Hollanda, kültürel değerlerini modern dünya ile buluşturmayı başarmış bir ülke. Medeniyetten nasibini almakla kalmamış, aynı zamanda sanat ve mimariyle de harmanlanmış. Neredeyse tamamı deniz seviyesindeki Hollanda, tarımda dünyanın en önde gelen ülkelerinden. Ününe ün katan laleleri ve tam 120’yi aşan peynir çeşidiyle de akıllarda yer ediyor. Hollanda, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde 9 farklı değer ile yer alıyor. Önemli şehleri; başkent Amsterdam, Rotterdam, Lahey ve Eindhoven.
Texel
Hollanda’da tatil adası: Texel
Eğer Amsterdam’ın ve onu çevreleyen Kuzey Hollanda Bölgesi’nin iyi insanlarının bulunduğu bir yerde tatil yapmak istiyorsanız, aradığınız yeri buldunuz: Texel. Burası, Hollandalı insanların okuldayken TVTAS kısaltması olarak öğrendikleri Flemenk Wadden adalarından biridir. Texel, Vlieland, Terschelling, Ameland, Schiermonnikoog. Texel sıranın ilk ve en batısındaki adadır. 3 kilometre kadar ya da Kuzey Hollanda Kıyısı’ndan (Dan Helder) feribotla 30 dakika uzaklıktadır. Texel yaklaşık 15,000 insana ev sahipliği yapsa da, ada yazları çoğunluğu Flemenk ve Alman olan turistlerle dolmaktadır. Onların burayı neden sevdiğini anlamak çok zor değil, Texel’deki manzara böylesine küçük bir yer için olağanüstü çeşitliliğe sahiptir. 25 kilometrelik bu uzun adanın etrafında, ormanlardan tutun kum tepelerine, geniş plajlara, tepelere, bataklıklara kadar birçok yer vardır. Bu yüzden, uzun yürüyüşler ve bisiklet binmek gibi faaliyetler için uygun bir yer bulmakta zorlanacaksınız. Ayrıca şunu da bilin ki burada hava olumsuz manada rüzgarlı olmaktadır. Adada 7 enteresan köy bulunmaktadır, bunlardan en büyüğü Den Burg, gece hayatı için gittiğiniz De Koog ve Den Hoorn da muhtemelen en çekici olandır.
Lahey
Görkemli Bir Şehir Lahey
Hollanda’nın Amsterdam ve Rotterdam’dan sonra en büyük üçüncü şehri ve ülkenin siyasi başkenti. Kuzey Deniz’e bakmaktadır. Daha da fazlası şehir, 150 uluslararası organizasyona ev sahipliği yapmakta ve Birleşmiş Milletler’in önde gelen ev sahibi şehirlerinden biridir.
Uluslararası Mahkeme, Uluslararası Suç Mahkemesi, Yugoslavya ve Ruanda Adliye Mahkemeleri burada bulunan organizasyonlardan bazılarıdır. Lahey, 2013 Nobel Barış Ödülü’nü kazanmış OPCW Karargahı’na da ev sahipliği yapmakta. Bunların hepsi, 500,000 nüfusa (bu nüfus 2012 de aşıldı) sahip bir yer için oldukça uzun bir liste, dolayısıyla tahmin edersiniz ki bunun bir şehir üzerinde büyük bir etkisi var. Aksi takdirde oldukça sıkıcı bir şehir olacaktı.
Lahey’de Amsertam’daki o zevk yoktur ve bazen iyi bir yaşam ortamı sunan ve daha sakin olan gösterişli bir şehir olarak da görülür. Şehirdeki yollar biraz daha geniştir, köşkleri biraz daha etkileyicidir ve çok fazla yeşil araziler, parklar bulunmaktadır. İşte orayı evi olarak gören uluslararası insanlar karışımı neredeyse Hollanda’ya ait olmayan bir atmosfer oluşturmakta.
Şehir, oldukça yoğun ve toplu taşımacılık gayet verimli. Eğer merkezi tren istasyonundan gelirseniz, şehrin içine doğru yürüyün, bir müddet sonra Hollanda Hükümeti’nin 13. yüzyıldan beri bulunduğu Binnenhof’un yanından geçeceksiniz. Onun hemen dibinde Mauritshuis var, oldukça küçük ama Flemenk Üstatları’nın en iyi eserlerini sergileyen bir müzedir.
Amsterdam ve Rotterdam’da yaşayacağınız tecrübelerden farklı olarak, geceleri sokaklar oldukça sakindir. Fakat bu hiçbir şey olmuyor demek değil, içeride insanlar şehrin sunduğu mutfak zevklerinin tadını çıkarmaktadır.
Delft
900 Yıllık Geçmişiyle Antika Bir Kanal Şehri Delft
100,000 nüfusuyla Lahey’in hemen güneydoğusu’nda bulunda bir öğrenci şehridir. Öğrencilerin çoğu, Delft Teknoloji Üniversitesi’nden gelmektedir ve 1100’lü yıllara dayanan bir tarihi vardır.
Hollanda’yı ilk defa ziyaret edenler için bu şehrin adı Amsterdam, Rotterdam ve Lahey gibi tamamiyle buraya ait bir isim olmasa da, buranın Flemenk Üstat Johannes Vermeer’in (en ünlü eserlerinden biri Delft’i anlatmaktadır.) memleketi olması ve VOC’ye (Doğu Hindistan Hollanda Şirketi) ev sahipliği yapması şehri değerli kılar.
Flemenk Şahıs “Vatanın Babası”nın 1584’te burada suikast edilmesi sebeplerinden, bu antik kanal şehir görülmeye değer bir tarihe sahiptir desek çok doğru olur.
Kinderdijk
UNESCO Statüsünde Bulunan Rüzgar Gülleri
Rüzgar gülleri, Hollanda’nın belirgin ikonlarından biridir ve Kinderdijk onları gözetlemek için bilinen en iyi yerdir (Randstad’ın içinde). 1000’in altında nüfusuyla, Rotterdam’ın 15 kilometre doğusunda ve iki nehrin birleştiği yerde verimli bir arazide bulunan bu köy, ülkedeki en büyük rüzgar gülü topluluğu olan 19 adetlik bir rüzgar gülü dizisine ev sahipliği yapmaktadır.
Bunlar aslen birkaç yüzyıl önce suyu tahliye etmek için inşaa edilmiş, fakat günümüzde daha çok turistik yer olarak hizmet vermektedir. Eğer bunları mümkün olduğu kadar Flemenkçe keşfetmek istiyorsanız, bir bisiklet kiralayıp bölge içinde bisiklete binebilirsiniz.
Lisse
Keukenhof Çiçek Alanlarının Yurdu Lisse
Güney Hollanda’nın Dutch ilinde bulunan 22,000 nüfuslu durgun bir şehir. Çok eğlenceli (Aslında esniyorum) bir makale olacak dediğinizi duyar gibiyiz. Çok hızlı ve küçümseyen bir yer olmamasına rağmen, Keukenhof’un bulunduğu yer olan Lisse, Hollanda Çiçek Endüstrisi’nin merkezlerinden biridir. Burada her yıl martın sonundan mayısın ortasına kadar renkli Flemenk çiçek alanlarını, tam çiçeklenme zamanında görebilirsiniz.
Amsterdam’dan (Schiphol) tahmini olarak arabayla ya da otobüsle 40 dakikada ulaşabileceğiniz bu şehir hakkında çok fazla detaya inmeyeceğiz. Merkezini çoğunlukla unutabilirsiniz. Renkli lale alanlarının, sümbüllerin ve fulyalar bahar aylarında, kısa bir zamanda neredeyse 1 milyon turist çekmekte. Dolayısıyla burası bize göre Hollanda’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi.
Keukenhof’un kendisi, bahar aylarında milyonlarca çiçek soğanının, açık alanlarda ya da bazı sergi salonlarında tam çiçeklenme yaptığı, 32 hektarlık ayrıntılı bir bahçe parkıdır. Biz kesinlikle çiçek uzmanı değiliz, fakat yaptığımız araştırmalar, sözünü ettiğimiz laleler, sümbüller ve fulyaların yanı sıra, güller, orkideler, zambaklar ve daha fazlasını bulabileceğinizi söylüyor.
Size çiçek listeleri vermenin yanısıra, Keukenhof’ta mutlaka karşılaşacağınız başka bir şey söyleyelim; Kalabalık (Eğer günün erken saatlerinde gelmezseniz). Buraya huzurlu bir bahçede sessiz sakin bir yürüyüş için gelmeyin, aksi takdirde çok fena hayal kırıklığına uğrarsınız.
Amersfoort
Eskinin ve Şirinliğin karışımı: Amersfoort
Eskiden Lahey’de çalışırken, Amersfoort’ta 2 yıl yaşadım ve benim fikrime göre korkunç biçimde modern bir şehir. Trenle şehrin içine, tarihi Koppelpoort’a gidin ve kanallarıyla, kapılarıyla ve kuşkusuz canlı Hof Meydanı’nın bulunduğu Orta Çağ Merkezi’nde dolanın. Sonrasında benim hissettiklerimi anlayacaksınız.
Dünyada buradan daha sevimli bir yer bulamayacakmış gibi hissedeceksiniz. Şehrin dışındaki komşu yerleşim yerlerine gidin, (Vathorst gibi daha modern ve tekdüze mimariye sahip olan yeni nesil “Vinex” ler akla geliyor (fakat savaş sonrası şehir merkezinin etrafındaki birçok komşu yerleşim yeri çok da güzel değildir). Muhtemelen şehirden son sürat uzaklaşmak isteyeceksiniz.
Merkez İstasyonu’nun (Günlük işe gidip gelmek için Randstad ile birleşen şehir) etrafındaki ofis binaları bile aynı dizayna sahiptir, siz sadece gözlerinizi kapatın ve Eski Şehir Merkezi’nin şirinliğine yaklaştıkça bunlardan uzaklaşın. Eski şehrin etrafında dolanırken, alışveriş yaparken ya da güzel bir yemek yerken, burada bütün bir günü harika geçirebilirsiniz.
Groningen
Kuzey Hollanda’nın Öğrenci Başkenti Groningen
Hollanda’nın kuzeyinde bir şehir ve aynı isme sahip vilayetin başkenti. Groningen’in yaklaşık 1000 yıllık bir tarihi vardır. Bu şehir Hansa Ligi’nin bir üyesi ve uzun zamandır kuzey Hollanda’nın baskın şehirlerinden biri olarak kalmış. Şehrin tarihi özelliği, bünyesinde birçok eski binayı, kanalı ve dar yolları barındıran şehir merkezinde yansıtılmış durumda.
Yaklaşık 190,000 kişili nüfusunun 25,000’i dünyadan gelen öğrenciler olmasından dolayı öğrenci hayatı, şehrin üzerinde büyük bir etki bırakmış. Bu öğrencilerin çoğu ya Groningen Üniversitesi’ne (Kuruluş 1614) ya da Uygulamalı Bilimler Hanze Üniversitesi’ne kayıtlı. Groningen’deki en cezbedici şey şehrin merkezini yavaşça gezmek ve öğrenci faaliyetleriyle dolu alımlı sokakları keşfetmek.
Merkezi tren istasyonundan Grote Çarşısı’na 10-15 dakikada gidebilirsiniz ve oranın etrafını yürüyebilirsiniz. Sonrasında bir öğrenci şehrinde yapabileceğiniz sadece tek bir şey vardır; oturun, yiyin, için ve parti yapın.
Domburg
Hollanda’da harika bir yaz tatili geçirmek isteyenler Domburg’a!
Domburg, Hollanda’nın Zeeland vilayetinde bulunan bir tatil köyü. Yazları Flemenk, Belçikalı ve Alman turistlerle ağzına kadar dolar. Bu özelliği Domburg’u canlı bir şehir yapar.
Bu şehrin önünde uzanan plajlara bakarken, neden Avrupa’nın en iyi plajları arasında olduğunu (Kilometrelerce uzunluğa sahiptiler) anlamak çok zor değildir. Burada çok güzel kum, çok iyi yüzme şartları ve temiz plajlar var.
Şehrin kendisi 1.500 yerli insanıyla çok küçük olmasına rağmen, güzel fırınlara, kafelere ve birçok restorana sahip. Vlissingen ve Middelburg’un şehirlerine buradan kolayca ulaşılabilirsiniz. Çevrede bulunan Oos, Westkapelle ya da Veere gibi daha küçük olan şehirlerde ayrıca yeme içme için birkaç ilginç mekan bulunmakta.
Bisikletle şehir turlarına çıkmak istiyorsanız, rüzgarla savaşmaya hazır olun. Buraya Amsterdam Schiphol Havalimanı’ndan tren ile (Yaklaşık 2 saatte) varabilirsiniz.
Veere
Walcheren’in incisi Veere
Hollanda’nın Zeeland vilayetindeki Walcheren Adaları’nda bulunan tarihi bir kent. Vilayetin başkenti olan Middelburg’un kuzey doğusunda ve Meer Gölü’nün üzerinde bulunmakta.
Sadece 1650 nüfusa sahip olan Veere, küçük bir şehir olmasına rağmen, oldukça fazla tarihi mekana sahip. Şehir 1355 yılında, Hollanda Şehir Hakları’na sahip olmuş ve daha sonraki yüzyıllarda zengin bir ticaret merkezi haline gelmiştir. (Esas olarak İskoçya ile yün ticareti yapılmıştır).
Burayı keşfetmek istiyorsanız kesinlikle yürümenizi tavsiye ederiz (Arabayla şehrin içine girmeye çalışmayın). Belediye Binası, Grote Kerk (Büyük Kilise) ve Campveerse Kulesi şehrin ilginç mekanlarından. Ayrıca burada antika, mücevher ve geleneksek Hollanda şekerleri satan birkaç ilginç dükkan da bulabilirsiniz.
Şehrin merkezinde, yaz aylarında ağzına kadar dolu olan birkaç güzel restoran da bulabilirsiniz. Veere’nin çevresi, yürüyüş yapmak veya araziler boyunca bisiklet sürmek için mükemmel. Veere’nin hemen dibinde bulunan Middelburg’un merkezi, yalnızca 8 kilometre uzaklıkta (4 mil).
Middelburg
Mini Amsterdam Middelburg
Hollanda’nın güneyindeki Walcheren Adası’nda bulunan Zeeland vilayetinin başkenti. Şehrin geçmişi 8. yüzyılın sonlarına ve 9. yüzyılın başlarına dayanmakta. Şehir, İngiltere ile Flanders bölgesi arasında önemli bir ticaret merkezi. Hollanda’nın Altın Çağı sırasında, Flemenk Doğu Hindistan Şirketi’nin (VOC) faaliyetlerinin yürütüldüğü ikinci önemli şehir olmuş.
Alman Hava Kuvvetleri, 1940 yılında şehrin tarihi merkezini paramparça etti. Bu olaydan sonra şehrin büyük bir kısmı, yerli insanlar tarafından tekrar inşa edildi.
Middleburg’ta yapılabilecek en iyi şey, merkezi meydanın (Orada yeme içme için birçok yer bulabilirsiniz) etrafında dolanmak ve oradaki dar sokakları, kanalları keşfetmek. Çeşitli iskeleler (Kaai) boyunca, Rouaansekaai ‘da bulunan tüccar evleri gibi, bazı tarihi binalar bulacaksınız.
Manastır ve Lange Jan Kilise Kulesi, Middleburg’un esas cazibeleridir. Middleburg’un yakınında Veere, Domburg, Vlissingen gibi (Meşhur Hollandalı Amiral Michiel de Ruyter’in memleketi) resmedilmeye değer şehirler bulunmaktadır.
Vlissingen
Şaşırtıcı Derecede Büyük Plajlar ve Uzun Bir Bulvar
Fransa’nın kuzeyindeki Avrupa plajlarını iki kere düşünmeden hemen öyle küçümsemeyin. Çünkü yaz aylarında, Vlissingen gibi yerlerin plajları şaşırtıcı derecede görkemli olabilmektedir. Ama şunu kabul etmelisiniz ki hava konusunda biraz şanslı olmak zorundasınız. 44,353 nüfuslu Vlissingen, güney Hollanda’nın Zeeland vilayetinde bir şehirdir.
Kuzey Deniz ve Scheldt Nehri’nin (Görünüşe göre sürekli olarak gemileri Antwerp Limanı’na getirmektedir) köşesinde bulunan bu şehrin, stratejik bir konumu vardır ve uzunca biz zamandır hep önemli bir liman olmuştur. Geçmişte, Flemenk Doğu Hindistan Şirketi’nin (VOC) ana yükleme noktalarından biriydi. Vlissingen şehrinin önünde plajı gören ve dolanmak için harika bir yer olan uzun bir bulvar bulunmaktadır.
Şehrin içine, güneydoğuya doğru giderseniz Michiel de Ruyter’in bir heykelini geçeceksiniz. Ama kuzeybatıya gittiğinizde, önünde bazen kalabalık bazen de boş plajlar olan kilometrelerce uzunluktaki kum tepeceklerine varacaksınız. Orada ayrıca Domburg gibi tatil köylerini de geçeceksiniz.
Şehirde yapılacak en iyi şeyler nelerdir diye soracak olursanız, bulvarın üzerindeki restoranlardan birinde bir yandan dibinizden geçen yük gemilerini izlerken, diğer yandan taze deniz yemeklerinin keyfini çıkarabilirsiniz.
Giethoorn
Hollanda’nın Venedik’i
Hollanda’ya güvenli bir şekilde yolculuk yapabileceğinizi, Güzey ve Kuzey Hollanda’nın batı eyaletleri (Amsterdam, Rotterdam ve Lahey’in bulunduğu yerler) hariç her yeri geçebileceğinizi mi düşündünüz? Peki, şunu bilin ki yanıldınız. Çünkü, IJsselmeer’in doğusunda, (Bu uyarıyı yapmak zorundayız) genelde Hollanda’nın Venedik’i olarak tabir edilen, Giethoorn bulunmaktadır.
Şüphesiz Venedik’in daha kırsal bir türü olmasına rağmen, bu şehrin kusursuz güzelliği inkar edilemez. Overissel (IJssel’in üzerinde bulunur) eyaletinde bulunan Giethoorn, çoğunlukla kanallardan ve yaklaşık 200 ağaç köprü tarafından hatları çizilen su yollarından oluştuğu için, kırsal bir şehirdir. Kanallar boyunca, Flemenk modasına mükemmel bir şekilde uyumlu olan ve düzenli bahçeleri olan geleneksel Flemenk çiftlik evleri bulunmaktadır.
Şehrin 2,620 sakini, şehrin içinde, buraya birçok turist çeken, sırıkla itilen tekneleri kullanarak ulaşım sağlanmaktadır. Özellikle Çinliler bunu keşfetmiş gibi görünmekte. Buraya oldukça soğuk olan kışın gelirseniz, ülkenin yarısını buz pateniyle ayaklarını sürterken bulabilirsiniz.
Rotterdam
Avrupa’daki En Modern Şehir Manzarası
Amsterdam’ın Van Gogh’u ve Gece Saati kanalları. Lahey’in, monarşinin bulunduğu bir şehir için uyumlu olan görkemli ve muhteşem atmosferi var. Peki ya Rotterdam? Evet, siluetiyle ve modern mimarisiyle Rotterdam, diğer Flemenk rakiplerine göre biraz daha farklı. Rotterdam, Hollanda’nın en büyük ikinci şehri. Burası Ren Nehri’nin ve Meuse’nin Kuzey Deniz’e aktığı ve Avrupa’nın en büyük limanının bulunduğu bir yerde (Şangay ve Singapur’dan sonra dünyanın üçüncü büyük limanıdır). Ayrıca burası canlı ve kültürel bir manzaraya sahip. Bu, Rotterdam’ın bir tarihe sahip olmadığı anlamına gelmiyor. 13. yüzyılda kurulmuş olan bu şehir, kesinlikle tarihte önemli bir paya sahip. Modern yüze sahip olma nedeni, Mayıs 1940 Rotterdam Bombardımanı’ndan ileri geliyor. Alman Hava Kuvvetleri, Flemenkler’i teslim olmaya zorlarken şehrin bütün merkezini yok etmiş ve yaklaşık 900 kişiyi öldürmüştür. Mimarisinin yanı sıra (Avrupa’da böyle görünen çok fazla yer bulamayacaksınız, Erasmusburg’a ve küp evlere bir göz atın), buraya gerçek bir alışveriş için, gece hayatı için (herkes için bir şey sunmaktadır) ve şehrin kültürel sergileri için gelebilirsiniz. Kunsthal, Boijmans Müzesi ve Maritime Müzesi sırasıyla mutlaka görülmesi gereken yerlerden bazıları.
Amsterdam
Zıtlıklar Şehri Amsterdam
Hollanda için elverişli bir başkent. Yüzölçümü olarak büyük olmasa da, şaşırtıcı bir şekilde çeşitli ve tarihi açıdan zengin bir şehir. Amsterdam’ın şehir merkezi, malikanelerle çevrili kanallarıyla ünlü. Bugünlerde karmakarışık bir trafik, dip dibe park edilmiş arabalar, süratli bisikletliler ve bunların hepsinin nasıl bir arada durduğunu anlayamayan turistler var. Fakat Amsterdam buna alışmış. Amsterdam’dayken, dünyadaki en büyük müze olan Van Gogh Müzesi’nden başlayıp, Anne Frank Evi’ne ve Rembrandt’ın Gece Saati (Night Watch) başyapıtına ev sahipliği yapan Ulusal Müze’ye kadar yürüyerek gidebilirsiniz. Kültürel eserleri keşfettikten sonra, kanallar boyunca bir yürüyüşün tadını çıkarın. Ansızın kırmızı ışık bölgesinden geçebilirsiniz ve son olarak dikkatinizi Amsterdam’ın sunduğu birçok harika restorana ya da bruin kafelere (kahverengi kafeler, flemenk tipi bir birahane) çevirin.
Utrecht
Şirin Bir Ortaçağ Özüne Sahip Öğrenci Şehri
Utrecht, Hollanda’daki dördüncü büyük şehir ve aynı isme sahip olan, merkezi Flemenk bölgenin başşehri. Randstad kentsel yığınının doğu sınırında, Rotterdam/Lahey ve Amsterdam üçgeninin arasında bulunuyor. Bu gerçekten acınası bir durum, fakat diğer yerleri anlattığımızda (Maastricht, Groningen), bu acıyı ortadan kaldıracağız.
Utrecht, Amsterdam/Rotterdam’dan trenle sadece 30-40 dakika uzaklıkta olduğu için, bu cazibeli şehri kesinlikle yolculuk programınıza eklemelisiniz. Utrecht’in asıl çekici yanı Ortaçağ’dan kalma şehir merkezi. Kısmen arabalar için kapanmış olan bu yerde, etrafı keşfetmek için en iyi yol yürümek; Dom Katedrali’nden (ülkedeki en yüksek kilise kulesine sahip), kafelerle dolu küçük meydanlara ve elbette kanallara kadar. Birinci kanal (Gracht), şehir merkezinin içinden geçen 2 kilometre uzunluğundaki Oudegracht’tır.
Sokaklarda yeme içme ve alışveriş için birçok harika yer bulacaksınız. Eşi benzeri olmayan restaurantlar, size suyun hemen dibinde, iskelelerin üstünde oturma şansı tanıyor . Bu restaurantlar, eskiden depo olarak kullanılıyordu, fakat bu öğrenci şehrindeki en samimi yerlerden birine dönüştürüldü. Şehrin dışında Utrecht Sıra Tepeleri bulunuyor, güzel bir manzarası var ve yürüyüş için harika bir yeşil alan.