Finlandiya, kuzeyin derinliklerinde gözle görülenin ötesindeki ormanlara, nehirlere ve taptaze ama ayaz havasıyla masallardan çıkma bir doğaya sahip, 5.3 milyonluk nüfuslu, Fince ve İsveççe konuşulan bir ülke.
Fin havasında çok saf bir şeyler var ve ruhu da heyecan verici, hayat dolu. Saunaya girmeden önce kuzey ışıklarının altında buz deliğine bir dalış yapıp, oradan huski köpeklerinin arkasında bir tura çıkmak her yerde yaşayabileceğiniz bir kış günü tanımına girmiyor. Zevkinize göre kurtların ve ayıların ev sahipliği yaptığı çam ormanlarının yanından, gece yarısı güneşi altında kano yapmak da hiç sıradan sayılmaz.
Sosyal ve ekonomik olarak öncü ülkelerden biri olarak Finlandiya’nın çok büyük bir bölümü oldukça başarıyla idare ediliyor. Doğanın ve medeniyetin dengesi çok iyi sağlanmış durumda. Özellikle başkent Helsinki, dengesi çok güzel sağlanmış bir şehir.
Nehir kenarında bulunan kulübelerdeki İskandinav tarzı, huzur, teraslara vuran yaz güneşi, avangart tasarımlar ve Fin tarzı aromatik tatlarla dolu kafeler… Özgür, sadık ve misafirperver Finliler kendi işlerine bakmaları ve yaptıkları işi en iyi şekilde yapmalarıyla bilinirler.
Başkent Helsinki diğer İskandinav başkentlerine göre daha genç ve dinamik bir şehir. Burada gençler sanat okullarına gidiyor, pop müzikten çok hoşlanmıyor, son moda tasarım stüdyolarında çalışıyor. Şehrin tasarım atölyeleri efsanevi. Helsinki’de müzik ve bar kültürünün birlikte harika bir uyumu var. Bir yandan da Helsinki’nin en sevimli tarafı daha eski olan yanı. 1890 yıllarında başlayan yeni sanat akımı mimarisinin örnekleri olan binalar, ferah asırlık kafeler ve çok iyi korunmuş Fin kökenlerini yansıtan müzeler mevcut.
Karın üzerinde haski köpeklerden oluşan bir takımın arkasında, bir kızakta yolculuk yapmak oldukça havalı bir macera. Kısa gezintiler de güzel tabii ki ama bir gecelik safariye çıkmak, köpeklerinizi besleyip onlarla bir bağ kurmak için güzel bir fırsat. Bembeyaz kış bilinmezliğinin ortasında odun ateşinde bir saunaya girmek de şüphesiz unutulmaz bir macera olur. Tabii ki bunu bir masal yolculuğu gibi düşünmeyin. Takımınızı kontrol etmeyi öğrenene kadar biraz kar yutmayı göze almalısınız. Bu tarz maceraları bir kar motosikletinin arkasında ya da ren geyiklerinin arkasında yaşamayı tercih edebilirsiniz.
Finlandiya’nın kuzey ırkının Sami Kültürü’nü daha yakından tanımak isterseniz Inari ya da Memmenjoki National Park bunun için en doğru yerler. Özellikle Siida Müzesi’nden başlamanızı tavsiye ederiz.
Sauna kültürü Finliler için oldukça önemli bir yere sahip. Şimdilerde çoğu Finlinin kendi evinde bile saunası var. Bu deneyime kozalak kokusu, tar şampuanı ve yaprakların çırpılarak bir nevi ölü deriden kurtulma yöntemi diyebileceğimiz bu aktiviteleri de ekleyebilirsiniz. Bir yandan saunadan sonra yüzünüz Finlandiya soğuk havasıyla serinlerken bir yandan da elinizde bira ile bu deneyimi sonlandırabilirsiniz. Kuopio’nun eski usul duman saunasını hazırlamak bir gün sürüyor ancak unutulmaz bir deneyim oluyor. Ardından birazcık soğumak için hemen yanı başınızdaki göle atlamak harika oluyor.
Lakeland olarak adlandırılan göller bölgesinde karadan çok su var. Ailenizle üç günlük kürek çekme macerasına katılabilir, Kolovesi tarafına doğru gidip Linnansaari Ulusal Parkı’nda tatlı su yunuslarıyla tanışabilirsiniz. Eğer kollarınız yorulduysa tarihi göl botlarıyla bu ve bunun gibi önemli yerleri görme şansınız hala var.
Aland bölgesini keşfetmenin en iyi yolunun bisiklet olduğu söyleniyor. Eğer pedallarınız kuvvetliyse bu yol size arabayla girilmesi mümkün olmayan birçok yola girme imkanı verecek. Ortaçağdan kalma bir kilise, kale kalıntıları, kırmızı granit taşlar ya da yoldan toplayıp yiyebileceğiniz orman çilekleri bisikletle karşınıza çıkacaklardan sadece bir kaçı.
Finlandiya’nın ulusal hayvanı kahverengi ayıdır ve bu güçlü hayvanların binlercesi ülkenin doğusunda yaşar. Bu hayvanlar Finlandiya ve Rusya sınırına girip çıkıp istedikleri gibi dolaşırken, vahşi yaşam sever gezginler için, sessizce saklanarak, ayılar için gizlenmiş somonları bulmaları ve onları görebilmeleri için nisan ve ağustos ayları arası bir takım etkinlikler yapılıyor.
İskandinav ülkelerinin en eski ahşap kenti olan Vanha Rauma, Unesco statüsünün hakkını oldukça veren bir yer. 600 evin her biri bir müze parçası gibi. Ama asıl harika olanı burada bir yaşam olması. Komşularla sohbet edip, kafede kahvenizi yudumlayıp, dükkanları ve müzeleri gezebiliyorsunuz.
Konu yemek olunca, seçemeyeceğiniz çok çeşitle karşılaşabilirsiniz. Et severler için ren geyiğinden ayı etine kadar seçenek bulmak mevcut. Kuzeyin en taze ve en güzel balıkları da en başta somon olmak üzere tabii ki burada. Sezona özel çıkan,yabanmersini, çilek, ahududu gibi meyveleri taptaze Kauppahalli denilen açık market tarzı yerlerden hem tadabilir hem de satın alabilirsiniz. Kahvesi de meşhur olan ülkede alkollü içeceklerden bira ve votkanın geleneksel içkileri olduğunu söylemeliyiz.
Ülkede ulaşım her yoldan çok kolay. Nispeten düz bir coğrafyası olduğundan bisiklet herkesin tercih ettiği, doğa dostu bir ulaşım aracı. Otobüs ise uzun mesafeli yolculuklar için ideal. Burada iki tip otobüs var. Normal ve ekspres. Trenler de ülkede oldukça gelişmiş durumda. Hem uzun hem kısa mesafelerde otobüslerin gittiği rotalara bile trenle gidebilmeniz mümkün.
Temmuz ayında tüm gün süren gün ışığı ve bitmeyen festivaller zamanı. Otel fiyatları düşük ve tüm aktiviteler işlevsel durumda. Haziran ve ağustos ayları arası hava oldukça normal ısılarda. Ancak temmuz kadar kalabalık değil. Eylül ve Mayıs aylarında ise kısa ve soğuk günler yaşanıyor. Şehir dışındaki aktivitelerin çoğu kapalı oluyor. Aralık ve nisan ayları kış sporları için yoğun geçiyor.
Savonlinna
Finlandiya’nın En İyi Korunmuş Ortaçağ Kalesi Savonlinna, yaklaşık olarak 27 bin kişiye ev sahipliği yapan, güney doğusunda Saimaa bölgesindeki göllerin barındırdığı adalar dizisine inşaa edilen bir Fin şehri. Üstelik bu adalardaki yapılar da hoş bir görüntü çiziyor. Savonlinna, karayolu ile St Petersburg’a maksimum 4.5 saat ve Helsinki’ye ise 4 saat uzaklıkta yer alıyor. Şehrin tarihi 1639 yılına kadar dayanıyor ve Olavinlinna kalesi(dairesel üç kulesiyle oldukça şaşırtıcı kale)etrafına kurulmuş. Bu kale, İsveç Krallığı tarafından, 200 yıl önce Rus saldırısından korunmak amacıyla inşa edilmiş. Her bir yanı sular ile çevrili olan bu kale Finlandiya’nın en iyi korunmuş kalesi ve şehrin sembolü. Ayrıca Savonlinna, her yıl temmuz ayında dünya çapında bir Opera Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Bunların dışında, şehrin temiz ve açık havası, huzur ve sakinlik veren atmosferi de diğer güzellikleri arasında.
Rovaniemi
Noel Baba’nın Memleketi
Lapland’ın içinde ve başkent Helsinki’ye 10 saatlik kara yolu mesafesinde bulunan Rovaniemi, bölgenin merkezi ve tipik özellikleri olan gezilecek yerlerden biri. Bu şehir epeyce miktarda turiste ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık olarak 60 binden fazla insanı barındıran Rovaniemi şehrinde, iki adet üniversite bulunuyor ve kentteki öğrenci nüfusu yaklaşık 10 bin kişiden oluşuyor.
Başkentten çok uzak ve sakin bir şehir olan Rovaniemi, Kuzey Kutup Dairesi’ne oldukça yakın. Rovainemi’ye gitmeden önce, güzel bir şehir beklentisi içine girmeyin. Naziler’in geri çekilmesi sırasında bombaladıkları şehir içindeki bina ve yapıları sonradan, yeniden gelişigüzel düzenlenmiş. Haliyle şehir hoş bir görünüme sahip olamamış. Ancak kar yağmaya başlayana ve nehir buraya akana kadar yılın her zamanında hoş manzaralar sunuyor.
Şehrin merkezinde bulunan Arktikum Müzesi, Rovaniemi’nin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri. Bu müze, Fin Lapland (Lappi) kültürünü ve tarihini yansıtan bir yer ve aynı zamanda da bilim merkezi özelliğinde. Arktikum Müzesi yakınlarında Pilke Bilim Merkezi bulunur. Pilke Bilim Müzesi, Finlandiya’nın ormanları hakkında ziyaretçilerine bilgiler sunan bir müze.
Rovaniemi’de bulunan diğer gezilecek yerlerden biri de Rovaniemi Kilisesi. Tabii buraya gelince Noel Baba’nın köyünü ziyaret etmemek olmaz. Santa’ya gelin, postanesini ziyaret edin, kızak kaymaya gidin, hediyelik eşya satın alın. Hepsi güzel bir eğlence!
Helsinki
Huzur Aşılayan Kent
Finlandiya’nın başkenti olan Helsinki, yaklaşık olarak 600,000 nüfusa sahip. Şehrin sağ karşısında Tallinn Körfezi bulunmakta ve doğusunda ise Saint Petersburg kenti uzanmakta. Tarihsel olarak 1550 yılında İsveçli I.Gustav tarafından kurulduğu dönemde ticari bir şehir olan Helsinki, 1800’lü yıllarda Rus Çarı I. Alexander’ın desteklemesi ile Turku Fin başkenti buraya taşınmış. Böylece şehir, mini bir Saint Petersburg olarak tasarlanmış.
Son yıllarda Baltık Devletleri’nde (Örneğin Tallinn ve Riga gibi bölgeler), turist sayısı giderek artmakta. İskandinavya bir süre için sıcak nokta oluşturmuş olsa da, artık bu eğilimin Helsinki bölgesine kaydığı gözleniyor. Yılın doğru zamanında (yani kışın değil) bu şehri ziyaret ettiğinizde, sizi hoş bir şekilde şaşırtabilir.
Tıpkı Helsinki’nin Baltık komşularında olduğu gibi, Helsinki de bütçeye uygun bir gezi bölgesi olarak nitelendiriliyor. İnsanların cana yakın olduğu bu şehirde gezilecek çok yer var. Baltık Denizi’nde inşaa edilen muazzam kalelerden biri olan Suomenlinna Denizcilik Kalesi, aynı zamanda dünyanın en büyük kalelerinden biri. Bu kalelerin inşaa edilmesi ise, İsveçlilerin Rusya’dan gelebilecek olan tehlikelere karşı kendi topraklarını korumak istemeleri. Birkaç saat içinde gezip eğlenebileceğiniz bu bölge, UNESCO Dünya Mirası bölgelerinden biri.
Bunun yanında, şehir içinde hoş restoranlar, kafeler ve tiyatro merkezleri de bulunmakta. Tarihi kent merkezindeki Senato Meydanı’nda bulunan ikonik Lutheran Helsinki Katedrali, sanılanın aksine yaz aylarında olduğu kadar kışın karlar altındayken de oldukça fantastik ve muazzam görünmekte. Helsinki için tabii ki söylenecek daha çok şey vardır. Eğer bu şehre gelirseniz inanılmaz bir kafe kültürü ve hareketli bir gece hayatı olduğunu göreceksiniz.
Lappi
Finlandiya’nın Kuzeyindeki Büyülü Boşluk
Lapland ya da Fince anlamı ile Lappi, Kuzey Kutup Bölgesi’nde Finlandiya’nın kuzeyinde yer alıyor. Lappi, vahşi boşlukları ünlü, aşırı soğuk kışları ve güneşin hiç batmadığı yazları ile, gerçekten de bir harikalar dünyası.
Lappi’yi muhteşem kılan şey, boşluklarıdır. Öyle ki, burada dağlar, fiyortlar veya buna benzer şeyler bulamazsınız. Bunun yerine, (sonsuz) çam ormanlarını, bataklık, göl, ren geyiği ve kurtların -tüm bu bölgedeki insanlardan çok daha fazla sayıda bulunuyor- dolaştığı açık alanlar görebilirsiniz. Eskimo köpeklerinin çektiği ren geyikleri üzerinde safari yapabilir, sauna keyfi yaşamak, bir kar aracı üzerinde tırmanmak, yürüyüş veya kros kayağı gibi aktiviteler yapabilirsiniz. Ve günün sonunda, konforlu kamaranıza çekilebilirsiniz.
Lahti
Kayakla Atlama ve Göller
Genellikle Sibelius Konser Salonu ile ünlü olan Lahti, bir sanayi kenti olduğu için kötü bir üne sahip olmaya çok elverişli ve belli bir dereceye kadar da bu durum doğru. Yaz aylarında, şehrin liman bölgesi, restaurantlar ve barlar daha ilgi çekici, hoş bir yer oluşturuyor. Finlandiya’nın başka bir yerinde olduğu gibi, şehrin yakın çevresi de güzel manzaralar sunabiliyor.
