And Dağları zirvelerinden Karayipler’in sahillerine, Amazon Ormanı’ndan arkeolojik kalıntılara ve koloni yaşantısına kadar, Kolombiya, Güney Amerika’nın övünç kaynağı. Bu güzel Latin ülkenin ana dili İspanyolca ve ortalama 45.7 milyon insan burada yaşamını sürdürüyor.
Kolombiya ile ilgili duyduğunuz o eski şeyleri unutun. Kolombiya artık güvenli, ulaşılabilir ve tamamen heyecan verici bir yer. Bir yolculukta, tatilde, macerada ne arıyorsanız, onu burada bulabilirsiniz. İster Amazon’un nehirlerinde kürek çekmek isteyin, ister Karayipler’in mercanlarla süslenmiş derinliklerine dalmak! Veya hiç ıslanmak istemiyorsanız at sırtında Kolombiya’nın tarihi mezarlıklarını keşfe çıkın. Bu ülke sıcak kanlı, yardımsever ve turistleri çok seven bir yer. Kolombiya’nın yerlileri de yıllarca sivil anlaşmazlıklar yüzünden şehirlere hapsolduktan sonra artık güzel ülkelerinin tadını çıkarabiliyor.
Cartagena’nın eski şehrinin tarih 400 yıl öncesine kadar dayanıyor. Bu kentin sokaklarında dolaşmak, adeta ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez’in romanlarının sayfalarına adım atmak gibi. Pastel renklerin ahengiyle İspanyol Kiliseleri’nin ve tarihi meydanların güzelliği sizi kendine çekiyor. Tarihi bir kent olmasına rağmen, hala gündelik yaşantısına devam eden bir yer burası.
Güney Amerika’nın en hayret verici müzelerinden biri olan “Bogota’s Museo del Oros” mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Müzede dolaşırken kendinizi bir “Indiana Jones” filminde zannedebilirsiniz. Müze, yaklaşık 55,000 parça altın ve diğer maddelerden oluşan göz alıcı koleksiyonuyla sizleri bekliyor.
Amazon Ormanı, bir kerede keşfedilebilecek, ya da gezilebilecek bir yer değil. Ayrıca ormanın yapısı gereği gezinti yapmaya çok elverişli bir doğal yapı değil. Ancak Brezilya ve Peru sınırları boyunca 800 kilometrelik bir alanda yer alan Rio Yavari, Amazon Ekosistemi’ni deneyimleyebileceğiniz bir yer.
“Parque Nacional Natural”, Karayipler’in en göz alıcı sahillerine ev sahipliği yapıyor. Önünüzde turkuaz mavisi bir deniz ve arkanızda devasa bir orman manzarası. İşte kartpostallarda gördüğünüz ve yıl boyu hayalini kurduğunuz, palmiye ağaçlarının, mavi denizin ve bembeyaz kumsalların olduğu yer burası. Ama daha çok bungee jumping, paragliding tarzı sporlardan ve aktivitelerden hoşlanıyorsanız, sizin için en doğru yer “San Gil” olacaktır.
Adının anlamı “rahatlanacak yer” olan “Barichara”, fotoğraf çekmeyi sevenler için çok uygun. Bu küçük kasaba, turuncu çatıları, bembeyaz boyanmış duvarları ve saksı dolusu çiçeklerle süslenmiş balkonlu evleriyle adeta bir masal kasabası.
Güzel yemek, kaliteli içki ve haraketli gece hayatını seviyorsanız, “Medellin” şehri size bunların hepsini sunuyor. Güneş battıktan sonra yaşamaya başlayan bu şehir, varlıklı ve ülkenin tanınmış isimlerinin bir araya geldiği noktaların başında geliyor.
Belki de en önemlisi, hepimizin bildiği ve merak ettiği ünlü Kolombiya Kahvesi’nin gizemi. İşte size fırsat! Kahve tutkunu gezginler, ciplerle çıkılacak bu kahve tadımı yolculuğuna bayılacaklar. “Zona Cafetera’s” yani ülkenin kahve yetiştirme ve üretim merkezi. Burada, kahvenin bitki olarak toplanışından, bize gelene kadar geçirdiği tüm aşamaları gözlemleme imkanı bulacaksınız.
Bu kadar renkli bir ülkenin mutfağının da çeşitli olmasını beklemek hata olmaz. Dağlık ve sahil bölgelerinin geniş yer aldığı ülkede, yemekler de buna göre yöresel değişiklikler gösteriyor. Kolombiya mutfağını taçlandıranlar, fasulyeler, pirinç, balık, salata ve taze tropikal meyve suları. Kahve, Kolombiya’nın tahmin edersiniz ki, bir numaraları içeceği. Aynı zamanda en büyük ihraç ürünü.
Sokakta dolaşırken, size bir kaç madeni para karşılığı, küçük plastik bardaklarda kahve veren insanlarla karşılaşacaksınız.
Ulaşım için araba kiralamanın pahalı olduğunu söyleyelim. Onun yerine ucuz ve işlevsel olan otobüsleri tercih etmelisiniz. Aynı zamanda, büyük bir ülke olan Kolombiya’da bir çok farklı hava yolu şirketi ve güzergahı var. Bu sebeplerden uçak taşımacılığını da tercih edebilirsiniz.
Kolombiya’nın turizm anlamında en haraketli zamanı, aralık ve şubat ayları arası. Bu dönemde güneşli bir gökyüzü ve gün içinde ılık bir hava hakim. Mart ve eylül ayları arası bir çok aktivite için yine ideal bir dönem. Örneğin temmuz ve ekim ayları arasında balinaları görebilmek için bir çok turist geliyor. Nisan ve mayıs aylarının, ülkenin yağmurlu dönemi olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Ekim ve kasım ayları ise turizm açısından en düşük zamanlar.
Ciudad Perdida
Kayıp şehir Ciudad Perdida, ‘Kayıp Şehir’ olarak çevirilen yer, belki de ölmeden önce yapılacaklar listenizde yer alması gereken yerlerden biri . Bu 1200 yaşından büyük yapı, Kolombiya’nın Sierra Nevada de Santa Marta sıradağlarında bulunur. Milattan sonra 800 yılında inşa edilmiştir ve bu bölge boyunca bulunan köy ağının merkezi bir parçası olduğuna inanılırdı.
Burası 1972 yılında yağmacılar tarafından yeniden keşfedilmiştir. Eskiden sadece birkaç yerel kabilenin üyeleri tarafından ziyaret edilse de, Teyuna olarak da bilinen bu alan dünyanın geri kalanından sır gibi saklanmıştır. Çok iyi bir şekilde muhafaza edilmiş olması akıllıca bir hareket. Daha iyi mi yoksa kötü mü oldu bilemiyoruz fakat günümüzde halka ziyarete açıktır, burada yürüyüş yapabilirsiniz. Esas tarihi 650 yıl öncesine kadar dayanan bu nokta hiç şüphesiz daha fazla rağbet görecektir. Belki de burası tamamen keşfedilmeden ve Güney Amerika’dan buraya günlük turlar başlamadan önce görmek istersiniz.
Buraya dağın içine oyulan 169 terasa ormandan, 1200 adım taş basamak çıktıktan sonra ulaşılabilir. 23 km’lik bir yürüyüşten sonra Macheté’ye varacaksınız (tabii ki geri yürümek gerekecek). Fakat bu büyük bir artı, çünkü burası Kolombiya’nın en güzel manzaralarını sunan, en heyecanlı yürüyüş yolu olduğu iddia ediliyor.
San Andres Adası
Yedi rengin denizi Kolombiya ana karasının buraya yakın hiçbir parçası yok. Nikaragua kıyıları, Kosta Rika ve Panama, bu adaya Kolombiya’dan daha yakın. Oysa Kolombiya’nın en büyük adası olan San Andres, 750 km kuzeybatıda ülkenin geri kalan kısmını, Providencia ve Santa Catalina Adaları’nın büyük bir parçasını oluşturur.
İnce uzun mercan adası San Andres, kuzeyde kentleşmekte olan bölgesel başkent, 75.000 olan nüfusun %75’ini bünyesinde bulundurur. Şehrin dışında (özünde bir grup vergiden muaf durumdaki popüler otel ve mağaza) ada, kırsal, çok hafif engebeli ve gür bir bitki örtüsüne sahip. Adayı böylesine özel kılan şey; muhteşem denizinde, mavi ve turkuazın 7 farklı tonunu barındırması ve esas önemlisi, deniz yaşamı açısından zengin (köpekbalıkları, yunuslar ve tropik balıkları düşünün) mercan kayalığı ile çevrili olması. Bundan dolayı dalış yapmak için de harika bir yer.
Adanın karşı konumunda ise Jonny Cay Adası yer alır. Burası da yine, harika plajlarıyla ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Bahia Sardina Adası, en az Jonny Cay kadar baş döndürücü. Tatil yerleri başkentte yoğunlaşsa da aslında adaya yayılmış halde bulunur. Bunlardan birçoğu her şey dahil ve genelde yerli turistlerin rağbet gösterdikleri yerler. Fakat burada , 5 yıldızlı otellerden, hostellere ve konuk evlerine kadar istediğiniz herşeyi bulacaksınız.
Bogota
Aromalı Şehir Bogota
Kolombiya’nın başkenti. Oldukça büyük olan bu şehir yaklaşık 8 milyonluk bir nüfusa sahip. Yakınında bulunan ülke başkentleri gibi (Quito ve La Paz), yüksek bir rakıma sahip (2,500 metre’nin üzerinde).
Bogota, yoksulluk ve zenginliği bir arada barındıran, tarihi yapılar ve gökdelenlerin var olduğu, son derece heyecanlı, huzurlu ve çok yönlü bir şehir. Turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bu yerde; La Candeleria, birçok müzeye ev sahipliği yapan tarihi çingene mahallesi, kiliseler, meydanlar (Plaza de Bolivar göze çarpan), küçük Arnavut kaldırımlı sokaklar ve sömürge mimarisinden kalan yapılar bulunmakta.
Turistlerin ilgisini çeken ana yapılardan biri Botero Müzesi. Eğer daha da yukarı çıkmak isterseniz 3,200 metre yüksekliğe sahip olan, dağların arasında bulunan dini tapınak Cerro de Monserrate’ye gidebilirsiniz. Bogota merkezi konumu göz önüne alındığında, ülkenin geri kalanını keşfetmeye başlamak için mükemmel bir yer. Pablo Escobar’ın hayatının canlandırıldığı Narcos dizisini izleyenler, Bogota mutlu, biraz karmaşık ve oldukça enerjik bir şehir.
Medellin
Rehabilite Edilmiş Uyuşturucu Bağımlısı
Önceleri dünyanın en ölümcül şehirlerinden biriydi. Dünyada uyuşturucu ile ilgili suç oranı ile ünlü ve en azılı uyuşturucu lordu olan Pablo Escobar burada yaşıyordu. Zamanında polisin bile girmeye korktuğu tehlikeli bölgeleri olan bir şehirken tam değişim gösterip ödül kazanan bir şehir haline geldi. Eğer böyle bir şehri görmek istiyorsanız, Medellin kesinlikle buna değer. Şehir, Kolombiya’nın kuzeybatı kesiminde, başkent Bogota’ya 1 saatlik uçuş mesafesinde bulunuyor. Biz buraya görülmesi gereken yerlerin Robert Downey Jr.’ı diyoruz. Kolombiya’nın ikinci büyük şehrine hoş geldiniz.
Burada hava sıcaklığını görmezden gelebilirsiniz çünkü şehir her mevsim ebedi baharı yaşıyor. Yıl boyunca her ay ortalama sıcaklık 27-28°C dolaylarında. Ancak bazı dönemler yağmurlu ve kuru bir havaya sahip, buna dikkat etmelisiniz. Bu şehir, içmeyi, dans etmeyi, partileri oldukça çok seviyor. Eğer kendinizi birkaç gece şafaktan önce yatağa gitmiyor olarak bulursanız, Paisas olarak bilinen sevecen yerli halk ile tanıştığınızı söyleyebiliriz. Yerel halkın tavsiyelerini dikkate alın. Mümkün olduğunca şehrin merkezinde kalmak iyi bir fikir olabilir.
Not: Medellin uluslararası (hava) olarak Kolombiya gezileri için iyi bir giriş noktası.
Barranquilla
Karnaval Şehri
Barranquilla, Kolombiya’nın kuzey kısmında Karayip kıyısında yer alan bir şehir. Bu şehir hakkında sizlere birkaç bilgi vererek başlayabilirdik. Ne zaman kuruldu (1813 yılında)? Sırayla görmeniz gereken yerler nereler? Nereleri görmemize gerek yok? Ancak bu şehir ile ilgili bilmeniz gereken sadece bir şey var: Barranquilla bir karnaval şehri!
Karnaval her yıl, “Kül Çarşamba”dan 40 gün önce (Şubat sonu ya da mart başı) düzenleniyor. Renkleri ve atmosferi ile birlikte Rio de Janeiro festivali ile denk tutuluyor. 4 gün boyunca devam eden bu etkinlikte Kolombiya’ya özgü müzikler, geçit törenleri, kostümler ve çeşitli dans gösterileri ile Kolombiya’nın ana kültürel geleneklerini yansıtıyor. Ya da başka birinin dediği gibi, “Dört gün boyunca müzik, dans, içki ve genel ahlaksızlık”. Yılın bu zamanı çok sayıda turist, özellikle bu festival ve sıcakkanlı ülke insanıyla kaynaşmak için ülkeyi ziyaret ediyor.
Eğer karnaval zamanının dışında buraya gelirseniz, çok fazla görülecek yeri olmayan bir sanayi kentiyle karşılaşacaksınız. Ve yapılacak pek de bir aktivite bulunmuyor. Katedral, tarihi meydanları, Modern Sanat Müzesi ve Museo del Caribe gibi birçok müze de ziyaret etmeye değer yerlerden. Ayrıca Hayvanat Bahçesi ve pazarları da ziyaret etmeyi unutmayın. Sahil kenarında Malecon Leon Caridi boyunca gezinmenizi, La Troja ve Frogg Leggs gece kulüplerini ziyaret etmenizi öneririz.
Cartagena
Kolombiya’nın Karayip Sahilleri’ndeki İspanyol Sömürgesi
Cartagena, (Tam adı Cartagena de Indias) bir milyonun birazcık altında nüfusa sahip olan, Kolombiya’nın kuzey kıyısında yer alan bir şehir. Ülkenin en büyük beşinci şehri. Bölgedeki turist yoğunluğu birazcık rahatlatıcı atmosferine, çoğunlukla da kalelerine ve 1980’lerde UNESCO’nun Tarihi Miraslar Listesi’ne giren sömürge duvarına bağlanabilir. Sömürge altında olan sokakları gezerken çevrenin ne kadar da renkli olduğunu fark edeceksiniz. Sarı ile renklendirilmiş kiliseler, yan yana yeşil, mavi balkonlu ve sarı parlak evler bulunmakta. Bunlar sadece bir bölgede değil, hemen hemen her yerde böyle.
Cartagena’nın Karayip arka planının açıkça parladığını, kıtanın geri kalan şehirlerinin kontrastıyla karşılaştırdığımızda görüyoruz. Plazalar, sömürge binaları ve kiliseler gibi ayrı ayrı ziyarete layık yerler ile eski duvarlı şehir görülmeye değer çoğu yapıyı içinde barındırmakta. Bunun yanı sıra taze deniz ürünleri ve tropik kokteyller açısından hiçbir sıkıntı çekmeyen kafe, bar ve restoranlar da bulabilirsiniz.
Eski şehir haricinde, Castillo de San Felipe de Barajas Kalesi görülmesi gereken yerlerden bir diğeri. Korsanları uzak tutmak için tasarlanan kalenin inşaatı 16. yüzyılın ortalarında başlamış (Daha sonradan yapımı devam etmemiştir.). Etkileyici yapısı, tünelleri ve sığınakları ile görülmeye değerdir. Son olarak, Cartagena’nın plajları oldukça kalabalıklaşabiliyor ve çok da temiz değil. Yakında bulunan Blanca Plajı daha iyi bir tercih olacaktır.
Ipiales
Kolombiya’nın Büyüleyici Sınır Kenti
Ipiales Ekvador sınırı yakınlarında, Güneybatı Kolombiya’da yer almaktadır. Şehrin etrafında bulunan tepenin üzerinde sizleri bekleyen manzara oldukça şirin. Cumartesi günü kurulan pazar ve hoş meydan dışında içeride görülecek ve yapılacak çok şey yok. Asıl eğlence dışarıda yatıyor.
Guáitara Nehri üzerinde olağanüstü Neo-Gotik Bazilikası görülmeye değer yerlerden. Bu kilisenin hikayesi ise şöyle; 18. yüzyılda 2 kadın kendilerini bir fırtınanın ortasında sıkışmış olarak bulurlar. Bunlardan birisi anne, öteki de konuşma ve duyma engelli kızı. Daha sonra küçük kız kayalıkların üzerinde Meryem Ana’nın görüntüsünü görür, sonrasında konuşmaya ve duymaya başlar. Burası muhteşem bir görüntüye sahip.
Salento
Yaşayan Organizma
Kolombiya’nın Quindío Bölümü’nde yer alan (Yaklaşık 7,247 nüfuslu) Salento Bölgesi’nin neden bu kadar çok turist çektiğini açıklayacak birkaç iyi neden bulunuyor. Göze çarpan nedenlerden birini; Armenia ve Pereira’nın yakınında bulunan ve kahve üreten bu şehirde yürümeye başladığınız zaman yan yana dizilen renkli koloni binalarını (Paisa mimari tarzında) görünce anlayacaksınız. Fakat bunların çok daha fazlası Kolombiya’da var.
Salento’yu ayrı bir yere koyan iki şey var. İlk olarak, anlamsızca uzun hurma ağaçları, Cocora Vadisi çevresinde bulunan nefes kesici ve yemyeşil alanlar ile birlikte muhteşem dağların görüntüsü. Calle Real sonunda bulunan Alto de la Cruz manzarası ise nefes kesici. İkinci olarak, gelen turistler burada nasıl yollarını bulmaları gerektiğini bilseler dahi, şehir bir başka turist tuzağına değil de adeta yaşayan bir organizmaya benziyor.
Salento, özünde esnaf, alabalık çiftçileri ve kahve üreticilerinden oluşan bir topluluk. Bulut ormanları boyunca yürüyüş, at sürme, kahve çiftlikleri gezileri, el sanatları alışverişi ve kahve içmek. Salento’da yapılacak çok şey var.
Not: Salento’nun uluslararası bağlantıları iyi olmadığı için Kolombiya gezileri için yeterli bir giriş noktası değil. Bunun yerine Medellin’i deneyin.
Barichara
Huzur ve Sömürge Güzelliği
Bogota’nın 250 km kuzeydoğusunda bulunan Kolombiya şehri Barichada, aslında büyük değil. Yaklaşık nüfusu 7000 olmakla beraber sakin bir şehir ve tüm kıtadaki en muhteşem, en iyi korunmuş koloni kentlerinden biri. Bu 18. yüzyıl şehrini güzel yapan unsurlar dağlık araziye doğru uzanan parke taşlı sokaklarla bağlanmış kireç badanalı evlerin hoş görüntüsü ve kırmızı çatılar. Duvarlara renk katmak ve güzel bir görüntü yaratmak için begonviller asılmış.
Barichara,1970 yılında ulusal anıtlarının bir düzenlemeye girmesi ile mükemmel bir şehir haline gelmiş. Güney Amerika’da bu şehre örnek gösterebileceğimiz çokça şehir bulunmakta. Önceden sessiz, huzurlu olan şehirler genellikle turistlerin istilasına uğramış ve değişmişler. Ancak bu şehir bu durumdan korunmuş. Şehrin içinde keşfedilecek birçok şey var ve şehir küçük olduğu için acele etmeden bunu yapabilirsiniz.
Bakmanız gereken yerlerin en önemlilerinden birisi Immaculate Conception Katedrali ve San Antonio Şapeli’dir. Tabii ki şehrin yüksek kısımlarının manzarası da kaçırılmamalıdır. Buraya gitmenin en kolay yolu ise, San Gil yakınından kalkan otobüslerdir. Barichara oldukça sessiz olmasına rağmen, burada Kolombiya yemekleri, tapas ve Asya mutfağından yemekler de bulunmakta. Ayrıca bir düzine otel, tatil evleri ve B&B de mevcut.
Not: Barichara’nın uluslararası bağlantısı iyi olmadığı için Kolombiya gezilerine başlamak için ideal bir nokta değil. Bunun yerine Medellin’i deneyin.