Pakistan yıllarca dünya turizminde “Bir sonraki en büyük şey” olarak bilindi. Ülke ziyaretçilere çok şey vaat ediyor. Başkenti İslamabad olan ve nüfusu 193.2 milyon olan ülkenin resmi dilleri Urduca ve İngilizce.
Dünyanın en yüksek ve büyüleyici dağlarından, Moğol İmparatorluğu cazibesini taşıyan mimarisine kadar buradaki kültürel zenginlik, tarihi kalıntılar ve müzikal mistisizm dünyada belki çok az yerde vardır. Ancak burayı ziyaret etmeyi düşünenler Pakistan’ın kanun noksanlığı ve politik dengesizliklerine dair bilinen şöhretinden ürkmekte.
Peki bu şöhret doğru mu? Hem evet, hem hayır. Ülkenin bazı bölgelerinde suç ve ayaklanmalara ilişkin problemleri olduğu doğru ancak ülkenin geri kalanı oldukça sıcak kanlı ve misafirperver. Kısacası Pakistan’ı ziyaret etmek istiyorsanız önemli olan nereye gideceğiniz. Tutucu olmasına karşın ziyaretçiler büyük ilgi ve heyecanla karşılanıyor. Başlıkların ardını görebilen ve keşfetmek için zaman ayırabilen ziyaretçiler için ülke unutulmayacak bir seyahat vaat ediyor.
Kuruldu, yıkıldı, tekrar yapıldı sonra İmparator Akbar 1566’da şimdiki haline getirene kadar birkaç kere restore edildi. Bahsettiğimiz yer “Lahore Fort” yani “Shahi Qila”. Mughal Kalesi Lahore’nin en etkileyici yerlerinden birisi. Ziyaretçilerle dolu olmadığında terkedilmiş hissi veren kale Hindistan’ın öncelikli kaleleri kadar detaylı olmasa da gezinmek için oldukça keyifli bir yer. “The Shish Mahal” yani “Aynalı Saray” zamanında imparatoriçe için yaptırılmış. Sarayın sıvadan yapılmış iç tarafı aynalarla dekore edilmiş. Sarayın bahçesinde yer alan Naulukha Bahçe Köşkü de küçük mücevher parçaları kullanılarak çiçek motiflerini mozaik tekniğiyle uygulayarak dekore edilmiş. Alamgiri Kapısı’ndan geçtiğinizde vakti zamanında kraliyet ailesinin fillerin üzerinde saraya girişlerini hayal edebilirsiniz.
İster Hindistan’a gidiyor olun ister olmayın, sınıra özel bir ziyaret yapıp her gün gerçekleşen sınırı kapama ve bayrak indirme törenine tanıklık etmelisiniz. İlk yapıldığı tarih olan 1948’den beri her gün tekrarlanan bu tören oldukça egzotik ve enteresan. Eğer zamanınız varsa çitin iki tarafından da izlemenizi tavsiye ederiz. Oldukça milliyetçi duygularla yapılan ve ciddiye alınan bu seremoni iki tarafın askerleri tarafından oldukça rekabetçi duygularla gerçekleştiriliyor.
Dokuzuncu yüzyıldan bu yana Multan oldukça önemli bir İslam merkezi oldu ve günümüzde hala bu mirası devam ettiriyor. Burası belki yüzyıllardır Hindistan Yarımadası’nda hiçbir yerin görmediği kadar çok kutsal insan görmüştür. Günümüzde ise büyüleyici türbeler, camiler ve mezarlıkların hükmünde. Şeyh Rukn-i-Alam’ın mozolesi mavi ve turkuaz renkli çiniler ile bezenmiş iç kısmı insanları oldukça etkiliyor.
Belki Everest Dağı’ndan birkaç yüz metre kısa olabilir, düzgün bir ismi de olmayabilir ancak K2 kesinlikle hafife alınmaması gereken bir Dağ. Dünya’nın en yüksek ikinci zirvesi Pakistan-Çin sınırında bulunuyor. Profesyonel tırmanıcılar etrafında dörtte bir canlı geri dönememe ihtimallerine rağmen tepesine çıkmak için bekliyor. Eğer dünyada çok az tırmanıcının kendini yeterli gördüğü bu dağa çıkmaya hazır değilseniz Concordia’da bir yürüyüşe katılabilir, dağı yine yakından ama güvenli bir mesafeden seyredebilirsiniz.
Dünya Tarih Listesi’nde yer alan kalıntıların arasında gezinmek ve Indus Vadisi’nde İÖ 2500 yılında bir metropolde olmak nasıl bir his diye merak ederseniz gelmeniz gereken yer Moenjodaro. 250 hektarlık kazı alanı gün yüzüne çıkarılan toplantı odaları, banyolar ve evlerden oluşuyor. Bu sofistike ancak tarihte kaybolmuş şehri mutlaka keşfetmelisiniz.
İnsanlar yüzyıllar boyunca ürünlerini ve ideolojileri doğu ve batı arasında İpek Yolu’nu kullanarak ve haliyle Indus Vadisi’nde geçerek taşıdılar. Burası bir yerden öbürüne gitmek için oldukça zorlu bir yer. Nasıl yaptılarsa onca zaman her şeye rağmen bu yolculuğu yapan insanların acısı 1986’da ve ihtiyaç duyulandan geç bir vakitte bir usta mühendis tarafından 1200km Karakoram Otobanı’nı yarattı ve şimdi bu yol Islamabad’ı Kashgar’a bağlıyor. Çukurların, torak kaymasının ve dikey düşüşlerin mevcut olduğu bu yolda kamyonlar, kapalı yollar ve haydutlar olsa dahi bu yolculuk hayatınızın sürüşü olacak.
Pakistan’ın mutfağı oldukça renkli ve çeşitli, bu yüzden önce etlerden başlamak gerekirse “Gosh” yemeğinin genellikle tavuk ya da koyun etiyle yapılan bir yemek olduğunu söyleyebiliriz. “Machlee” Karachi’de çok sık rastlayabileceğiniz deniz ürünü ya da balık ile yapılan yemekler oluyor. “Roti” ise bir çeşit yuvarlak ekmek. Pakistan’ın “Mithai” adını verdikleri rengarenk renkli şekerlemeleri tatlı severleri sevindirecek. Pakistan “Chai” yani çay ile oldukça iç içe. Burada genellikle çayı süt ve şeker ile içiyorlar. Genellikle kaynar bir sıcaklıkta servis ediliyor.
Ocak ve şubat aylarında hava genellikle serin oluyor. Punjab, Sindh ve Balochistan’ı ziyaret etmek için en uygun zaman. Mart ve haziranda havalar ısınmaya başlıyor. Nisanın sonuna doğru yürüyüş sezonu açılıyor, temmuz ve ağustos Muson mevsiminin başladığı zaman oluyor. Güneye gitmektense kuzeye gitmek için daha uygun bir zaman.
Karaçi
Pakistan’ın Sind Eyaleti’nde bulunan Karaçi, yakın geçmişinde mezhepsel şiddetin görüldüğü iş odaklı bir şehir. 1980’ler ve 1990’ların başı şehir için çok da iyi bir tarih aralığı değil. Ayrıca Karaçi, en son 2010 yılında ölü sayısı yüksek protestolara ev sahipliği yapmıştır, sevilmeyecek nesi var değil mi?
Dürüst olmak gerekirse, bu yazıyı uzun bir zaman önce yazdık ve bahsettiğimiz hoş olmayan durumların geride kaldığını söyleyebiliriz. Ama bütün bunları okurlarımız için gerçekmiş gibi anlatmalıyız. Eğer biraz garip biri değilseniz, birçok turistin yaptığı gibi şehri gezi rotanızdan silmeniz gerektiğine ikna olmuşsunuzdur. Ama yine de size görmezden gelemeyeceğiniz bir karşı argüman sunacağız.
Gerçekten bir ülkeyi ziyaret etmek ve bu ülkenin kalbi nerede atıyor görmek istiyorsanız, ülkenin en zengin ve en kalabalık şehrine, ki bu durumda o Karaçi oluyor, yapılacak gezi sizin vazgeçilmeziniz olmalı. İnsanlar bu yüzden burayı “Küçük Pakistan” olarak adlandırıyor.
Hükümetinizin seyahat tavsiyelerini dikkate alın ve işler yatıştıktan sonra, Karaçi’de ziyaret edebileceğiniz birkaç yer önerisi vermemize izin verin. Saddar Bölgesi ve deniz kıyısı ile Güney Karaçi, şehrin en güzel yeri. Empress Market ve Frere Salonu gibi etkileyici sömürge dönemi yapılarıyla da şehrin en turistik bölgesi.
Günümüz modern sanatı ağırlıklı Mohatta Sarayı Müzesi ve İslami Sanat’tan, arkeolojik bulgulara kadar her şeye ev sahipliği yapan Pakistan Milli Müzesi en önemli kültürel turistik yerleri. Bu iki binadan en güzel olanı kuşkusuz Indo-Saracenic Mimari tarzına sahip olan, Mohatta Sarayı Müzesi.
Diğer önemli bir kültürel yapı ise, Pakistan’ın kurtarıcısının mezarının bulunduğu Mazar-e-Quaid Türbesi. Şehrin doğal güzellikleri ise, Clifton Sahili veya daha iyi olanı Sandspit Sahili. Bunların yanısıra Port Grand veya karnınızı balıkla doldurabileceğiniz Batı İskele Balıkçıları’dır. Port Grand’ı, akşam yürüyüşü için tercih edebilirsiniz. Orada yürümeye çalışın ve daha sonra yazımızın ilk iki paragrafını okuyun, kendi kendinize güleceksiniz.
Şehir tabii ki de gidebileceğiniz alışveriş merkezleri ve pazarlarla dolu. Eğer yeterince dolaşırsanız kilise (Saint Patrick Katedrali gibi), park ve hayvanat bahçesi bile bulabilirsiniz. Günün sonunda Karaçi’nin aslında çok yönlü bir yer olduğunu anlayacaksınız.
Islamabad
Pakistan’ın Yeşil ve Modern Başkenti Pek çok güzellik ve görülecek şey var, fakat İslamabad ismini duyduğunuzda, buraya gitmenin ne kadar güvenli olacağı konusunda sessiz kalamayabilirsiniz. Tabii ki bu konuda tavsiye verebilecek insanlar değiliz (hükümetinizden bilgi alınız), fakat etrafınızda daha önce Pakistan’a gitmiş kişilerle konuşarak şehrin güvenliği hakkında bilgi alabilirsiniz. Etrafta yaptığımız araştırmalara göre Pakistan bir bütün olarak dengesiz ve bazı yerleri, diğerleri kadar güvenli değil, Lahor ve İslamabad gibi büyük şehirlerin oldukça güzel yerler olduğunu söyleyebiliriz. Yine de, gerekli tüm bilgilere sahip olmadan rezervasyon yaptırmayınız. Böyle bir giriş yapmak zorunda kalmak, gerçekten utanç verici. İslamabad, geniş caddeleri ve modern İslam mimarisinin karışımı ile bütünleşmiş yeşilliklerle dolu eski bir şehir.
Rawal Gölü denilen yeşillik bir yerde eğlenebilirsiniz. Burası şehrin doğusunda kalan en büyük göl konumunda. Rawal Gölü’ne yürüyüşe, koşuya, balık tutmaya, kanoyla gezmeye, piknik yapmaya veya çimlerde biraz uzanmaya, biraz D vitamini almaya gidebilirsiniz. Biraz daha yukarıya çıktığınızda Pir Sohawa ve Daman-e-Koh gibi yerleri bulabilir, şehrin üzerinde bulunan Margalla Tepesi’nden etrafa bakabilir ve burada gerçekten harika restaurantlar bulabilirsiniz. Bunun yanında Ulusal Anıt, İmam Bari Türbesi ve Faysal Camisi gibi çok daha geleneksel şehir manzaralarına gidebilirsiniz. Ayrıca kendisini Pakistan kültürel mirasına atamış olan Lok Virsa Müzesi gibi çeşitli müzelere gidebilirsiniz. Bir de hayvanat bahçesi ve yukarıda bahsettiğimiz şeylerin daha farklı versiyonları da bulunmaktadır. Eğer bunlar eğlenmenizi sağlamaz ise gidip, mükemmel mutfak sahnesine göz atabilir veya Markaz’da bulunan alışveriş merkezine giderek alışveriş yapabilirsiniz.
Lahor
Bahçelerin Babür Şehri Lahor, Pakistan’ın Puncab eyaletinin başkenti ve 12.5 milyondan fazla nüfusu olan ülkenin ikinci büyük şehri. 10. yüzyıla kadar dayanan bir tarihi bulunmakta ve Babür, Şii ve İngiliz imparatorlukları için önemli bir yönetim merkezi olarak hizmet vermiştir. Lahor ülkeye tarihi ve kültürü için geldiysen ayak basman gereken önemli ve temel yerlerden biri. Pakistan’daki diğer yerler gibi güvenlik için hükümetinize danışmanız ve seyahate başlamadan önce gerekli önlemleri almanız gerekir. Lahor’un Duvarlı şehri, turistler için bir merkez olarak kabul edilmekte ve şehrin en kuzeyinde yer almaktadır. Bu yer Babür döneminde güçlendirilmiş ve buranın etrafında içerisine giriş yapabileceğiniz 6 heybetli eski kapı bulunmaktadır. Her bir kapının arkasında ise farklı manzaralar bulacaksınız. Örneğin Lahori yemeği ile ün yapmış Bhati kapısından girdiğinizde hareketli kalabalık ile karşılaşacaksınız.
Akbari kapısından girdiğinizde ise şehirde her türlü baharatı bulabileceğiniz en büyük markete ulaşabileceksiniz. Aralarında en iyi korunmuş olan Roşnai kapısı harika bir görünüme sahip, diğerleri ise nispeten döküntü durumda. Aynı alanda Badşai Camisi (İmparatorluk Camisi) ve Lahor Kalesi bu tarihi şehirde bulunan ve mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Ravi nehrini geçtiğinizde ise çeşitli Cihangir mezarlarına denk geleceksiniz (Babür İmparatorluğunu 1605-1627 yılları arasında yönetmiştir). Daha doğuda yer alan Shalimar Bahçeleri ise UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanları arasına alınmış. Eğer bir gece vakti yerel mutfakla ilgili keşfedilecek bir yer arıyorsanız, Yemek Caddesine gitmeniz gerekir. Burası Gawalmandi bölgesinde mutfağın kalbi olarak kabul edilmektedir.