Meksika için kullanılan deyim şudur: “Salsa gibi baharatlı, tekila gibi sarhoş edici, Frida Kahlo gibi sürreal ülke”. Yüzölçümü 2 milyon kilometrekareye yakın olan bu Latin Amerika ülkesi beş duyunun da harekete geçtiği dünyanın en özel ülkelerinden biri kabul ediliyor. 10 bin kilometreden daha uzun sahil şeridiyle büyüleyici Meksika Azteklere dayanan tarihiyle dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri aynı zamanda.
Tabi ki önce bunları yapacaksın! (herkesin yaptığı gibi) Renksiz çalışma masanı, Meksika tatiline çeviren düşüncelerin zihninde özgür bırakacaksın. Hamak, palmiyelerin altında, tatlı bir rüzgarla beyaz kumların üzerinde, turkuaz denize karşı yavaşça sallanıyor. Bunu hayal ettiğin için kim seni suçlayabilir ki? Hayatınızın geri kalanını düşünmeden geçirebileceğiniz, dünyadaki en plajların çoğu burada bulunur. Fakat Meksika bundan daha fazladır. Mayalar’ın antik kalıntıları, obruklar, karlarla kaplı volkanik dağlar, dağların sisli tepeleri, ıssız vadilerin içinden geçen tren gezileri, sömürge bölgelerin meydanlarındaki insanları izlemek gibi şeyler de Meksika’ya ait. Gitmeden önce az bir planlamayla bunların hepsini yapabilirsiniz. Bu şekilde kumsaldaki hiçbir şey yapmamayı yapmaya vaktiniz kalır.
Müzeleri, mutfağı, doğası ve mimarisiyle bir cazibe merkezi olan Meksika sıcak iklimi ve insanlarıyla turistlerin gözdesidir. Özellikle eğlence ve maceraseverlerin ilk dreslerinden biri olan Meksika’da volkanları ziyaret edebilir, sörf yapabilir, ekolojik parkları ziyaret edebilir, balinaları izleyebilir, arkeolojik alanları dolaşabilirsiniz.
Kuzey Amerika’da yer alan Meksika kuzeyinde Amerika güneydoğusunda ise Guatemala ve Belize ile komşudur. Ülkenin güney ve batı kıyılarında Pasifik Okyanusu ve güneybatısında Karayip Denizi uzanır.
Resmi bir dile sahip olmayan federal ülke Meksika’da yaygın olarak konuşulan dil İspanyolcadır. Fakat bunun yanında yerli dillerin de dâhil olduğu 67 farklı dilin konuşulduğu ülkede İngilizce en çok bilinen yabancı dildir.
Meksika nüfusunun büyük çoğunluğunu Roma Katolikleri oluşturmaktadır. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 89’una tekabül eden Katolik çoğunluğun yanı sıra ülkede yüzde 5 oranında rotestan yaşamaktadır.
Dünya tarihinin en eski medeniyetlerinden Aztekler ve Mayaların yurdu olan Meksika 1519 senesinde İspanyollar tarafından işgal edilmiştir. 1525’te Azteklerin başkenti Tenochtitlan’ı işgal eden İspanyollar bu dönemde Meksika bölgesinde çokça keşifler yaptı. Yerli halk ile çokça mücadeleye giren İspanyollar ve Katolik misyonerler ülke üzerinde koloniler kurdu. Meksika’nın bugünkü çok kültürlü yapısında önemli etkisi olan bu sürecin ardından Meksika’da başlayan bağımsızlık mücadelesi 1800’lü yıllara denk gelmektedir.
1910 yılında yaşanan Meksika Devrimi’nin ardından ülkede devrimler dönemi başlamıştır. Pek çok ayaklanmanın yaşandığı bu süreçte iktidara karşı Zapata Hareketi de ortaya çıkmıştır. 1929’da PRI’nın (Ulusal Devrimci Parti) iktidara gelmesiyle tek partili dönemin yaşandığı ülkede diplomatik krizler şiddetle devam etmiştir. Bu yıllarda öğrenci hareketleri de oldukça yoğundur. 1940 ile 1980 arası dönemin ekonomik olarak da oldukça fakir yaşandığı ülkede kanlı savaş uzunca süre devam etmiştir. 1968’de Tlatelolco Katliamı, 1982’de Petrol Krizi ülkeyi olumsuz etkilemiştir. Tek parti döneminin bitmesi 1990’lara denk gelmektedir. 1994’te Meksika ekonomisinin çökmesinin ardından Amerika’dan yardım alan ülke hızlı bir yükselişe geçmiştir. 2000 senesinde yani 71 yılın ardından tek parti olma özelliğini yitiren PRI yerine PAN (Ulusal Hareket Partisi) iktidara gelmiştir.
Meksika geniş coğrafyaya yayılmış bir ülkedir, bu yüzden bölgelere göre sıcaklıklar arasında farklılıklar yaşanmaktadır. Mexico City, Puebla, San Cristobal de las Casas gibi kentlerin ülke geneline göre daha serin olduğu ülkede Guadalajara, Cuernavaca, Cancun kentleri tropikal iklim etkisiyle daha sıcaktır. Pasifik ve Karayipler kıyıları Kasım-Şubat arası dönemde de sıcak ve güneşlidir. Pek çok Avrupalı turist bölgeyi bu dönemde ziyaret etmektedir, çünkü Haziran-Ağustos arası dönem oldukça sıcak ve nemli yaşanır. Ülkeyi ziyaret etmek için en ideal dönem yağışların son bulduğu Ekim-Kasım arası dönemdir.
Meksiko
Kusurlarına Rağmen Büyüleyen Şehir: Meksiko
Meksiko dünyadaki en büyük şehirlerden biri, Kuzey Amerika’nın ise en büyük şehri. Meksiko’dan bahsedince aklımıza trafik tıkanıklığı, kirlilik, suç ve Aztekler geliyor. Her ne kadar bunlar şehrin itibarına gölge düşürse de Meksiko sizi büyülemeyi başaracak.
Müzelerin çeşitliliği, tarihi alanlar ve market yerleri bitip tükenmek bilmediği gibi, yemekleri – hem sokaklarda satılanlar hem de restoranlar- ve gece hayatı da şehrin geri kalanı gibi oldukça heyecan verici ve çeşitli. Bazıları Meksiko’yu dünyanın en iyi yemek şehri olarak adlandırıyor.
Burayı ziyaret ettiğinizde, turunuza büyük ihtimalle Zócalo veya dünyanın en büyük meydanlarından biri olan Plaza de la Constitucion’dan (Constitution Meydanı) başlamak isteyeceksiniz. Templo Mayor’u da ziyaret ettikten sonra, hemen yanında yer alan Aztek Tapınağı’nı ziyaret edebilirsiniz.
Şehrin dışında çıkmak için (Çok da uzak değil) vaktiniz varsa, Teotihuacan Piramidi’ni görmek için fırsat yaratmalısınız.
Taxco
Meksika’nın Gümüş Merkezi Taxco
Meksika’nın Guerrero eyaletinde bir şehir. Tepenin üstünde kurulmuş olan ve başkentten sadece 2 saat araba mesafesinde olan bu şehir, dar caddeleri ve iyi korunmuş sömürge dönemi mimarisi (Santa Prisca Katedrali belki de en ünlü olanı) ile kesinlikle görülmeye değer. Güzel mimarisi dışında Taxco’nun ünlü olmasının farklı bir nedeni daha var: Gümüş. Şehir, birçok gümüş madenine (Faal olmayan) sahip ve gümüş üretimi yapıyor.
Guadalajara
Mariachi ve Tekila’nın Anavatanı Meksika’nın Jalisco Eyaleti’nde bulunan Guadalajara 1.5 milyon kişinin yaşadığı, (metropolitan alanıyla beraber 4 milyon kişi nüfusu) Meksika’nın 2. büyük şehri, Latin Amerika’nın ise en büyük şehirlerinden bir tanesi.
Meksiko ve Guadalajara’ya gitmiş birçok turiste sorduğunuz zaman, size verecekleri cevap koloni dönemi mimarisiyle ünlü bu şehrin, Meksiko’dan daha rahat bir yaşam tarzına sahip olduğudur. Tekila ve Mariachinin anavatanı olması da bu durumun bir kanıtı.
Turistik yerler şehrin etrafına yayılmış olsa bile, en önemlileri Centro Historico Bölgesi’nde bulunuyor. Katedralin etrafında birçok irili ufaklı, heykellerle donatılmış meydanlar; etkileyici binalar (örneğin Hükümet Sarayı veya the UNESCO Dünya Mirası bölgelerinden biri olan Hospicio Cabañas), anıtlar ve çeşmeler bulacaksınız.
Bu bölge etrafta turlamak için çok iyi bir seçim. Alışveriş yapmak istiyorsanız kısa bir yürüyüşten sonra 3 katlı dükkan sizi bekliyor olacak: yemek, içki ve hediyelik eşya alabileceğiniz Mercado Libertad veya güzel, eski Mariachi müziği için Plaza de Los Mariachis’e de gidebilirsiniz. Tarih turunuzdan sonra hiç endişelenmeyin.
Şehrin kuzeybatısında yer alan, birçok küçük ve sevimli cafe ile beraber güzel restaurant ve barın bulunduğu Chapultepec veya Zapopan Bazilikası’nı görmek için mutlaka gidin!
Puerto Vallarta
Pasifik’in incisi bir anlığına hayalinizdeki tatil yerinin sarı kumlu plajlar, yıl boyunca yüzülebilen deniz, en iyi oteller, mükemmel restoranlar ve anlaşabileceğiniz diğer tatilcilerin bir karışımı olduğunu düşünelim. Kim böyle bir yerde tatil yapmak istemez ki? Diyelim ki, sadece havuz kenarında veya sahilde şezlongunuzda uzanmak istemiyorsunuz, aynı zamanda tatilinizin etnik bir yanının da olmasını istiyorsunuz.
Bu durumda Meksika’nın Jalisco Eyaleti’nde bulunan Puerto Vallarta, kazandığınız parayı harcamak için mükemmel bir yer. Banderas Körfezi ve onun arkasında uzanan sahil yolu Malecón kesinlikle mükemmel bir ikili.
Turistlerin büyük bir kısmı, zamanının çoğunu burada değişik şekillerde harcıyor. Gün boyunca bulvarda dolaşabilir, yüzebilir veya elinizde Corona’nız ile güneşlenebilirsiniz. Akşam ise, canlı müziğin tadını çıkarabilirsiniz. Gecenin ilerleyen saatlerinde yemek yemek veya eğlenmek için, birçok güzel gece kulübü ve bar sizi bekliyor olacak (şehrin en güzel mekanlarının da burada bulunduğunu hatırlatmak isteriz). Ayrıca bütün oteller de bu bölgede bulunduğundan eğlenceyi kaçırmayacağınızı garanti ederiz.
Puerto Vallarta için her şey burada bitmiyor. Eğer etnik Meksika havasını solumak isterseniz, güneydeki Cuale Nehri’nin karşı tarafında yer alan Zona Romantica’ya (Old Town) gidebilirsiniz. Burada gerçek Meksika’yı göreceksiniz: daha küçük, tepelik bir Meksika sahil kasabası. Burada, diğerlerinin onları nasıl gördüğünü umursamadan eğlenen insanlar göreceksiniz. Ne demek istediğimizi anladınız.
Not: Puerto Vallarta, gelişmiş uluslararası bağlantısı ile Meksika tatiline başlamak için uygun bir nokta
Monterrey
Dağların şehri Monterrey, Meksika’nın 3. büyük şehri (metropolitan bölge bakımından) ve ülkenin kuzeydoğusunda bulunan Nuevo León eyaletinin başkentidir. Burası Meksika’nın en büyük şirketlerine ev sahipliği yapan ekonomik bir merkez ve hem Meksika’nın hem de dünyanın en zengin şehirlerinden bir tanesidir.
Zenginlik, gelişmeyi beraberinde getirdiğinden, bu şehri ziyarete giderken Meksika’nın kuzey komşu şehirlerine daha çok benzeyen bir şehir görmeyi ummalısınız. Her ne kadar turistler buraya gelirken Meksika havasını daha az tatmayı umsalar bile, şehir kendine özgü bir kültür geliştirmiş. İlgi çekici müze ve turistik yerlere sahip.
Bunların en önemlilerinden biri Meksika’nın en büyük meydanı olan Macroplaza’dır. Burası çeşmeler, anıtlar ve heykellerle donatılmış. Burada ayrıca Monterrey Katedrali’ni, Modern Sanat Müzesi’ni ve Meksika Tarih Müzesi’ni bulabilirsiniz. Daha çok hareket sevenler için ise, şehrin üzerinde bir kale gibi yükselen Cerro de la Silla Dağı’na tırmanmak ve mükemmel manzaranın tadını çıkarmak kesinlikle yapılması gerekenler arasında.
Merida
Meksika’nın en arkadaş canlısı ve güvenli şehirlerinden biri Yucatán eyaletinin başkenti olması nedeniyle Merida, büyük ihtimalle bölgedeki seyahatinize başlama noktanız olacak.
Cancun’a 3 saatlik araba mesafesinde bulunan Quintana Roo Bölgesi’ne giriş noktası olarak da kullanılıyor. Merida, çoğunluğu Maya kökenli yaklaşık 1 milyon nüfusu ile diğer büyük Meksika şehirlerinden ayrılıyor. Şehir birçok müzeye sahip. Örneğin: Şehir Müzesi, Güzel Sanatlar Müzesi, Arkeoloji Müzesi ve Modern Sanat Galerileri.
Buraya turistleri çeken, şehrin zengin sömürge dönemi tarihi ve yerlilerin arkadaş canlısı mizaçları. Plaza Grande’ye (Zocalo) doğru yol alın. Burada yerlilerin arkadaş canlısı sohbetlerinden kaçamayacağınızı göreceksiniz. Aynı zamanda Zocalo’da iken en önemli turistik binaları görme fırsatınız da olacak.
Bu yapılara örnek verecek olursak katedral, müzeye dönüştürülmüş sömürge dönemi evleri ve Modern Sanat Müzesi. Merida bolca kullanılmış kireçtaşı nedeniyle “Beyaz Şehir” olarak da anılıyor. Böyle şehirlerde yapılacak en iyi şey, etrafı keşfetmek ve onun bir parçası olmak.
Bunu yaptığınız sürece sayısız meydanı dolaşacak, Paseo de Montejo gibi ağaçlıklı yollardan geçecek ve dar caddeler boyunca renkli evler göreceksiniz. Merida, en arkadaş canlısı şehir olmasının yanında, Meksika’nın en güvenli şehri.
Acapulco De Juarez
Acapulco de Juarez (kısaca Acapulco) kutsanmış bir yer. Mantar şeklindeki Bahia de Acapulco’nun etrafında sahiller 8 km (5 mil) boyunca uzanıyor. La Costera’nın üzerinde sıralanan, tepeler ve falezler birleşmiş sahil kıyısının arkasında uzanan gökdelenler, su parkları ve tatil yerleri her zaman sizi büyüleyecek bir sahil birleşimini oluşturuyor.
Acapulco’ya özellikle sahilleri için gidecekseniz, kendinizi Icasos veya Condesa Sahili’ne atabilirsiniz, ailenizle beraberseniz yüzmek için daha iyi bir yer olan Caleta Sahili’ne gitmek isteyebilirsiniz. Acapulco’da gece hayatı her zaman harika oluyor (sadece La Costera’nın çevresinde dolaşsanız bir çok bar ve gece klübü bulabilirsiniz).
Turistik aktiviteler açısından ise Old Acapulco’ya gidip Zócalo ve Fuerte San Diego’yu ziyaret edebilirsiniz veya La Quebrada’da cliff diving (uçurumdan atlama) yapabilirsiniz. Burada tatil yapmak için sizi cesaretlendirmeden önce, bir konuda uyarmamız gerekiyor. Her ne kadar şehir zengin, ünlü ve tamamen güvenli sahillere sahip olsa da, yakın zamanda çeteler ve uyuşturucu bağlantılı suçlar şehrin ününe gölge düşürmüş durumda. Ancak son zamanlarda bu problemler bitmiş göründüğünden, bunları dert etmenize gerek yok.
Not: Acapulco de Juarez, gelişmiş havayolu ağı ile Meksika seyahatine başlamak için uygun bir nokta.
Hermosillo
Mexico City’den, Amerika Birleşik Devletleri’nin Phoenix, LA gibi şehirlerinden, buraya günlük uçuşlar yapılabilmesi, Hermosillo’yu seyahat edilmesi kolay bir şehir yapıyor. Kuzeyden başlayan Federal Otoyol, 15 şehirden geçer ve burada diğer yönlere giden otobanlara ayrılır, bu da demek oluyor ki güneye doğru gidenlerin (ve Tucson’un güneyinde bulunan Nogales’ten sınırı geçenlerin) bu şehre yolları düşebilir.
Sonora Üniversitesi’nin Kitaplık Müzesi (aynı zamanda antropoloji, arkeoloji ve tarih müzesi) ve sanat galerisi de olan Sonora Sanat Müzesi ile müze listesi buraya gelmenizde etkileyici olabilir. Şehirde ekoloji merkezi (hayvanat bahçesinin içerisinde) ve Yunus Akvaryumu da bulunuyor. Şehir merkezindeki Bakire Fatima Kilisesi ile Plaza Zaragoza görülmeye değer.
Burada aynı zamanda birçok alışveriş merkezi ve hemen hemen her mutfaktan yemek önerileri sunan restoranlar da bulabilirsiniz. Şehrin dışındaki Plaza Sendero’da ise birçok dükkan, restoran ve sinema bulunuyor. Hermosillo, Meksika’nın kuzeybatısında yer alan Sonora Eyaleti’nde yer alır ve yazları hiç de zevkli bir yer değil.
Yaz aylarında, Sonora Çölleri’nin ortasında yer alan bu şehirdeki hava sıcaklığı dayanılabilir seviyeyi çoktan aşıyor. Hermosillo’da zaman harcamaya değer mi sorusunun cevabına gelirsek, biz çok da ikna olmadık.
Not: Hermosillo, gelişmiş uluslararası hava ağı ile Meksika seyahatine başlamak için güzel bir nokta.
Mazatlan
Parti sevenler ve aileler İçin Mazatlan, yaklaşık yarım milyon insanın yaşadığı Meksika’nın bir sahil şehri. Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan Mazatlan, mükemmel sahilleri ve tropikal iklimi ile turistlerin uğrak noktası.
Mazatlan’a ulaşmanın en kolay yolu, birçok Kuzey Amerika şehrinden uçuşun gerçekleştiği uluslararası havaalanı. Kilometlerece uzanan, sörf, jetski ve su kayağı gibi sayısız spor ve aktiviteye sahip olan sahiller, şehrin ana çekim merkezidir. Bunun dışında şehir, canlı gece hayatıyla da ünlü. Eğer ailenizle beraber tatil yapacaksanız endişelenmeyin, şehirde size uygun birçok yer bulabilirsiniz.
Sahil veya gece hayatını istemeyenler, Old Town’da (Centro Historico) dolaşmayı tercih edebilir. Old Town, İspanyolların 16. yüzyılda kurdukları; eski binalar, meydanlar, caddeler, sokak tiyatrolarıyla beraber kafe, bar ve restoranlar da bulabileceğiniz bir yer.
Teotihuacan
Tanrıların doğduğu yer Meksika Vadisi’nde yer alan ve Meksiko City’nin 30 km kuzeybatısında bulunan Teotihuacán, en büyük Mezoamerikan (Kolomb öncesi Amerika) şehri.
Bazıları dünyanın en büyüklerinden olan piramit yapılarıyla ünlü ve şehrin tarihçesi M.Ö. 100 yılına kadar dayanıyor. Efsaneye göre burası tanrıların toplandığı ve kainatın yaradılışını konuştukları yer, fakat şehrin gerçekte kim tarafından ve ne için kurulduğu hala bilinmiyor.
UNESCO’nun Dünya Mirası Sit Alanı olarak ilan ettiği bölge ‘Ölüler Yolu’ olarak adlandırılıyor. Bu bölge birçok küçük yapı ile çevrili. Teotihuacán’da görülmesi gereken ana yapılar; yolun kuzeyinde bulunan Ay Piramidi, doğusundaki Güneş Piramidi ve güneydoğusunda, yolun sonunda bulunan Quetzalcoatl Tapınağı. Teotihuacán’ı bu kadar ilgi çekici yapan ise, hakkında çok az şey biliyor olmamız.
Cholula
Cholula, Meksika’nın Puebla eyaletinde yer alıyor, Meksika şehrinden 2 saatlik sürüş mesafesinde ve eyalete ismini veren şehrin komşusu konumunda. Turistlerin buraya gelmesinin ise birbirinden tamamen ayrı iki nedeni vardır.
Bir tanesi 2000 yıldan eski bir piramit (Cholula’nın Harika Piramidi), ikincisi ise Meksika’da deneyimleyebileceğiniz en güzel ve en çılgın gece hayatı (biraz abartmış olabiliriz ama gerçekten çok iyi). İkinci özelliğin kesinlikle Amerikan Üniversitesi’nin burada olması ile bir alakası var.
Tepanapa Piramidi, dünyanın en büyük piramidi, fakat önünde durduğunuzda piramit olduğunu düşünmekte zorlanacaksınız. O kadar büyük ki normal bir tepe gibi görünüyor ve onun bir piramit olduğunu anlamak için dikkatli bakmanız gerekiyor.
Tepesinde bulunan, muhteşem kilise (La Iglesia de Nuestra Señora de los Remedios), kesinlikle buraya uygun. Piramit bir zamanlar, 100.000 nüfuslu, 2. en büyük Aztek şehrinde bulunuyordu. Bugünlerde ise piramit ile ilgili en önemli şey tepesinden görebileceğiniz muhteşem manzara. Gece hayatı için sadece şehrin ana meydanına gidin, sizi bekleyen sayısız bar ve gece klübünü kendi gözlerinizle görün.
Tulum
Tulum, Quintana Roo Eyaleti’nde, Meksika’nın güneydoğusunda yer alıyor. Riviera Maya Bölgesi’ndeki bir başka şehir olan Cancun’dan 2 saatlik araba mesafesinde bulunuyor. Castillo olarak adlandırılan, falezin üzerinde bulunan ve denize nazır küçük Maya Kalesi’nin kalıntıları, Tulum’a gelen turistlerin uğrak noktalarından biri.
Akşamüzeri gri kayaların, rengi ona benzeyen kalenin, yeşil bitkilerin ve saydam turkuvaz denizin yarattığı kontrast nefes kesici güzellikte oluyor. Buraya gelirken en azından mayonuzu yanınıza aldığınızdan emin olun.
Sahilde şnorkelle dalma, dalış, uçurtma sörfü gibi bir çok aktivite yapabilirsiniz. Şehrin kendisi hakkında yazacak çok fazla şey yok (bu nedenle sahil şeridinde kalmanızı öneririz), fakat görmeniz gereken bir başka yer ise, Hindistan sakızı ağacı ve sulak alanlarıyla Sian Ka’an Biosphere’dir.
Cancun
Cancun, 3/4 milyon insanın yaşadığı, Meksika’nın Quintana Roo (Meksika Karayipleri ile eş anlamlıdır) eyaletinde yer alan bir şehir. Kilometrelerce uzanan sahilleri, turkuaz deniziyle oteller bölgesi ve yerel halkın yaşadığı şehir merkezi olarak iki bölüme ayrılıyor.
Bir turist olarak zamanınızın büyük çoğunluğunu ilkinde harcayacaksınız. “Her şey dahil” paketleri seviyorsanız, bunda utanılacak bir şey yok. Ama merak etmeyin, güneşlenme aktiviteleri dışında mercan resiflerine dalmak, jetski veya parasailing (deniz paraşütü) sizi yeteri kadar meşgul edecek.
Sahilin hemen ilerisindeki Mujeres Adası tam bir tropikal mükemmellikte, ayrıca Tulum veya Chichen Itza gibi Maya kalıntılarının olduğu bölgelere ulaşım çok kolay oluyor. Şehir merkezine doğru yol almak istiyorsanız, Parque de las Palapas’a kesinlikle gitmelisiniz. Gece hayatınınsa, çılgın ve size çok seçenek sunduğunu söylemeyi de unutmayalım.
Not: Cancun, gelişmiş uluslararası bağlantısı ile Meksika seyahatine başlamak için uygun bir nokta.
San Miguel De Allende
Meksika’daki en şirin şehir bazı yerler insanda, oraya hemen gitme isteği uyandırır. Sadece çantanızı almak ve gitmek istersiniz, işte San Miguel de Allende de böyle yerlerden biri. Fakat buraya ulaşmak için Leon/Bajio veya Mexico City’e uçmanız, daha sonra da araba sürmeniz veya otobüse binmeniz gerekiyor.
Buraya gelebilmek için verilen zahmet, şehri daha da özel kılıyor. Bazı insanların, iyi bir hayat yaşamak için neden buraya göç ettiğini anlamak hiç de zor değil. Şehir güzel bir iklime, arkadaş canlısı ve güvenli bir ortama, iyi muhafaza edilmiş 17 ve 18. yüzyıl binalarına ve gösterişli bir gece hayatına sahip. Burada yaşayan yabancılara rağmen, şehir hala otantik bir Meksika şehri diyebiliriz.
Yabancıların dokunuşu burayı çekici bir yer haline getirdi ve şehir görülecek bir çok yere, yapılacak bir çok aktiviteye sahip. Keyif alabileceğiniz otel ve restaurantlar bulabilirsiniz; burada İngilizce konuşmak çoğu zaman bir dert olmaktan çıkıyor. Mexico City’den 265 km (165 mil) uzaklıkta, dağlık bir arazide olması, kitleleri buradan uzakta tutmaya sebep oluyor. Burası uzun bir tatil yapmak, İspanyolca öğrenmek veya sanat dersleri almak için uygun bir yer.
Not: San Miguel de Allende, geniş bir ulaşım ağına sahip olmadığı için Meksika seyahatine başlamak için uygun bir yer değil. Bunun yerine Acapulco de Juarez, Hermosillo, Cancún veya Puerto Vallarta’dan yolculuğunuza başlayabilirsiniz.
Cabo San Lucas
Kaliforniya’nın en güney ucunda bulunan Cabo San Lucas, önemli tatil merkezlerinden biri. 1970’lerin sonuna kadar kendi halinde bir balıkçı kasabası olması dışında pek de bir özelliği bulunmayan Cabo San Lucas, havaalanının uluslararası uçuşlara açılmasıyla bir değişim yaşamış. İlerleyen yıllarda 5 yıldız oteller sahil şeridinde sıralanmış, şehir turistlerin uğrak mekanı olmuş ve okyanusa nazır tesisleri, buraya tatil yapmaya gelmiş herkese servis vermeye başlamış.
Çok çeşitli restoran ve bar seçenekleri, mükemmel sahilleri (Playa del Amor en iyilerinden biri), istemediğiniz kadar deniz sporu ve Land’s End’in kaya oluşumları gibi doğal güzellikleri ile buradaki tatilinizden zevk almanızı sağlayacak. Tabii ki Cabo San Lucas’ın başka güzel bir yanı daha vardır. Sessiz bir balıkçı kasabasından San Jose del Cabo’ya dönüşen gerçek yüzü.
Plaza Mijares’in ana meydanı ve burada bulunan kilise, aynı zamanda sanat galerileri ve yerel dükkanları da görülmeye değer. Not: Cabo San Lucas, geniş bir ulaşım ağına sahip olmadığından Meksika seyahatine başlamak için uygun bir yer değil. Bunun yerine Acapulco de Juarez, Hermosillo, Cancún veya Puerto Vallarta’dan seyahatinize başlayabilirsiniz.