Şili Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Şili, Güney Amerika’nın Pasifik kıyı şeridinin kenarına tutunmuş dağlar ve volkanlarla aşağıya omurga gibi uzanır. Fantastik coğrafyasıyla kuzeyden güneye yaklaşık 2600mil (Los Angeles ve Boston arası kadar) olan bu alan, içinde yağmur ormanları, çöller, buzullar, dağlık bölgeleri ve Akdeniz’in kalbini barındırır.

Güney Amerika’nın güneyindeki bu engebeli ülke, İnka ve Mapuçe gibi yerli toplulukların ana yurdudur. 16. yüzyıl itibariyle İspanyol egemenliğine giren bu toprakların sınırını ve ekonomisini And Dağları belirler. Bakır madenciliğinin yoğun olduğu kuzey Şili çöl ikliminin etkisindeyken; güney bölgelere doğru kutup iklimine varılır. Şili Antartika kıtasında yaklaşık 1,2 milyon kilometrekare kara parçasına sahip olduğunu iddia etmektedir.

Şili, bağımsız bir ülke olarak 1810 yılında İspanya’dan ayrılarak egemenliğini ilan etmiştir. Ülkenin büyük bir kısmı Şili’nin orta kısımlarında yaşar ve nüfusun yüzde 40’ı başkent Santiago sınırlarındadır. Nüfus artış hızı sıkıntılı bir ülke olan Şili’de insani gelişmişlik endeksi ve ekonomik veriler Güney Amerika’nın en yüksek seviyelerindedir. Kişi başına düşen milli gelir 23 bin dolar
civarındadır.

Büyük Okyanus kıyısı boyunca 17. paralelden 56. paralele tam 4,300 kilometreyi uzunluğa sahip bir ülke olarak Şili, Arjantin ile birlikte Güney Amerika’nın en güneyindeki iki ülkeden biridir. Doğuda Arjantin ile sınırını And Dağları belirler. Kuzeyinde ise Peru ve Bolivya ülkeleri bulunmaktadır. Tarihte geçilmesi en zor boğazlardan biri olan Drake Boğazı ülkenin güneyinde Antartika ile sınırı belirler. 600 kilometre batıda Pasifik adalarından Easter, Salay Gomez ve Polynesia ve Robinson Crusoe ülkenin diğer kara parçalarıdır.

Şili, And Dağları

Ülkede resmi dil olarak kabul edilen ve nüfusun neredeyse tamamı tarafından konuşulan dili İspanyolca’dır. Şili kendine özgü bir aksana sahip İspanyolca’sıyla diğer Güney Amerika ülkelerinden ayrılmaktadır. Bu aksan ülkenin kuzeyinden güneyine kendi içinde farklılıklar gösterse de, genel olarak kıtanın diğer İspanyolca konuşan ülkelerinden daha yumuşak bir tona sahiptir. Bunun dışında ülkede yerli nüfusun konuştuğu Mapudungun, Quechua, Aymara gibi yerel diller mevcuttur. Almanca ülkede varlığını koruyan diğer bir Avrupa dilidir; uluslararası kullanılırlık bakımından İngilizce ülkede öğrenilmesi teşvik edilen dildir.

Şili toprakları, İspanyol hakimiyetine girdiği dönemden bu yana Katolik inancı etkisi altındadır. Katoliklik ülkenin üçte ikisinin dini olmakla beraber Evanjelik kiliseye bağlı olanların oranı yüzde 10 civarındadır. Bunun yanında, rakamların geleneksel-aileden gelen kültürel kodlara  dayalı olduğu vurgulanır. Ülkede kendini agnostik veya ateist olarak  tanımlayanların oranı yüzde 25 olarak ifade edilmektedir. Şili inanç özgürlüğü konusunda teşvikleri olan bir ülkedir; bu nedenle birçok farklı kilise ülkede varlığını rahatlıkla sürdürebilmektedir.

Amerika kıtasını Antartikaile sınırı olan Drake Boğazı’ndan geçen Macellan 1520 yıllarında bölgede bulunan ilk Avrupalı olduğu varsayılır. Bundan önce bölgede ağırlıklı olarak Mapuche grubunun yer aldığı ve yukarı bölgelerde “İnka İmparatorluğu” ile savaş halinde olduğu bilinmektedir. Fakat İnka saldırıları Maule Nehri Savaşı’yla tahminen 1490 yıllarında Mapucheliler tarafından durdurulur. Bunun akabinde ülke 1535 yılında ilk Avrupalı keşifçiler – daha doğrusu altın arayıcıları – tarafından Diego de Almagro liderliğinde işgal edilir.

Şili tam anlamıyla 1540 yılında Pedro de Valdivia tarafından fethedilir ve 1541 yılında Santiago şehri kurulur. Altın bulma hayalleriyle bu toprakları ele geçiren İspanyol yağmacıları
zamanla altının olmadığını, bunun yerine oldukça uygun tarım olanaklarının varlığını keşfederler ve bölgeye yayılmaya başlarlar. Bunun yanında Mapuche kabileleri topraklardan atılmalarına sert bir şekilde karşılık verir ve yüzyıllar boyu devam edecek karşılıklı saldırılar kendini gösterir. Bölge için 1810 yılı İspanyol krallığından bağımsızlığın ilan olunduğu tarih olarak kayıtlara geçer ve 18 Eylül bugün ülkenin ulusal günü olarak kutlanmaktadır. 19. ve 20. yüzyıl boyunca birçok iç savaş, darbe ve baskı dönemleri yaşayan Şili en son Pinochet dönemi olarak bilinen 1973-1990 yılları arasında askeri cunta hükümetiyle yönetilmiştir.

Şili diğer İspanyol kolonilerinden izole olması sebebiyle daha homojen ve merkezi bir anlayışla yönetilmiştir. Ülkede bir milyon civarında Mapuche nüfusu olduğu varsayılırken, işgal sonrasında 20. yüzyıla kadar nüfusun çoğunluğu yok olmuş veya İspanyol nüfusunun içine karışarak “mestizo” olarak anılan grubu oluşturmuştur. Bugün Mapuche kökeni olan 2 milyona yakın Şilili olduğu varsayılmaktadır.

Antofagasta

Şunu kabul etmeliyiz ki, pek de turistik olmayan bir şehir için Antofagasta (nüfusu 345.420) oldukça iyi bir görünüme sahip. Aslında Şili’nin kuzey kıyılarında Chimba doğal koruma alanıyla deniz arasında uzanan bu şehrin yolculuk planlarında yer almaması anlaşılabilir bir şey.

Burası çok fazla turistik merkeze sahip olmayan, sanayileşmiş (madencilik ve gemicilik) ve San Pedro de Atacama gibi doğa manzarasının harika olduğu yerlere birkaç saatlik araba mesafesinde bulunan bir yer. Bu nedenle turistlerin neden burada vakit geçirmek istediği hemen anlaşılmıyor. Şehrin iç kısımlarına giderseniz aslında 1 – 2 gün burada kalmak isteyebilirsiniz. Eğer kalmaya karar verirseniz, Big Ben kopyasıyla Plaza Colon ve yanında bulunan Katedral, şehri keşfetmeye başlamak için ideal. Burası yerli halkın toplandığı yer; restoran, bar ve dükkanlara da oldukça yakın.

Şili, Antofagasta

Eski gümrük binasında bulunan müze görülmeye değer; sahil şeridi aslında oldukça güzel bir manzaraya sahip ve yürüyüş için uygun. Huanchaca Harabeleri veya Monumento Natural La Portada’da bulunan Natural Arch’ı ziyaret etmek isterseniz şehrin dışına çıkmanız gerekecek.

Şehrin dışına çıktığınızda, istediğiniz yönde ilerleyin çünkü sonuç olarak aslında Antofagasta’nın göründüğünden daha ilginç bir yer olabileceğini keşfedeceksiniz.

Paskalya Adaları

Tamamen izole Paskalya Adaları’na Google Maps’te bir bakın. Daha sonra haritayı uzaklaştırın, uzaklaştırın ve biraz daha uzaklaştırın. Hala okyanustan başka bir şey göremiyor olacaksınız. Paskalya Adaları (aynı zamanda Rapa Nui olarak da bilinir) yeryüzünün en ücra yerlerinden biridir.

Her ne kadar Şili’nin özel bölgesi olsa da, aslında başkente 3700 km uzaklıkta bulunuyor. Bu mesafe hemen hemen Anchorage ile Los Angeles arasındaki mesafeye eşit. Dolayısıyla her ne kadar Şili bayrağını bu yazı ile beraber görseniz de, Paskalya Adaları’nı Şili tatil planınıza eklemenize gerek yok.

Şili, Paskalya Adaları

Paskalya Adaları’nda yaklaşık 2000 yıl önce Polynesian Rapa Nui halkı yaşıyordu. Gelişmiş (fakat daha sonra düşüşe geçmiştir) kültürlerinin en ikonik kanıtlarından biri bugüne kadar gelen dev taş heykeller, Moai’ler. Eğer Paskalya Adaları’nı ziyaret ederseniz, “idolleştirilen ataların yaşayan yüzü” olarak tanımlanan bu heykellere yapılacak bir gezi kesinlikle tatil programınızda olacak. Her ne kadar burada başka aktiviteler de yapabileceğinize inanmak güç olsa da, ada aynı zamanda birçok mağara, dalış için mükemmel yerler ve yürüyüş rotalarına (örneğin Rano Kau Volkanı!) sahip; ayrıca Maoi’den başka bölgenin kültürünü keşfedebileceğiniz ünlü Tapati Festival’i gibi etkinlikler de var. Ve evet, adada sahiller de bulunmakta.

San Pedro De Atacama

Şili’nin en turistik bölgesi San Pedro de Atacama’nın kendisi aslında küçük bir yer. Fakat çevresindeki manzara belki de dünyanın en iyilerinden. Puna de Atacama Platosu’nda bulunan bu küçük çöl vahası bir uçtan bir uca yaklaşık 3 km ve 4.000’den az nüfusa sahip. Çok bilinen bir turistik merkez değil, fakat yerli turistler ve Şili’yi gezenler için önemli bir nokta.

Burası tozlu sokaklara sahip küçük, kerpiç bir şehir. Şehrin içinde caddelerin genel görünümü dışında (burada yerel halk için hayat aşırı yavaş tempoda ilerler) çok da ilgi çekici bir şey yok, beyaz kilise ile iki müze ve Central Meydan. Şehrin dışına çıktığımızda, nereden başlayacağımızı bilemiyoruz.

Şili, San Pedro De Atacama

Yerel turizm ajansı, bütün turistik yerleri görebilmeniz için en az 4 gün kalmanızı öneriyor. Bu 4 gün içerisinde en azından El Tatio Gayzeleri, Atacama Tuzlu Çanağı, Chaxa Lagünü ve Altiplanica Lagünü ile öteki dünyadan gelmiş gibi görünen kanyonları ve Luna Vadisi’nin yürüyüş için mükemmel olan tepelerini kesinlikle görmelisiniz.

Geceleri ise gökyüzüne bakıp, inanılmaz parlaklıktaki yıldızları izlemeyi unutmayın.

Valparaiso

Çoğu bohem kişi buna kızıyor olsa da, Valparaiso sizi ilk başta çok fazla etkilemeyecek. Tabii ki, binalar renkli ama parlak değiller. İlgi çekici turistik yerler var ama hiçbiri tek başına inanılmaz değil. Okyanus manzarası güzel ama daha iyilerini zaten görmüştük. Ama yine de ilk başta burada bir gün kalıp ayrılmaya karar verdiğiniz halde, bir hafta sonra kendinizi hala burada bulabilirsiniz.

Peki bu sürede ne oldu? Olan şey şu ki, şehir hoşunuza gitmeye başladı ve burası turistik yerlerin tek tek değerlendirildiğinde önemli olmadığı, şehrin atmosferinin ve büyük resmin önemli olduğu bir şehir. Panama Kanalı açılmadan önce çok büyük işler yapmış, şu an ise daha durgun olan bu liman şehri, plansız etrafta dolanmak için çok uygun, bohem havaya sahip bir şehir.

Şili, Valparaiso

Burada tepeler ve onları aşan füniküler, kule gibi yükselen kiliseler, bazen şaşırtıcı derecede dik caddeler, merdivenler ve sokak araları göreceksiniz. Etrafınızda duvarlarında fresk olani renkli binalar olacak ve derken işte mükemmel deniz manzarası! Bir anda büyük resmi göreceksiniz ve şehrin aslında oldukça özel bir yer olduğunu anlayacaksınız.

Şehrin yakın bir tarihten beri, Güney Amerika’nın kesin görülmesi gereken yerlerinden biri olarak adlandırılması boşuna değil. Conception Tepesi (Cerro Concepción), Güzel Sanatlar Müzesi ve Plaza Sotomayor’u ziyaret ettiğinizden emin olun.

Santiago

İki dünya arasında Şili’nin başkenti olan Santigo’nu 552 m yükseklikte, Şili kıyıları ve And Dağları arasındaki ovadaki yer alır. Santiago üç konuda Şili’nin kalbidir: ekonomik, kültürel ve konum açısından. Buraya ayak bastıktan sonra kafanızdaki tek soru şu olacak: “ Kuzeye (Andean Platosu’na doğru) mi gitsem, yoksa güneye (Şili Göller Bölgesine doğru) mi?”

Santiago hakkındaki (aslında bütün Şili için geçerli bir durum) ilgi çekici gerçek ise, hem And Dağları’na hem de Pasifik Denizi’nin kıyılarına 40 ile 60 km uzaklığında bulunan sahillere yakınlığı. Bu da demek oluyor ki, kayak merkezlerine de sahillere de 1 saatlik uzaklıktasınız.

Şili, Santiago

Santiago’ya geldiğinizde Cerro San Cristóbal’dan şehrin mükemmel manzarasını kaçırmayın deriz. Havanın açık olduğu günlerde karlı And Dağları’nın, şehrin arkasında uzanarak ona bir fon oluşturması nefes kesicidir. Şehrin kendisi de, ziyaretçileri günler boyunca meşgul edecek kadar müze ve restorana sahip.

Punta Arenas

Şili’nin Patagonya bölgesine giriş Punta Arenas (nüfüsu 127.454), Şili’nin güney bölgesindeki en büyük şehir. Magallanes ve Şili Antartika Bölgesi’nin Başkenti. Punta Arenas, Brunswick Yarımadası ve Magellan Boğazı’nda yer alır.

Punta Arenas, Antartika Cruise gemilerinin uğrak noktası ve Şili’nin Patagonia bölgesini keşfetmek için uygun bir başlangıç noktası olmasaydı, alışılagelmişin dışında bir turistik merkez olurdu. Isla Magdalena (penguenler!), Torres del Paine Millî Parkı, Bulnes Kalesi ve Ateş Toprakları’ndan bahsediyoruz ve bunların hepsi Punta Arenas’ın 360 derece çevresinde.

Kano ve at binme çevreyi keşfetmek için kullanabileceğiniz yöntemler, ama asıl konuştuğumuz: Punta Arenas. Şehir, 1848’de Bulnes Kalesi’ndeki yerleşim zorlu koşullar nedeniyle başarılı olamayınca kurulmuş. Bugünlerde şehir, gelişmiş bir hava ve deniz ulaşım ağına sahip. Ama Şili’nin diğer bölgelerine, kuzeye doğru gitmek isterseniz Arjantin (örneğin Rio Gallegos) üzerinden araba yolculuğu yapmak zorundasınız, çünkü direk bir yol bulunmuyor.

Şili, Punta Arenas

Peki buraya gelirseniz şehrin kendisi gezmeye değer mi? Şehrin içinde gezebileceğiniz yerler kıyı şeridi, dükkanlar ve çevrede medeniyetin göstergesi olarak düşünebileceğiniz, ne yöne giderseniz bulamayacağınız diğer yerler. Bunun dışında Plaza Muñoz Gamero’ya (veya Plaza de Armas) giderseniz burada gerçekte görkemli bir mimari ve merkezde yer alan ünlü bir yapıyı görebilirsiniz. Aynı zamanda Yöresel Müze (“Braun-Menéndez Müzesi”) ve Recuerdo Müzesi ilgi çekici yerleri. Birkaç saatinizi burada harcayabilirsiniz.

Şehrin ve boğazın manzarası La Cruz Tepesi’nden mükemmel; mezarlık, birkaç başka müze ve bir bira fabrikası da turistik yerler olarak adlandırılıyor. Şehir çok arkadaş canlısı ve sıcak bir atmosfere sahip, ayrıca burada geniş fiyat yelpazesinde, farklı tipte konaklama seçenekleri bulabilirsiniz.

Concepción

Şili’nin ikinci büyük kenti bir yazının yanında yer alan kapak fotosu genel bir şehir manzarası veya şehrin atmosferinin size pek de bir şey anlatmayan belli belirsiz bir kareyse, şehir hakkında biraz kuşku duymakta haklısınız. Şili’nin ikinci büyük kenti olan Concepción’a gelmek için hiçbir nedeniniz yok demiyoruz, fakat buraya geldiğinizde de günler boyunca eğlenmeyi beklemeyin.

Yukarıda bahsettiklerimiz dışında, Concepción bir öğrenci şehri. Üç tane geleneksel üniversiteye ve birçok özel kuruma ev sahipliği yapıyor. Öğrenci sayısı 50.000’e ulaşıyor ve dünyanın her yerinde olduğu gibi bu durumun şehrin üzerinde etkisi var. Barrio universitario’ya doğru giderseniz; bahçeler, mimarisi güzel turistik binalar ve birkaç müzeyi bulabileceğiniz Universidad de Concepción’un çevresinde dolaşabilirsiniz.

Şili, Concepción

Bunların en iyisi inanılmaz büyüklükte bir freske sahip Casa del Arte (Pinacoteca). Üniversitenin dışında, 1550 yılında kurulan bu şehir, yeşil alanlarıyla ün yapmış. Yeşil alanları şehrin her yanına yayıldığı için bu ün hiç de yersiz değil. Parque Ecuador, mükemmel şehir manzarasıyla Cerra Caracol ve Bio Bio nehir kıyısı, şehirdeki yeşil merkezlerin en güzellerinden.

Bunların dışında tabii ki katedral, kilise ve diğer yapıları da ziyaret edebilirsiniz. Şehrin hemen yanında Huascar’ı, Pasifik Savaşı sırasında (1879–1883) ele geçirilmiş bir Peru Gemisi, görebileceğiniz Talcahuano Donanma Üssü’nü ziyaret edebilirsiniz. Son olarak burası bir üniversite şehri olduğundan tabii ki canlı bir gece hayatı bulacaksınız.

Yorumda Bulun