Tayland, filmlere mekan olmuş tropikal adaları, her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği 400’den fazla budist tapınağı, çarpıcı güzellikte doğası, dünyaca ünlü Tay masajı ile Güney Asya’nın en popüler turistik ülkelerinden biri. Asya’ya yolculuğa çıkan hemen herkesin rotasında ilk sırada yer alıyor.
Güney-Doğu Asya’nın kalbinde yer alan, muhteşem plajları, büyüleyici kültürel zenginliği, harika alışveriş ve eğlence olanakları ile Tayland, 1960’tan itibaren dünyanın en popüler turistik merkezlerinden biri oldu. Sırtçantalı gezginlerden, ulta lüks turistlere kadar hemen herkese hitap eden bir şey var burada.
Egzotik kültürü ile The Land of Smiles, yani güler yüzlü insanlar ülkesi olarak anılan Tayland’a şimdiye kadar 7 defa gittim. Bizim bildiğimiz dünyadan çok farklı bambaşka bir coğrafya burası. Renkli Tay kültürü, görkemli tapınakları, dünyaca ünlü zengin mutfağı, enfes taze deniz ürünleri ile eğlenceli bir ülke.
Asya’nın en hızlı gelişen ve değişen şehirlerinden biri olarak da ün salmış başkent Bangkok, 1782’den beri ülkenin başkenti. Tayca’da şehrin adı Krung Thep, yani Melekler Şehri.
Şehrin Thai dilindeki adı, dünyanın en uzun şehir ismi olma özelliğiyle Guiness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazanmış. Krungthep Mahanakorn Boworn Rattanakosin Mahintharayuttha Mahadilokpop Noparatratchathani Burirom Udomratchaniveymahasathan Amornpiman Avatransathit Sakkathattiay avisnukarmprasit’dir.
Anlamı; Melekler şehri, kutsal mücevherlerin kaynağı, fethedilemez yüce topraklar, büyük ve önemli âlem, 9 değerli cevherle dolu kraliyet başkenti, Büyük Saray’ın şehri ve kralların evi, ilahî sığınak ve yeniden beden bulan ruhların mekânı.
Doğu geleneksel yaşamı ile Batı modernizmini bir arada kaynaştığı başkent Bangkok, son yıllarda hızla yükselen gökdelenleri, iş merkezleri, şık otelleri, dünya markalarına ev sahipliği yapan lüks alışveriş merkezleri ile adeta Asya’da parlayan bir çekim merkezi haline geldi.
İlk defa gidenler için bunaltıcı, sıcak, gürültülü ve kokan bir kaos şehri görüntüsündeki Bangkok, bundan çok daha fazlasını barındırıyor. Renklerin, kokuların ve tatların içerisinde egzotik bir yolculuktur Bangkok.
Nong Khai
Nong Khai kendisiyle aynı ismi taşıyan eyalette bulunan , Mekong Nehri boyunca, yılan gibi kıvrımlı olan bir şehir. Bölgenin karşısında piknik yapıyorsanız ve sınırı geçecek bir yer arıyorsanız, Nong Khai belki de en uygun yerlerden biri. Şehrin içindeki Thai-Lao-Friendship Köprüsü’nü geçince, sadece 10-15 kilometre sonra kendinizi Laos’un başkenti olan Vientiane’de bulacaksınız.
O nehri geçmeden önce, durgun Nong Khai’yi keşfederek Tayland’daki son günlerinizin en iyilerini yaşayın. İyi niyetimizden dolayı “durgun” diyoruz çünkü tatilimizin tadını çıkarmak için Mekong’un üzerinde, elimizde Singha’yla ve önümüzdeki Tai yemekleriyle oturup gün batımını seyretmekten daha iyi bir şey düşünemiyoruz. Hayali bir kenara bırakacak olursak, burada gerçekten keşfedilecek birkaç cazibeli yer var.
Birine sorduğunuzda sizi ilk, şehrin doğusundaki Sala Kaeo Ku Heykel Parkı’na yönlendirecek ve bu park (biraz büyük) Buda ve Hintli tanrıların somut heykellerini sergilemekte. Bu heykeller 1970 yılında, garip görünümlü Laos’lu bir adam tarafından (Boun Leua Sourirat) inşa edilmiş. İnceleyebileceğiniz diğer tapınaklar The Phrathat Bang, Phuani Wat Khaek ve Wat Pho Chai’dir ama tabii ki de bunlarla kısıtlı değil. En son bahsi geçen tapınak Nong Khai’nin en çok ziyaret edilen tapınağı. Nehir gezisi, gündelik bir yürüyüş ya da kordon boyunca bisiklete binmek, şehrin huzurlu doğasının temasını hissettiren faaliyetler arasında.
Hua Hin
Tayland’ın muhteşem plajlı tatil köyü Hua Hin, Tayland’da küçük bir kıyı şehri, Pattaya’daki Tayland Körfezi’nin neredeyse karşı tarafında bulunuyor. Bangkok’dan 3 saat sürüş mesafesinde olan bu şehir, Taylandlılar’ın kendileri için (Asiller dahil) çok sevilen bir plaj girişi. Fakat son yıllarda seyahat eden birçok yabancının da güzergahına eklenmiş bir yer oldu.
Burada tatil yapan insanlarla konuştuktan sonra öğrendik ki, ortak görüşe göre, burası onların umduğundan fazlasını vermiş. Eskiden nispeten sessizken, şu anda turistlerin yığınla gelmesi sonucu büyük, uluslararası otel zincirlerinin kurulması, Hua Hin’i oldukça gelişmiş bir yer yaptı. Burada alışveriş yapabileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz birçok yer, gece pazarı, Tai dans kulüpleri ve barlar var.
Tayland’daki diğer plajlı tatil köylerinde bulunan ateşli gece hayatını beklemeyin (eğer buraya bunun için gelmek istiyorsanız!). Bunun yerine her gezgini memnun edecek iyi bir denge ile karşılacağınızı bekliyoruz. Burada esas cazibe, restaurantların ve organize edilebilecek birçok su sporu faaliyetiyle otellerin dolu olduğu, birkaç kilometre uzunluğundaki Hua Hin Plajı. Saraylar (mesela Klai Kangwon yaz sarayı), mağaralar, manzaralı noktalar, tapınaklar, parklar, şelaleler vs. şehrin dışındaki diğer ilgi çeken noktalar.
Sukhothai
Tai medeniyetinin başlangıcı Sukhothai, Tayland’ın kuzeyinde 37.000 nüfuslu küçük bir şehir. 13 ve 15. yüzyıllar arasında Kuzey Tayland’da var olan eski Sukhothai Krallığı’nın başkenti olarak hizmet vermiş.
Sukhothai şehri (Mutluluğun Yükselişi manasına gelir), kalıntılarının yakınında bulunmasından dolayı meşhur. Bu antik kent, Tai Medeniyeti’nin başlangıcı olarak düşünülmüş ve UNESCO Dünya Miras Bölgesi olmasının yanı sıra Tayland’daki turistik yerlerin başında geliyor. İyi korunmuş olan Sukhothai Tarihi Parkı, kendisiyle aynı ismi taşıyan yeni şehrin dışında, yaklaşık 12 kilometre (7.5 mil) uzaklıkta bulunuyor.
Bu park, yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda ve 1 kilometre genişliğinde. Bu özelliği onu yürüyerek keşfedilebilecek nispeten büyük bir yer yapıyor. Bir nevi Fransa’daki Versailles ile kıyaslanabilir. Parkın duvarları arasında keşfedilecek 21 anıt ve tapınak bulunuyor. Park merkez, kuzey, güney, doğu ve batı bölgeleri olmak üzere parçalara ayrılmış.
Merkezi bölge, 11 kalıntısıyla birlikte muazzam. Wat Mahathat Tapınağı eski krallığın manevi özü ve aralarındaki en görkemlisi. Parkın geri kalanında, tamamı su yolları ve göllerle çevrili, birçok tapınak ve anıtsal Budalar bulunuyor.
Trat
Kamboçya ve Ko Chang için bir aktarma merkezi Trat, Tayland’ın güneybatısında küçük bir taşra şehri. Kamboçya sınırının yakınında bulunuyor. Kamboçya’ya girmeye cesaret edenlerin yanı sıra, Ko Chang, Ko Mak ve Ko Kut adalarına seyahat eden insanlar için ana aktarma merkezi durumunda.
Trat’ın kendisine ait çok fazla görülecek yeri yok, fakat bir müddet tembellik etmek için güzel bir yer. Şehrin etrafındaki pazarların yanı sıra, birkaç ilginç tapınağı bulunuyor.
Ko Chang
Az gelişmiş ve daha otantik olan Bir Thai Adası Sanırım Ko Chang’in son zamanlarda çok iyi olduğunu ve asıl şimdi keşfedildiğini söylemek adil olur. Ko Chang (Fil Adası) bir nevi Tayland adalarının, büyük çoğunluğunun sunduğu şeylerin aynısını sunuyor: harika plajlar, tapınak ve arkadaş canlısı yerliler.
Ko Chang bir tatil adası gibi hissettirmiyor ve genel olarak Phuket ya da Tayland Körfezi adalarının çoğundan daha az gelişmiş. Bunun yerine Ko Chang’te doğa, sahnenin merkezinde yer alıyor. Dağlık ormanın iç kısımları yürüyüş yapmak, şelaleleri ya da vahşi hayatı(burada yığınla fil vardır) gözlemlemek için mükemmel yerler. Genelde sakin olan plajlarını, denizin içindeki mercanlar ve zengin deniz yaşamı dalış için harika bir nokta haline getiriyor.
Koh Mak
Ko Chang ve Koh Kut’un arasında bulunan Koh Mak’a, önce Trat’a uçarak, sonrasında oradaki iskelelerden birinden (mesela Laem Sok’taki iskele) hızlı bir bot kiralayarak ulaşabilirsiniz. Oraya gittiğinizde, yaklaşık 1 tatil köyüne 30 kişinin düştüğü bir ada bulacaksınız. Wikipedia’nın da tanımladığı gibi, “bir tapınak, bir ilkokul, 3 balıkçı köyü ve bir pazar”.
Adanın kendisi biraz dağlık olsa da birkaç tane kauçuk tarlası barındırmakta ve önünde temiz bir deniz bulunan uzun plajlara sahip. Tatil köyleri ve yazlık evler, etraftaki bütün sahilleri dolduruyor. İçinde hamak bulunmayan aktiviteler ise yürüyüş yapmak, bisiklete binmek ya da dalış ve şnorkelle yüzmek dahil, seçim sizin.
Ko Pha Ngan
Sırt Çantasıyla gezenlerin bölgesi Koh Samui Adası’nın hemen yanı başında kendinizi süslü plajları olan tatil yerlerinde pahalı yemekler yerken bulacaksınız. Bu sırada etrafınızda varlıklı, Asyalı ve (çoğunlukla) Avrupalı aileler göreceksiniz. Bunların hepsini elbette sabahın 6.30’unda havlunuzla ‘kendi alanınızı’ rezerve edip, günün geri kalanını burada geçirerek yapabilirsiniz. Pardon, bir an için buradan en iyi şekilde yararlanabilmeniz adına bunu belirtmiş olduk.
Koh Pha Ngan (diğer adıyla Ko Phangan) farklı bir dünya gibi. Çoğunlukla ayda bir Haad Rin Plajı’nın güneydoğu ucunda düzenlenen dolunay partileriyle ünlü. Günbatımında toplanan on binlerce insan gece boyu burada parti yapıyor. Bazı davetler hayatınızda bir kez deneyimleyebileceğiniz kadar çılgın olsa da kimi insanlar düzenlenen bu partilerden etkilenmemişcesine buradan gitme eğilimindeler. Kendi adınıza nerede kalmak isteyeceğinize karar vermelisiniz. Eğer peşinizde trans müzik dinleyen, alkol ya da uyuşturucunun etkisinde olan gençler yoksa Koh Pha Ngan gözünüzde daha değerli olacak.
Ada makul fiyata konaklama yerleriyle birçok el değmemiş ve gözlerden uzak plajlara sahip. Bir yandan Koh Pha Ngan, Koh Samui’ye göre daha az lüks gözükse de diğer yandan çok makul fiyatlarla gerçekten huzuru yakalayabileceğiniz yerdir. Eğer küçük motosikletlerden kiralayıp etrafı dolaşmaya çıkarsanız güzel manzaralar, tapınaklar, şelaleler, harika seyir terasları, fil gösterileri, şnorkelle yüzme eğlenceleri gibi daha birçok etkinlik görebilirsiniz.
Uluslararası havalimanının yakında açılacağını belirtiyoruz belki siz bu yazıyı okurken çoktan açılmış olabilir. Atmosferi ve turist çeşitliliği ile Koh Pha Ngan Adası uzun zamandır değişim için çabalıyor.
Koh Lipe
Gözlerden uzak, bir kaçış noktası arıyorsanız Koh Lipe sizin için mükemmel bir seçim olacak.Bumerang şeklindeki Tarutao Marine Milli Parkı, yaklaşık 2 mil uzunluğunda, diğerlerinden biraz daha kalabalık, berrak ve sığ deniziyle (bazen yoğun olan) beyaz kumlu plajlara ev sahipliği yapıyor.
Burası plajdan ayrılan tepeler ve bozulmamış ormanlarla dolu. Tüm bunların en iyisi ne? Çevrede hiç araba yok. Bu küçücük adaya ulaşmak için en kestirme yol Langkawi’ye uçmak ve oradan feribotla Koh Lipe’a geçmektir.
Feribotlar sadece yoğun sezonlarda mayıs ve kasım aylarında gidiyor. Bu yoğun sezon dışında bu noktadan sadece Pak Barra’ya gidebilirsiniz.
Ko Yao
Phuket veya Krabi değil Ko Yao, Tayland’da Krabi ve Phuket arasında bulunan, Phuket’in çeyreği kadar büyüklüğe sahip olan bir takımadadır. 12.500 (Phuket’in yaklaşık %3’ü kadar) nüfusu olan Ko Yao, Noi (en gelişmiş iki ada) ve Ko Yao Ya Adaları’na yayılmış durumda.
Adalar Phang Nga Bölgesi’nin bir kısmını oluşturuyor. Eğer Krabi ve Phuket’in manzarasını biliyorsanız, Ko Yao’dan da hemen hemen aynısını bekleyebilirsiniz. Ko Yao’nun farkı, gelişmişlik düzeyi ve kalabalık olması. Burada, Ko Yao Noi’nin batı kıyılarında uzanan, neredeyse 2 düzine sahil bulabilirsiniz.
Bu küçük bir sayıdır fakat sahillerin turistler için yapılandırılması giderek hızlanıyor. Otellerin dışında ise, Müslüman balıkçılar kendi halinde günlerini geçiriyorlar. Altyapı çoğu yerde yetersiz.
Adanın iç kısımları orman, kayalık arazi, nadiren tahta köy evleriyle bölünen kauçuk veya hindistan cevizi tarlalarıyla kaplı. Adanın sahip olduğu birkaç yolda gezinmek için bir scooter veya triportör kiralayabilirsiniz. Buraya Krabi, Phuket ve Phang Nga’dan feribotla gelebilirsiniz.
Phuket
Dünya Üzerindeki Cennet Ada: Phuket
Andaman Denizi’nin batı kıyısında bulunan Phuket, Tayland’ın en büyük adası. Güneydoğu Asya’daki birinci sahil tatili duraklarından birisi ve şaşırtıcı bir şekilde farklı bir yer.
Konuştuğunuz kişiye bağlı olarak ada, parti adası olarak (Patong ve Soi Bangla’yı ziyaret edenler), sömürge tarihi yeri (Eski Phuket Şehri’ni ziyaret edenler) ya da aşırı durgun ve güzel ada (geri kalanı gezmiş ve muhtemelen lüks bir otelde kalanlar) olarak nitelendirilebilir.
Adadaki konumunuzu seçerken dikkat etmelisiniz, çünkü seçilen konum tamamen buradaki tatilinizin niteliğini belirleyecek. Görülecek yerler açısından, burada çok az ilginç yer ve yapılacak az şey var. Fakat fantastik manzarası ve kireç taşı uçurumlarıyla Phang Nga Bay’ın listenizde en üstte olacağından emin olun.
Phuket’i ziyaret etmek için en iyi zaman aralık ve mart ayları arası. Çünkü bu dönemde yağış en düşük seviyede, güneş parıldıyor ve ada üzerinde daimi olarak meltem oluyor.Bütün yıl boyunca sıcaklık düzenli fakat şubattan nisana kadar sıcaklıkta bir zirve yaşanıyor.
Bangkok
Gülümseyen Şehir Bangkok
Bangkok, herkese hitap eden bir şeylerin bulunduğu, Asya’nın en canlı, renkli ve samimi şehirlerinden biri. Tapınakları ve saraylarından tutun, alışveriş merkezleri ve kalabalık pazar yerlerine kadar her şey Bankok’da.
Kaliteli ya da kalitesiz gece hayatı mekanlarını bulabileceğiniz Bangkok, gece hayatının oldukça heyecanlı ve ilginç olduğu bir şehir. Nüfusu yaklaşık olarak 8 milyonun üzerinde olan Bangkok, Tayland’ın başkenti ve aynı zamanda da en büyük şehri. Büyük Saray (Grand Palace), Wat Pho ve Wat Arun Tapınağı gibi kültürel dokusu ile Bangkok, ne yaptığınızı önemsemeden zaman harcamak isteyeceğiniz bir şehir.
Eğer biraz daha kültürel geziye devam etmek istiyorsanız, Chinatown’un melodilerini ve kokularını keşfedebilir, yüzen pazarı veya çarşıları keşfedebilirsiniz. Günün sonunda Bangkok, farklı bir tarafını göstermeye başlar ve şehir, şaşırtıcı/vahşi gece hayatı ile karşınıza çıkar. Akşam veya gece için şık kulüpler ya da hareketli barlar arasında bir seçim yapabilirsiniz. Eğer bu şehirde kalmak için birkaç gününüz daha varsa şık restoranlarda yiyecek deneyimleri yaşayabilir, bununla kalmayıp, Sukhumvit Soi 38 gibi mekanlarda sokak lezzetlerini de deneyebilirsiniz.
Pattaya
Resmedilen Köhne Bir Yer
Burada çok fazla bir şey söylemeye gerek yok: Pattaya, Tayland Körfezi’nin doğusunda yer alan ve başkent Bangkok’a araba ile sadece 2 saat uzaklıkta bulunan, köhne bir şehir.
Pattaya hakkındaki bu yazıya rastladığınız zaman, Tayland’a sadece en iyi Budist heykelleri için gelmediğinizi anlayacaksınız. Çoğu kişi için Pattaya, açık seçik barlar ile eş anlamlı olarak görülüyor. Hareketli kulüpleri, loş masaj salonları ile seks turizminin başkenti olarak bilinen Pattaya, geceleri de çok renkli.
Pattaya plajına yakın olan Walking Street etrafında dolaşarak, şehrin kötü şöhretinin boşa olduğunu fark edebilirsiniz. Görünen o ki, Vietnam Savaşı başladığında 500 Amerikan askeri burada dinlenmek ve rahatlamak için kalmışlar. Böylece Pattaya’nın esas kalkınma süreci başlamış.
Açıkçası bu şehirde gezebilmek için ne nerede bulunur bilmek gerekiyor. Pattaya, parlak ve renkli manzaraları ile fantastikliğini garanti ediyor. Eğer, Pattaya’da bu şekilde vakit geçirmek istemiyorsanız, daha sakin olan ve aile plajı şeklinde tasarlanmış Jomtien Plajı’na gidebilirsiniz. Şehirde bulunan fantastik Budist görüntülü alanları dolaşarak değişik bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz.
Chiang Mai
Tayland’ın En Sakin İkinci Şehri
Chiang Mai, Tayland’ın kuzeyinde yer alıyor ve ülkenin kültürel açıdan en önemli şehri. Chiang Mai, Bangkok’tan karayolu ile 10 saat kadar sürüyor, havayoluyla ise çok daha yakın.
Şehir, başkent Bangkok’tan sonra ülkenin en önemli ikinci şehri ve bunun için iyi nedenleri var. 13. yüzyılda, Tayland Kralı Mengrai şehri kurduğunda aslında ne kadar iyi bir yer aldığının farkında değildi sanıyoruz. Çünkü Chiang Mai, bereketli yeşil alanlar ve dağlarla çevrili bir bölgede bulunuyor. Günümüzde ise şehrin yüzey şekilleri, insan yapımıyla şekillendi ancak bu haliyle dahi güzelliğinden çok fazla bir şey kaybetmedi.
Tüm şehre dağılmış olan tapınakların sayısı yüzlerce. Fakat bu tapınaklar içerisinde en ünlüsü, altın kaplamalı Wat Phrathat Doi Suthep Tapınağı. Bu yapının güzel manzarasına ulaşmak biraz zahmetli. Tapınağa ulaşmanız için 300 adım tırmanmak zorunda kalacaksınız. Şehrin merkezinden biraz uzaklaştığınızda ise Chiang Mai’nin tarihi kısımlarını göreceksiniz. Bunlar, şehri çevreleyen ve 14. yüzyıla ait olan surlar. Şehrin bu bölümü, bazı eski çarşıları ve hoş restaurantları ile etrafta dolaşması güzel bir yer.
Eski Chiang Mai şehrinin hemen yakınında, gece pazarı bulunuyor ve bu pazar akşamın çökmesi ile canlanıyor. Son derece kalabalık olan gece pazarının tezgahlarında hemen hemen her çeşit ürüne rastlamak mümkün ve fiyatları genellikle uygun.
Ayrıca burası bir şeyler yemek ve içmek için gidilmesi gereken yerlerden biri. Burada mükemmel Tay yemeklerini bulabilirsiniz. Kısacası; Chiang Mai, eğlenceli ve kültürel zenginliği olan bir şehir olarak başkent Bangkok’u aratmıyor.
Krabi
Sahil
Eğer gözlerinizi kapatıp turkuaz suları ve etrafındaki kayalarla beyaz kumlu plajları resmedecek olursanız size Güney Tayland’daki Krabi’yi hayal ettiğinizi söyleyebilirim. Bu küçük vilayette, plaj ve sahillerin yanı sıra görülmeye değer deniz mağaraları, mercan resifleri ve kalker kayalıkları bulunuyor. Ayrıca günün sonunda sularda uzanan uzun botların üzerinden muhteşem gün batımını yakalamayı unutmayın.
Krabi Kasabası ve havaalanı, her ikisi birden, bu bölgeye ulaşılması bakımından yaygın yerler. Fakat turistler Ao Nang ve Ao Railey’e ya da Koh Phi ve Koh Lanta adalarına akın ediyor.
Ko Samui
Tayland’ın En Güzel Plaj Adalarından Biri
Ko Samui, Tayland’ın doğu kıyısında yer alıyor. Tayland Körfezi üzerinde bulunan Ko Samui, Surat Thani Bölgesi’nin bir parçası ve Tayland’ın Phuket’den sonra ikinci büyük adası. Bu ada, Andaman Denizi içinde, Tay anakarasının batı ucunda konumlanmış.
Gökyüzü mavisi sularıyla plajlar, zengin deniz hayatı ve bunlarla gelen tüm eğlence. Burada sahiller gerçekten güzel. İster kalabalık Chaweng ya da Lamai sahillerindeki restaurant ve barlarda takılın isterseniz daha tenha manzaralı bir yerde. Tabii ki her şey size bağlı. Tabii ki de Ko Samui bunlardan çok fazlasını sunuyor. Şelaleler, oldukça fantastik ve tablo niteliğinde güzelliğe sahip. Budist tapınakları ve keşfedilmeyi bekleyen kireç taşı kayalıkları ile Ko Samui ve Tayland’ın ana adası arasındaki 42 adadan oluşan Ang Thong Ulusal Deniz Parkı’nın yağmur ormanları.
Ko Jum
Andaman’da Huzur
Ko Lanta’nın kuzeyinde, Krabi’nin güneyinde, Phuket’in ise doğusunda yer alan bir yer düşünün. Gözünüzde canlandı mı? Evet. İşte burası Ko Jum’un ta kendisi. Ko Jum, Tayland açıklarındaki Andaman Denizi’nde yer alıyor. Bu yazının başında bahsettiğimiz yerlere göre turistler tarafından daha az tercih ediliyor.
Ko Jum adasında, huzur ve sakinliği bir arada, güzel bir uyumla birlikte bulacaksınız. Ko Jum, özellikle tatil sezonundayken, Krabi ve Ko Lahta’dan düzenlenen feribot seferleriyle, tatil için uygun bir yer haline gelir. Feribot ile bu adaya ulaşmak ortalama 1 saat 15 dakika sürüyor. Tatil sezonu dışında ise, adaya ulaşmak biraz daha karmaşık bir hal alıyor. Bu durumda, Laem Kruat’dan bir taksi kiralayıp sonra da bir taksi-tekne yardımıyla adaya ulaşabilirsiniz.
Pekala, buradasınız. Burada yapılacak neler var? Hiçbir şey ve işte asıl noktada bu! Sadece bir tane elle tutulur tatil yeri ve üç balıkçı köyü. Ada oldukça ıssız hissettirebilir ya da bunun yerine sakin tanımını yapmak daha olumlu ve isabetli olabilir. Plajları çoğunlukla batı kıyısında, 5 km boyunca uzanmakla beraber, oldukça hoş ve sevimliler.
Phi Phi Adaları
Güzel ve Fazlasıyla Gelişmiş
Sadece 6 adadan oluşan Phi Phi Adaları, ortalamaya göre birazcık küçük. Phi Phi Adaları’nın en büyüğü 35 kilometre eninde ve 8 kilometre boyunda olan; Phi Phi Don Adası. Bu ada bile Phuket Adası’ndan 20 kat daha küçük. Fakat şimdi bu istatistik verilerden sıyrılalım ve asıl konumuza dönerek Phi Phi Adaları’nın güzelliğini anlatmaya başlayalım.
Phi Phi Adaları hiç şüphesiz dünyanın en güzel adalarından biri. Dünya çapında birçok film çekiminde kullanılmış. Örneğin; 2000 yılında yayınlanan ve Leonardo DiCaprio’nun başrol oynadığı “The Beach” filmi bu adada çekilmiş. Özellikle, Phi Phi Adaları’ndan biri olan Ko Phi Phi Le Adası’nın Maya Koyu, oldukça ünlü. Bu da demek oluyor ki Phi Phi Adaları dünya genelinde hala tanınan bir yer. Bu kadar bilinmesine ve tanınmasına rağmen hala çok güzel, gizemli ve bozulmamış.
Phi Phi Adaları, bereketli gür ormanları, kayalıkları, şelaleleri ve turkuaz suları ile rüya gibi bir coğrafya. Phi Phi Adaları’nın doğal güzelliği tartışmasız olmasına rağmen, gelişmemiş ve geride kalmış değil. Çünkü burası turistler tarafından tıka basa doluyor ve gerçekten de bu kalabalık içinde, kendinizi kapana sıkışmış gibi hissedebilirsiniz. Bundan dolayı beklentilerinizi bir miktar azaltın ve kendinizi bu doğal güzelliğe teslim ederek adanın keyfini çıkarın. Ayrıca, Phi Phi Adaları’nın birinde bulunan, Maya Koyu’na giderek, berrak sularda yüzebilir, dalış ya da şnorkel yapabilirsiniz. Bir ya da iki gece geçirin ve ayrılın. Olabildiğince hızlı…
Ko Samet
Hiçbir Şey Yapmamak İçin Mükemmel Bir Yer
Tayland’a gelen turistler genel anlamda adaların dışındaki Andaman’a ya da Tayland Körfezi’nin daha güneyi kısımlarına odaklanırlar. Biz, Phuket ya da Ko Samet gibi yerlerden bahsedeceğiz. Ko Samet daha az bilinir ama bu kötü bir şey olmayabilir. Coğrafi anlamda konuşursak, bu ada Bangkok’a az önce bahsettiğimiz ada gruplarından daha yakın. Ancak, Koh Samet’e ulaşmak o kadar kolay olmayabilir. Burada havaalanı yok, bu yüzden ya Pattaya’dan ya da Bangkok’dan arabayla Ban Phe’ye, Rayong (yaklaşık olarak 1-2 saat) rıhtımına gelmek zorundasınız. Buradan da her yarım saatte bir feribot var.
Ko Samet Adası az gelişmiş. Gür ormanlık alanları, sınırlanmış yolları ile zorlu bir ada olsa da sessiz sakin bir güzellikte. Çekiciliğinin az olması turistlerin çoğunun otellerinden ayrılmasını zorlaştırıyor. Biz gibi şehir insanları her gün bir şeyler yapmak zorunda hissederiz ve bu kötü bir şey değil.. Ko Samet Adası’nın plajları, Tayland’ın herhangi bir yerinde yer alan plajlardan çok daha güzel fakat, diğer faaliyetler açısından oldukça sınırlı. Ayrıca, Ko Samet’in resif alanları yok bu yüzden dalış için gidilecek çok fazla yer yok. Aynı zamanda ada gezintileri için uzun kuyruklu tekneler de yok.
Adanın en kalabalık ve en gelişmiş bölgesi, kuzey kısmında bulunan Hat Sai Kaew Bölgesi. Ko Samet’in bu alanında, hoş gece mekanları var. Daha güney kısmına gittiğinizde ise köyler daha küçük ve daha sakin. Kuzeyin dışında sakin Ao Phrao plajlarını bulursunuz.
Ko Tao
Koh Samui’den Kaçınan Dalgıçlar Adası Ko Tao, Chumphon Takımadaları’nda bulunan bir ada (diğerleri ise, Koh Samui ve Koh Phangan adalarıdır). Ada, Tayland’ın doğu kıyısındaki Tayland Körfezi’nin güney kısmında bulunan, Surat Thani Vilayeti’ne bağlı. Ko Tao’nun kendi havaalanı yok, fakat 2 saatlik feribot yolculuğuyla ulaşılabilir. Genel olarak Ko Tao’nun, takımadanın diğer adalarından olan Koh Samui ve Koh Phangan’dan bazı farklıları bulunur. Koh Samui, Tay Adaları’nın lüks hotel ve kalabalığı ile öne çıkan ilk adası. Koh Phangan Adası ise, sıkı parti kalabalığının merkezi. Ko Tao Adası’na gelirsek, diğer adalardan çok daha küçük ve sadece 21 kilometrekare. Ada, dalgıçlar ve Saumi tatil cehenneminden kaçınmak isteyen insanlar için ideal. Saumi’yle bu ayrım yavaş yavaş azalıyor, ama şimdilik böyle. Burada turkuaz ve berrak sular, bereketli yemyeşil araziler ve gözlerden ırak sahiller bulacaksınız. Adanın denizden uzak karasal kısmında ise, uzun doğa yürüyüşleri için uygun olan arazileri göreceksiniz(örneğin: adanın kuzeyinde tenha bir koy) ve geceleri güzel yiyecek ve hareketli barlar konusunda bir sıkıntı çekmezsiniz. Fakat buradaki asıl etkinlik, dalış gibi görünüyor. Çevrede pek çok dalış bölgesi, buna eşlik eden mercan kayalığı, köpek balıkları, kaplumbağalar ve iskarmoz balığı var. Bundan dolayı bu adada pek çok deneyimli dalış eğitmeni bulunur. Ve bu ada, yeni bir hobiye başlamak için ideal bir yer.
Ko Lanta
Parti Kalabalığından Kaçının
Thai Ko’nun en çok ziyaret edilesi yerler listesinin çok uzun olduğunu kabul edelim. Bu ürkütücü bir külfet olabilir, bu yüzden zar zor kazanılmış paranızı harcamak için doğru olanı seçin. Bundan dolayı burada size basit prensipleri anlatacağız: Parti kalabalığından kaçınmak istiyorsanız Ko Lanta, gitmeniz gereken bir yer.
El değmemiş doğasıyla tatilinize damga vuracak harika Thai kumsallarının tadını çıkarın. Daha düşük fiyatlı ve otantik Thai havasına sahip Lanta, da gerçekten çok güzel. Karabi Şehri’nin biçimlendiren parça olan Ko Lanta, çoğu turist tarafından Krabi olarak bahsedilen Andaman Denizi’nin 45 km güneydoğusunda uzanıyor. Lanta, yakınındaki Puket’in boyutunun 3’de 2’sine sahip, ancak nüfusu Puket’in nüfusunun yüzden 10’undan daha az. Büyük komşusunun aksine, daha düz bir arazi. Bu; bölgede her yerde görebileceğiniz muhteşem kireç taşı kayalıklardaki kıyı manzarasının azalma eğiliminde olduğu anlamına geliyor.
Adanın kuzeydeki komşularından çok daha az kalabalık olduğundan bahsetmiştik. Bizi yanlış anlamayın, hala otellerle dolu sahillerin uzun bölümlerini bulabilirsiniz (Klong Dao en öne çıkanı). Eğer en büyük şehir olan Saladan’da iseniz hareketten uzak hissetmeyeceksiniz, fakat en yoğun restaurantlar ve barlar bile şaşırtıcı bir şekilde dolmuyor. Muhteşem dağlık bir yer olan Ulusal Park güneyine gelirseniz kendinizi saatlerce hiç kimseyi görmeyeceğiniz ıssız bir sahilde bulabilirsiniz. Ko Lanta’ya en yakın havaalanı Krabi’de bulunuyor. Buradan sizi 2 saat içinde oraya götürecek bir taksi bulabilirsiniz.
