haiti halkının yüzde 80’ini Katolikler oluşturmaktadır. Protestan nüfusunun yüzde 16 oranında olduğu ülkenin küçük bir azınlığını ise Müslüman, Yahudi ve Budist nüfus oluşturur. Ayrıca ülke dünyada voodoo inancının bir din olarak kabul edildiği tek yerdir.
Haiti ve Dominik Cumhuriyeti’nin bulunduğu Hispaniola adasına gelen ilk Avrupalı Kristof Kolomb’dur. Kolomb’un 1492’deki keşfi öncesinde Arawak yerli halkının yaşadığı ülke kolonizasyon sürecinde pek çok katliam ve kıyım yaşamıştır. 17. Ve 18. yüzyıllarda Fransız korsanların eline geçen Haiti kıyıları şeker ve kahve üretimiyle en zengin sömürge ülkelerinden birine dönüşmüştür.
1804 senesinde çıkan köle isyanıyla bağımsızlığını kazanan Haiti, dünya tarihinde köle isyanının başarıya ulaştığı tek ülke olma özelliğine sahiptir. 19. Yüzyılla beraber politik ve sosyal sorunların ülkeyi olumsuz yönde etkilediği hala ekonomik sorunlar yaşamaktadır. 1915’teki finansal patlamanın 1934’e dek devam ettiği ülke bu dönemde Amerika’dan destek almıştır. 2010 senesinde meydana gelen depremle yaklaşık 220 bin kişinin hayatını yitirdiği ülke bu dönemde çok ciddi hastalıklarla da yüz yüze gelmiştir. O tarihten bu yana hala yaralarını sarmaya çalışan Haiti dünyanın en fakir ülkelerinden biridir.
Haiti tropikal iklim etkisindedir. Yıl içinde aralıklı olarak yağışların görüldüğü ülkeyi ziyaret etmek için en ideal dönem nemin çok yüksek, havanın çok soğuk olmadığı mayıs ve temmuz arası dönemdir.