Zamansız gelenekselliğin ve modernliğin birleşmesiyle Azerbaycan kültürel etkisini Avrupa ve Asya’nın birleşme noktası olarak göstermeye devam ediyor. Başkenti Bakü olan ülkede 9.6 milyon insan yaşıyor ve remi dilleri Azerice.
Azerbaycan çelişki ve zıtlıklarla dolu bir ülke. Kafkas Dağları ve Hazar Denizi arasında bulunuyor ve Orta Asya’nın Avrupa’ya uzandığı görünmez bir köprü gibi duruyor. Dokusunda ise Pers ve Rus etkilerini görebilirsiniz. Vakti zamanında topraklarında bir çok eski imparatorluğun hüküm sürdüğü ülkeyi bir çokları “Cennetin Bahçesi” olarak tanımlamış.
Petrol zengini Hazar Denizi’nde yarı çöl ile çevrelenmiş bir konumda bulunan Azerbaycan’ın kozmopolit başkenti Bakü’de Unesco listesinde yer alan tarihi zenginliklerinin yanında gökyüzüne doğru uzanan ihtişamlı gökdelenleri ile alışılmadık bir manzara sunuyor.
Modern Azeriler Türki efsaneler ve Pers şiirlerinde oldukça bilgililer. Bunun yanı sıra oldukça tutkulu ve konuksever olan Azeriler bir bardak çay ile yerel ozanlarla söylenen geleneksel türkülerden sonsuz bir zevk alıyorlar.
Zarif şehir merkezi ve ağaçlarla donatılmış, yayalara kapalı, lüks butiklerin ve modern gökdelenlerin bulunduğu şehir merkeziyle başkent Bakü Azerbaycan’ın en dinamik şehri. Bakü Güney Hazar’da bulunan en büyük ve en kozmopolit metropol olma özelliği taşıyor.
Bakü’de bulunan Eski Şehir, Unesco Dünya Mirası statüsünde bulunuyor. Oldukça büyüleyici bu bölge egzotik bir şekilde kemerli kale duvarlarıyla çevrili. Eski Şehir, Bakü’nün kolaylıkla ulaşılabilen yerlerinden biri. Arka sokakları süsleyen ağaçların ötesindeki köşkleri ile Eski Şehir bölgesi sürprizlerle dolu bir yer. 15. yüzyıldan kalma Shirvanshahs Sarayı’nı ve 29 metrelik Maiden Kulesi’ni mutlaka görmelisiniz.
Güzel ormanlarla kaplı yeşil dağlara yaslanmış Azerbaycan’ın en sevimli kenti olan Sheki kiremit çatılı eski evleriyle mutlaka görmek isteyeceğiniz bir yer. 18. yüzyıldan kalma Hacı Çelebi Kalesi günümüzde turist ofisi, el işi kursları, birkaç müze ve şık kafeleriyle yemyeşil çimlerin ortasında bir turist cenneti konumunda. Duvarların arkasında iki tane 19. yüzyıl camii, bir çok helva ve yöresel tatlı satan dükkanlar ve tarihi bir kervansaray bulunuyor.
Quba iç bölgelerinde yüksek rakımda bulunan çoban köylerini, konuşulan orijinal bir lisanı ve oldukça etkileyici kanyon manzaralarını tatil anılarınızın arasına katmayı ihmal etmeyin. Özellikle Buduq ve Qriz köyleri tarihi mezarlıklarıyla oldukça gizemli köyler. Xinaliq ve Laza köyleri de yeşil doğası ve dağlardan aşağı akan şelaleleriyle oldukça güzel manzaralar vaat ediyor.
Lahic size bakır ustaları ve halı dokumacılarını izleyebileceğiniz hatta kendiniz deneyimleyebileceğiniz bir dağ kaçamağı fırsatı sunuyor. Azerbaycan’da birçok dağ köyü mevcut ve turistlerin gelmeyi en sevdiği yer burası. Ayrıca buraya ulaşım da oldukça kolay. Geleneksel bakır ustalığı ile oldukça ünlü olduğunu söyleyebiliriz. Yaz zamanı ziyaret etmeyi düşünecek olursanız yürüyüş yapmak için oldukça güzel bir yer olduğunu siz de göreceksiniz.
Bakü’nün güneyinden uzanan sahil şeridi, deniz manzarası, petrol çalışmaları, Sovyet nahiyeleri ve ıssız yarı çölleriyle Hazar kıyılarının oldukça farklı olduğunu kanıtlıyor. Bakü’nün güney sınırlarında “James Bond Petrol Arazisi” adını “The World is Not Enough” adlı filmde yer aldıktan sonra almış. Bölge bir nebze düzenlenmiş olsa da hala oldukça eski usül petrol çalışması yapıldığını da görmek mümkün. Bu bölgede olup biteni en iyi Bibi Heybet Camii’nin yakınlarından kuş bakışı olarak görebilirsiniz.
Taş ve Bronz Devri’nden kalma taşa kazınmış şekilleri ya da yakında bulunan çamur volkanlarını görmek istiyorsanız gitmeniz gereken yer Qobustan. Bir zamanlar Hazar kıyılarında Taş Devri avcıları ve toplayıcıları birlikte buraya gelmiş ve arkalarında mağaralarda kazıdıkları şekilleri bırakmışlar. Kayalar ilk günkü gibi olmasa da bu tarihi mirası Unesco koruma altına almış durumda. 10 km güneyde ise oldukça tuhaf görünümleri olan ve adeta filmden bir kare gibi görünen çamur volkanları bulunuyor. Bu volkanlardan kalın, soğuk ve gri bir çamur çıkıyor. Fotoğraf çekmeyi sevenleri oldukça orijinal karelerin beklediğini söyleyebiliriz.
Azerbaycan’ın geleneksel içeceğinin “Çay” olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Birçok sebzenin içinin pirinç ve kıymayla doldurulmasından yapılan hepimizin aşina olduğu bir yemek olan “Dolma” ise Azerbaycan’ın sevdiği yemeklerden biri. Levengi ise tavuk ya da balıkla yapılan bir başka geleneksel yemek. Ülkeyi ziyaretinizde “Piti” ve “Tika” isimli yemekleri de denemenizi tavsiye ediyoruz.
Ocak ayında oldukça soğuk olan ülkede Kafkas köylerinin yolları kar nedeniyle aylarca kapalı kalabiliyor. Nisan ve haziran ayları hava oldukça berrak oluyor ve bahar doğayı hareketlendirmeye başlıyor. Ekim ayında ise Bakü oldukça güzel oluyor ve kırsal kesimlerde dallar kahverengiye boyanıyor.
Bakü
Gökdelenler ve Tarih Bakı, Baki ya da Baky şeklinde yazılabilen Bakü, Azerbaycan’ın başkenti. 2 milyonu aşan nüfusu ile Hazar Denizi’nin dibinde, bütün kafkaslarda en büyük şehir. Şehir, son yıllarda ani gelişmeler yaşamış ve gökdelenler inşaa edilmiş. Bu gökdelenler, Dubai veya Şangay dışında başka bir yerde görülmez. Bunların yanında yine de şehrin caibe noktası, UNESCO Dünya Mirası Alanındaki 12. yüzyıl duvarlı şehir içi kalıntıları. Şehir içini görmeye gittiğinizde birkaç ilginç gezi yerleri bulabilirsiniz. Ancak, en önemlisi kocaman ve gizemli olan Kız Kalesi (Qiz Qalasi) ve Şirvan Şah Ortaçağ Sarayı (The Medieval Palace of the Shirvanshahs). Şirvan Şah Sarayı, şuan ki modern Azerbaycan üzerinde 9. yüzyıl ve 16. yüzyıllar arasında var olmuş Şirvan Devleti’nin hükümdarlarına ev sahipliği yapmış.
Kusursuz oymalar ve pencere modelleri ile keskin gri görünüme sahip olan saray, kocaman ve etkileyici bir yerde bulunuyor. Sarayın içinde, kapılar, camii, hamam ve anıtları bulabilirsiniz. Bakü’nün etrafında büyüleyici Ateşgah Ateş Tapınağı (the Atashgah Fire Temple) ve Şehitler Hiyabanı (Martyr’s Lane) gibi daha birçok yapılacak şey ve görülecek yer bulunuyor. Burada bulunduğunuz süreçte, bunlara göz atmalısınız. Azerbaycan’ın manzarasını ve seslerini yakalamak için biraz zaman harcadığınızdan emin olun. Şehir boyunca yürürken sadece fütüristik gökdelenlerle karşılaşmazsınız, bunun yanında avlular, çarşılar ve yerlilerin sık sık gittiği çay dükkanlarını da çokça görürsünüz. Akşamları gezebileceğiniz, bisiklet sürebileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz ya da gece boyunca içki içebileceğiniz sahil bulvarı, rahatlayabileceğiniz en iyi yer.