Kore 2.Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyeteler Birliği ve ABD’nin askeri güçlerinin işgalinden kurtuluşundan sonra, Kuzey Kore ve Güney Kore ikiye bölündü. Güney Kore ikinci bir demokrasi ülkesi olarak 1948 yılında kuruldu. Güney Kore başkanlık sistemine göre yönetilmekte ve 16 idari bölüm içeren bir cumhuriyet devletidir. Gelişmiş ülke statüsünde yer alan ülkede yaşam standartları da oldukça yüksek seviyededir.
Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü, OECD ve G20 kurullarına üye olan Güney Kore bunların yanında APEC ve Doğu Asya Zirvesi’nin kurucu üyelerinden biridir.
60 kilometrekarelik alanda 10,2 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan Seul, Güney Kore’nin başkentidir. Busan, ikinci en büyük şehridir ve önemli bir liman kentidir.
Gwangju, ekonomi ve yönetim alanındaki gelişmiş kentlerden biridir ve ülkenin en büyük kentidir. Bunlar dışında Jirisan National Park, Seoraksan National Park, Andong, Guinsa, Panmunjeom, Boseon, Jindo, Ulleungdo ve Yeosu ülkenin başlıca uğrak noktalarıdır.
Resmi dili Korece’dir. Uzak Doğu dilleri arasından yazım ve okunuş açısından en kolayı olması dilin özelliklerinden biridir. Ayrıca Korece, Türkçe gibi sondan eklemeli bir dildir.
40 yaş altı halkın çoğunluğu eğitim sisteminin bir parçası olarak İngilizce öğrenmektedir ve ülkenin İngilizce konuşabilme seviyesi hızlı bir şekilde yükselmektedir. Eski nesilin çoğunluğu Japonca konuşabilmektedir.
Gyeongju
Silla Krallığı’nın Başkenti
Gyeongju’nun coğrafi konumuna bakıldığında biraz karışık olduğu görülecektir. Tarif edilecek olduğunda ise, tipik olarak sahil kasabası olarak ve nüfus yoğunluğu denizden uzak bir yer olarak anlatılacaktır. Bunun sebebi ise Gyeongju’nun Güney Kore’nin, Kuzey Gyeongsang bölgesinde yer alması ve Amerika’nın Los Angeles şehrinden bile daha büyük bir alana kurulmuş olmasından kaynaklanmaktadır.
Pek çok turist gezi planı yaparken rotalarını, buranın tarihi ve mimari zenginliklerinden dolayı Gyeongju üzerinden geçirmektedir. Ayrıca bu şehrin bir diğer özelliği ise 7. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar Kore’de en uzun süre hükümdarlık yaparak tüm Kore’de hüküm sürmüş olan Silla Krallığı’na başkentlik yapmasıdır. İlerleyen yıllarda Silla Krallığı, toplumu ve kültürü üzerinde büyük etkiler yapan Budizm dini ile Çin aracılığıyla tanışmıştır.
Gyeongju şehrinin bol miktarda turist çekmesinin asıl sebeplerinden biri ise Budizm mimarisi, sanatı ve el işlerinin şehirde bıraktığı izlerdir. Bu tasarının üzerinde ise Bulguksa Tapınağı ve Seokguram Mağarası bulunmakta, her ikisi de UNESCO Dünya Miras Alanları içerisinde yer almakta ve Tohamsan Dağı (şehir merkezinden oldukça uzakta) civarında bulunmaktadır.
Bu tip eski yerler 1970’lerde restorasyona gitmiş olup, en etkileyici ve otantik görünüşlü tapınaklar olarak Kore’ye gittiğinizde karşılaşacağınız güzellikler arasındadır.
Suokguram Mağarası ziyaretçileri, mağara içerisinde gezerlerken resmi çizilemeyecek yerleri, gözleri ile görebilecektir. Bunlar arasında büyük bir taş olan Sakyamuni Buda Heykeli de yer almaktadır. Bu iki cazibe merkezi de Güney Kore’de ve hatta Asya Kıtası’nda dahi gidilebilecek en tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Kraliyet Mezarları, Anapji Havuzcuğu ve Gyeongju Ulusal Müzesi göz atmak isteyebileceğiniz diğer yerler arasında olacaktır. Bu arada Gyeongju Ulusal Müzesi ise göreceğiniz harika yerlerden biri olmayabilir.
Andong
Kore’deki en Koreli köy Andong (nüfusu 167.942) Güney Kore’nin Kuzey Gyeongsang bölgesinde bulunuyor. Gezi broşürlerinde bu şehir için, ülkedeki kültürel ve manevi her şeyin merkezi olarak bahsedildiğini okuyabilirsiniz. Biz hala bunun biraz abartı olduğunu düşünüyoruz, çünkü şehir bu ünvanı biraz da halk köylerinden alıyor. Ama yine de Andong, Güney Kore’ye yapılacak herhangi bir tatil planında bulunması gereken bir yer.
Nakdong Nehri’nin manzarası dışında şehrin kendisi çok da güzel değil. Şehrin dışındaki doğal güzellikler daha ilgi çekici. Örneğin Andong Hahoe halk köyü bunlardan en önde geleni. Bu köy, Yangdong (pek de yakın değildir) ile beraber UNESCO listesinde yer alıyor ve geleneksel Kore Kültürü’nü çok iyi yansıtıyor. UNESCO, köyleri listesine alma sebebini şu şekilde belirtmiş: “düzenleri ve konumları – ormanlık dağlarla korunan bir nehir ve açık tarım alanları- Joseon Hanedanlığı’nın (1392-1910) ilk dönemlerindeki kendine özgü Aristokratik Konfüçyüs Kültürü’nü yansıtır”.
Halk köyü, geleneksel hanok evlerinin bir birleşimi. Buyongdae Cliff kesinlikle görülmeli ve eğer şanslıysanız Kore Maske Dansı gösterisine de denk gelebilirsiniz. Hahoe Maske Müzesi buraya yakındır.
Bongjeongsa Tapınağı doğanın ortasında, biraz uzakta bulunuyor ve Kore’deki en eski tahta yapıya ev sahipliği yapması nedeniyle görülmeye değer bir yerdir. Aynı şeyler, Sinsedong 7 Katlı Tuğla Pagoda için de geçerli. Şehrin kuzeydoğusunda bulunan Konfüçyüs Dosan Okulu da Kore Konfüçyüsçülüğü’ne ev sahipliği yapyor ve resmedilmeye değer bir yer. Eğer burayı ziyaret ederseniz Andong jjimdak (buharda pişmiş tavuk) ve soju’yu (bir çeşit yerel likör) kesinlikle tatmalısınız.
Seoraksan Ulusal Parkı
Karlı Kayalıklı Dağ Tüm Kore yarımadasının en önemli doğa harikalarından biri olan Seoraksan Ulusal Parkı’nı görünce nutkunuz tutulabilir. Bu park, Gangwon’un güney-doğu ilinde, en meşhur devasa kaya oluşumlarından biri olup, kalın ve yeşil (bahar aylarında çok güzel renkler oluşur) çam ormanlarından oluşur. Seoraksan Dağı, Güney Kore’nin 3. en yüksek dağı olarak ülkenin tam ortasında büyük bir gururla durur. Park ise iç ve dış Seorak olarak ikiye bölünmüş.
Denize doğru yaklaştıkça, manzara daha da güzelleşiyor. Parkı keşfetmenin en güzel yolu yürümek, fakat vaktiniz sınırlıysa, en kolay yol Sokcho’nun deniz kıyısında bulunan teleferiği kullanmaktır. Daha sonra harika bir bakış açısına sahip olabileceğiniz, 800 yıllık bir kale olan Gwongeumseong’ın tepesine çıkarak, bu güzel manzaranın keyfini doyasıya yaşayabilirsiniz. Biraz daha yürüyecek zamanınız kalırsa, Daeseung şelalesini ve devasa Buda heykeline sahip Sinheungsa Tapınağını görebilirsiniz.
Seul
Güney Korenin Hareketli Başkentinde Tarih, Yemek ve Gece Hayatı Nüfusu 10 milyonun üzerinde olan Seul,Güney Kore’nin başkenti. Çeşitli etkinlik ve festivaller ile birlikte, yoğunluk yaşandığı zamanlarda, nüfus 25 milyonu aşıyor. Ayrıca dünyanın en büyük şehirlerinden biri olma özelliğini de taşıyor. Güney Kore hükümetinin bulunduğu yerde olan Seul, ülkenin ekonomik ve kültürel merkezi. Şehir, hareketli ve renkli bir şehir olup, turistlerin gezip görebileceği, pek çok mağazayı barındırır. Tabii ki ilk ziyaretinizde görmeniz gereken, geleneksel ve tarihi simgeleri; şehrin genelde kuzey bölgelerine yayılmış olan, etkileyici sarayları (Deoksugung Sarayı, Gyeongbokgung Sarayı, Changdeokgung Sarayı ve çok daha fazlası), bunun yanı sıra tapınakları, türbeleri ve kapıları (örnek olarak Jongmyo tapınağı ve bir ikon haline gelmiş Namdaemun kapısı) bulunuyor.
Ekleyecek olursak, modern mimarinin bir simgesi olan N Seul Kulesi, tüm şehri görebileceğiniz harika bir manzara sunuyor. Cheonggyecheon, tüm şehir manzarasını ve modernliği sunan, kilometrelerce uzunluğundaki bir nehir. Savaştan sonra taşla döşenmiş ve son yıllarda restore edilmiş. Bu nehir, şehirden kısa süreliğine kaçıp uzaklaşmak için çok güzel bir yer. Seul, kuşkusuz gezilebilecek en iyi yerlerden biri. Bu şehri güzel kılan nedir diye sorarsanız, gittiğiniz zaman mutlaka denemeniz gerekenler yemekleri, alışverişi ve gece hayatıdır. Seul, tahmin ettiğinizden çok daha güzel. Yemek tavsiyesi konusunda kesinlikle nazlanacaksınız, ancak emin olun ki iyi bir akşam yemeğine giden yol Kore Caddesi’nden geçiyor. Bu yemeklerin en önemli özelliği, menüler halinde gelmesi değil, daha çok atıştırmalık olması. Kalguksu Caddesi ve Gwangjang Marketi, başlangıç için iyi yerler ve tabii ki de gece hayatı… Sojunun ucuz olduğunu söyleyebiliriz ve bu şehir, dünyadaki en iyi gece hayatına sahip şehirlerden kabul edilir. Bu, parmak ısırtan bir seçim olabilir.
Jinju
Kore’nin Işıklı Şehri Jinju, 337.000 nüfuslu, Güney Kore’nin Gyeongsang ilinin bir şehri. Kıvrılarak giden Nam Nehri’nin etrafında kurulmuş. Jinju, 1000 yıl önce kurulmuş tarihi bir şehir ve 16. yüzyıldaki Imjin Savaşı sırasında, Kore’nin Japon işgali altında kaldığı sıralarda, ön planda olmuş bir yer. Şehirde bulunan en tarihi manzara, Jinju Kalesi olup, tarihin belli bir kısmı ile alakalı olmuş. Ülkedeki en iyi ün kazanmış kalelerden biri ve bölgeye doğru ilerleyen Japonları püskürtmek için 1592 yılında kullanılmış. Yerlilerin de söylediği gibi, kalenin aydınlatılması yapıldığında, akşamları harika bir manzara ortaya çıkıyor. Şehirde gidilip görülmesi gereken tüm şeyler genelde kalenin etrafında toplanmış.
Chokseongnu Köşkü (savaşın yönetildiği köşk), Nongae Tapınağı ve Jinju Ulusal Müzesi ise tanınmış turistik yerler arasında. Ekim ayında Jinju, the Jinju Namgang Fener Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Imjın Savaşı’nı anmak adına devasa fenerler nehre bırakılır. Akşamları da harika bir görüntü elde etmek için bu fenerlerin aydınlatması yapılır. Bir şehir olarak Jinju, oldukça sakin, bu yüzden gece hayatına bakıldığında, gece kulüplerinin ve barların beklediğiniz seviyede olmadığını göreceksiniz.
ıncheon
Bilge Nehir Incheon, Güney Kore’nin kuzey-batı kesiminde kalan bir şehir ve Seul’den çok kısa bir mesafede (40 km veya 25 mil). Burası 2.8 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. Başkent ve Busan’dan sonra Incheon en büyük 3. şehri. Politik olarak Seul’den bağımsız ve 2000’lerde ekonomik serbest bölge olarak belirlenmiş, bu yüzden kendi yolunu bulabilen bir şehir olarak varlığını sürdürüyor. Gidilmesi gereken başlıca cazibe merkezlerinden bazıları, Kore’de “ana kara” olarak ifade edilen yerde değil de kıyı kenarında bulunan adalarda yer alıyor. Özellikle Yeongjong adası (deniz ürünleri ve plajlar için gidilir) ve Ganghwa adası (mimarisi için ve UNESCO’nun listesinde bulunan tarih öncesi gömü alanı Bugeun-ri Dolmen) Incheon’un içi tam bir liman bölgesidir ve yemek-içmek, takılmak için güzel bir alana sahip. Bu şehrin bir diğer övünç kaynağı ise Güney Kore’de bulunan Çin mahallesi. Burada bir takım renkli dekorları, Çin yemeklerini, çay ocaklarını, marketleri ve tapınakları bulabilirsiniz. Çin mahallesinin hemen yanında ise Jayu (Bağımsızlık) Parkı bulunuyor, bu parkta General MacArthur heykelini, güzel bir manzarayı ve diğer heykelleri bulabilirsiniz. Burası ayrıca şehir ve liman için güzel bir manzarayı barındırıyor.
Jeonju
Bibimbap’ın Evi Jeonju, Güney Kore’nin Jeolla ilinin başkenti. Nüfusu 650,000 civarında ve tarihi değerlerinden ve Bibimbaptan dolayı önemli bir turist merkezi. 5 yüzyıldan beri Joseon Hanedanlığı’nın kent merkezi bir şehir (daha öncesinde de Baehje Krallığının başkenti) olarak ve yerel bir yemeği ile yaygın olarak bilinmektedir. Bibimbap yöresel yemeği (Kore’nin fiilen ulusal bir yemeği olup, sıcak bir kase içerisinde, sıcak beyaz pirinç, pişmiş sebzeler, sığır eti ve sarısı üstte olmak üzere yumurtanın karıştırılması ile elde edilir) Korelilerin burayı severek ziyaret etmelerinin nedenlerinden biri. Jeonju, günlerinizi harcayabileceğiniz şehirlerden biri değil. Bir gün içerisinde şehirde bulunan tüm manzarayı görebilir ve gezip görülecek yerleri ziyaret edebilirsiniz. Eğer bu şekilde bir günübirlik plan yapmayı düşünüyorsanız, Bibimbap’ı bir kenara bırakırsak ; bunları en azından denemek isteyeceksiniz:
- Jeongdong Katolik Katedrali, 20.yüzyılın başlarında inşa edilmiş ve dinleri yüzünden hayatlarını kaybeden Katolik şehitler onuruna dikilmiş olan bu katedrali ziyaret edebilirsiniz.
- Jeonju Hanok köyü, Kore kültürüne odaklanan bir yerdir ve yüzlerce geleneksel Kore Hanok evlerine sahiptir. Biraz turist tuzağı olarak görülebilir ancak sadece akışına bırakmayı deneyin.
- Mt. Maisan (“At Kulağı Dağı”), yürüyüş özlemi çekenler için gidilmesi gereken ve garip bir şekle sahip şehrin doğusunda bulunan bir dağdır. Bu tuhaf manzara hayalimsı ‘kayıp dünya’ olarak tarif edilir.
- Pungnammun kapısı, Hanok köyüne yakın hayatta kalan tek şehir kapısıdır.
Panmunjom
Kore’nin Askerden Arındırılmış Bölgesi’ndeki Korkutucu Yer Burası hakkında bir yazı yazıp yazmamak konusunda emin değildik. Güney Kore’de, Seul’den 56 km uzaklıkta bulunan, askerden arındırılmış bölgeden daha çok eğlenebileceğiniz yerler olduğu kesin. Ama burayı büyüleyici bulduk. Burası, Güney Kore’de turistlerin en çok gittiği yerlerden biri. Eskiden bir köy olan Panmunjom bugünlerde, dünyanın en fazla güçlendirilmiş ve silahlandırılmış bölgelerinden biri. Burası, hala her gün yüz yüze bakan Güney Kore ve Kuzey Kore askerleri arasında Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı (Tekwando pozisyonunda ve yumruklar sıkılı bir şekilde) yerdir. Ayrıca Panmunjon, göz korkutucu ve askerden arındırılmış bölge (DMZ) içerisinde, herhangi bir ziyaretçiye izin verilen tek yer. Buraya gelirken dikkat edin, beklenmedik yasaklarla karşılaşabilirsiniz. Burada şemsiyelere izin yok! Geçmişte burada bazı istenmedik olaylar yaşanmış (1973 Axe Cinayeti’ne cesaretiniz varsa bakabilirsiniz) ve bütün bu önlemler, bu tür olayların tekrardan yaşanmaması için. Buraya gelmek için önceden ayarlanmış bir turunuzun olması gerekiyor. Çünkü bazı milletlerin buraya girişi kesinlikle yasaklanmış.
Yeosu
Ada Şehri Yeosu, Güney Kore’nin daha da güneyinde yer alıyor. Coğrafi olarak, pek çok küçük adanın birleşmesi ve yarımada oluşturması ile meydana gelir. Bu şehre, mükemmel okyanus manzarası, diğer manzaraları (örnek olarak Pitorek limanı), sahilleri ve harika baharatlarla hazırlanan deniz ürünleri için mutlaka gitmelisiniz. Yeosu, ayrıca 2012 Dünya Expo’ya ev sahipliği yapmış. Daha fazla manzara görmek istiyorsanız, limanın yanındaki Odong Adası’na gitmelisiniz. Bambularla dolu ormana, kayalıklı uçurumlara ve yukarı çıkmanıza, ada ve çevresindeki manzaraları yakalamanıza izin veren deniz fenerine ev sahipliği yapar. Ayrıca Yeosu şehrinin dışarıdan görüntüsüne de tanıklık edebilirsiniz. Yeosu’nun yakınında bir diğer görmeniz gereken yer ise Hyangiram. Olağanüstü bir şekilde konumlanmış bu Budist mirası tapınağa, virajlı yollardan, kayalıkların ve sahil köylerinin yanından geçip, oldukça dik dağlara tırmanarak ulaşabilirsiniz. Tapınağın kendisi oldukça güzel, fakat asıl önemli kısmı eşsiz manzarası.
Daegu
Eşsiz Manzara Daegu Daegu, Güney Kore’nin dışında ufak bir yer olsa da, ülkenin en büyük 4. şehri konumunda (Seul, Busan ve Incheondan sonra). Konum olarak Güney Kore’nin güney-doğu kesiminde bulunuyor. Seul’den trene binerek (yaklaşık 2 saatlik bir tren yolu) veya uluslararası havaalanından direkt olarak ulaşımı sağlayabilirsiniz. Mt. Palgongsan ve Mt. Biseulsan arasındaki bir vadide bulunan bu şehrin etrafında yapılabilecek başlıca şeylerden biri de dağa tırmanmak. Bunun yanında, şehrin en önemli yapılarından olan Dalseong Parkı, Duryu Parkı ve geleneksel bitki ilaç marketi görülecek yerler arasında. Daegu’da birçok tapınak bulunuyor, fakat en çok göze çarpan ise 17 metre yüksekliğindeki Buda heykeline ev sahipliği yapan Donghwasa Tapınağı.
Jeju
Güney Kore’nin Oyun Alanı Jeju Güney Kore’nin güneyinde kalan bir ada olup, UNESCO Dünya Mirasları arasında yer alıyor. Yerinden ve ikliminden dolayı burada yaşayan insanlar ülkenin geri kalanına göre çok daha memnun. Özellikle kış aylarında, ülkenin kuzeyine göre epeyce soğuk oluyor. Bu nedenle Jeju, Koreli ve Koreli olmayanlar için doğal görünen sahilleri, palmiyeleri, ağaçları ve her şeyi ile ülkenin en iyi tatil yerlerinden biri olma özelliğine sahip. Buraya yolunuz düşerse mutlaka sahillerde takılın, yürüyüşe çıkın ve doğal güzellikleri görmeye gidin. Hallasan uyuyan bir volkan olup, turistleri buraya çeken bir yer ve aynı zamanda Güney Kore’nin en yüksek dağı. Bunun dışında etkileyici şelalelere, mağaralara ve kayalıklara giderek manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Busan
Kültürlü Sahil Metropolü Busan, (diğer bir söylenişi ile Pusan) nüfusu 3.5 milyonun üzerinde olan Güney Kore’nin güney-doğusunda bulunan şehir, Güney Kore’nin en büyük limanına sahip. Bunun yanında Seul’den sonra ülkenin en çok nüfusa sahip 2. şehri. Ayrıca, burada her yıl ekim ayında Uluslararası Film Festivali düzenlenir. Bu etkinlik, Asya’da yapılan en kayda değer organizasyonlardan biri. Bu şehri çekici kılan özellikler sahilleri, kaynakları, tapınakları ve nefes kesici manzaraları. Ayrıca, tüm bunlardan daha da önemlisi, ülkenin başkentine göre daha sade ve stressiz bir şehir olması.
Sahillere gelecek olursak Haeundae sahili, Songjeong sahili veya Gwangalli sahilleri arasından istediğinizi seçebilirsiniz. Haeundae sahili, yaz aylarında ağzına kadar dolu oluyor. Sıcak yaz günlerinde bu sahil, barlar ve çevredeki restaurantları ile Busan’ın merkezi haline geliyor. Songjeong yine aynı şekilde, fakat biraz daha az kalabalık. Gwangalli, diğerlerine göre daha az gelişmiş, ancak gece vakti yanan bir deniz feneri, burayı diğer sahillerden farklı kılıyor. Taejongdae Park’ta kayalıkların tepesine gidildikçe, deniz ile birlikte oluşturduğu manzara harika. Burada bulunan iki ünlü yer, Beyaz Deniz Feneri ve Sinseon Kayaları da görülmeye değer.
Hur Shim spası devasa bir spa kompleksi ve Busan’daki en iyi spalardan biri. Harika bir görünüme sahip bu spada, buz gibi soğuktan ateş gibi sıcağa kadar, her sıcaklığa rastlamak mümkün. Yonggungsa ve Beomeosa tapınakları keşfedilmesi gereken en önemli yerler arasında. Bunlardan ilki, olağanüstü bir şekilde bir denizin kıyısında yer alırken, ikincisi ise Geumjeongsan Dağı’nın yamacında yer alır. Son olarak alışverişe gitmek istiyorsanız, şehrin merkezinde bulunan dünyanın en büyük alışveriş merkezi olan Shinsegae Alışveriş Merkezi’ne gidebilirsiniz. Haydi alışverişe…
Ulleungdo
Gizemli Ulleungdo
Haydi göz atalım. Ulleungdo, Kore’de nereye seyahat edileceği üzerinde çalışan kişiler için bile her gün kullanılan bir isim değil. Buna rağmen ülkeyi gezen insanlar yarımadayı terk etmez ama herhangi bir sebeple bunu yaparlarsa da sevimli Jeju Adası’na gideceklerdir.
Japon Denizi’nin kıyısında yer alması ve sadece feribotla, Donghae (2.5 saat ) veya Pohang (3.5 saat) üzerinden gidilmesi nedeniyle Ulleungdo’ya gitmek biraz uğraş verici bir süreçtir. Fakat sonrasında geldiğinize değdiğini göreceğiniz birkaç ikna edici neden bulunuyor.
Geziye başlayanlar için, (her kenarından denize dik yükselen) bu volkanik ada ülkesi dünyada göremeyeceğiniz birtakım muhteşem manzaralara sahip. Etrafında akan su turkuaz rengindeyken, kayalıklı iç yapısı koyu yeşildir. Diğer yerlerde daha güzel manzaralar keşfetmekte zorlanabilirsinz. İşin doğrusu burası her ne kadar Jeju Adası kadar güzel olsa da, turistlerin o kadar ilgisini çekmiyor ve buradaki her şey daha yavaş adımlarla ilerliyor gibi görünüyor.
Bulunan tüm bu manzaralar, lezzetli deniz ürünleri, huzur ve sessizlik buraya eşsiz bir Kore atmosferi katıyor. Buraya gelmeden önce 2 kez düşünmeyin, hemen Ulleungdo’ya gelin.
Gangneung
Dağın Batısı, Denizin Doğusu
Gangneung, Güney Kore’nin kuzeydoğusunda bulunan Gangwon Bölgesi’nde yer alıyor. Gangwon, ülkeye çok aşina olmayanlar için benimsenen bir isim değil. Ayrıca burası ün yapmış cazibe merkezlerine de ev sahipliği yapmıyor. Fakat doğu denizi kıyısı boyunca sahip olduğu manzaralar ve Teabaek Dağları’na karşı ayrılmış olan konumundan dolayı, ziyaret edilmesi gereken şehirler arasında yer alıyor.
Buradaki plajlar hakkında her ne kadar vasat şeyler söylense de, altın rengi kumları ve geniş plajları oldukça harika. Güneşli bir gündeki suyun rengi, genellikle Güneydoğu Asya kıyılarında alışkın olduğumuz bir renge sahip oluyor. Yaz aylarında tüm kalabalık buraya doğru akın ettiği için, oldukça fazla alan bulunmasına rağmen güneş şemsiyeleri arasında yer bulmanız oldukça zor hale gelebilir. Bu yüzden biraz da Gyeongpodae ve Jeongdongjin Plajları’na bakmanız gerekebilir.
Sahillerin yanında, bu şehir her yıl mayıs aylarının başında düzenlenen Danoje Folklör Festivali ile de biliniyor. Şehrin diğer cazibeleri arasında; Ojukheon Müzesi, sahip olduğu mabetler, eski rezidanslar, birkaç tapınak ve tarihte önemli bir rol oynamış olan Daegwallyeong Müzesi de yer alıyor. Eğer alışveriş yapmak istiyorsanız, Jungang Çarşısı uğrayacağınız yerler arasında olacak. Plajlarla ve diğer kültürel manzaralar ile işiniz bittiyse, batıda yer alan Taebaek Dağları görmeye başlayabileceğiniz diğer yerler arasında. Odaesan Ulusal Parkı içerisinde yürüyüş yapmak; akarsuları, nehirleri, yüksek tepeleri ve 2 muhteşem Buda Heykeli ile birlikte gizli ormanları size getirecektir. Kış aylarında burası biraz ıssız olsa da, bu durum belirli bir çekicilik katıyor.
Gwangju
Güney Kore’de Demokrasinin Beşiği
Gwangju, Güney Kore, Güney Jeolla’da bulunan, yaklaşık 1.5 milyon nüfusa sahip bir şehir. Buranın adından sık sık, 1980 yılında gerçekleşen ayaklanmada, hükümet birliklerinin 200’den fazla demokrasi protestocusunu katletmesi sonucu ortaya çıkan Gwangju İsyanı ile bağlantılı olarak bahsedilmiştir. Günümüzde hala ülkenin Demokrat Partisi’nin kampanya merkezi ve böylece siyasal alanda önemli bir rol oynuyor.
Gwangju, Asya şehirleri arasında boyutu küçük olan şehirlerden olmasa da, turistler tarafından kolayca gözden kaçan, bölgeye bir hafta için gelen turistlerin uğrayıp ayrıldığı yerlerden biri. Bu durumun anlaşılabilir bir sebebi (1980 yılında yaşanan olaylar ve anıt parkı) vardır, o da turistleri buraya çekebilecek tek bir cazibe merkezinin dahi bulunmaması. Gwangju şehrinin yerine Kaohsiung, Sapporo veya Xiamen gibi şehirlere giderek atmosferin tadına varabilir ve etrafı keşfedebilirsiniz.
Arkadaş canlısı insanlar, sanat galerileri (Şehir Kore sanatına beşiklik etmiş olarak adlandırılır-Sanat Caddesi’ne bir göz atın), parklar, marketler ve festivalleri bulunur. Bunlar Gwangju’da bulabileceğiniz diğer şeyler arasında. Şehir içinde harcayacağınız vaktiniz bittikten sonra, Mudeungsan yakınlarına giderek yürüyüş yapabilir veya ünlü Boseong Çay Bahçeleri’ne göz atabilirsiniz.