Farklı kültürlerin ve yerel geleneklerin bir araya gelmesinden doğan İsviçre, büyük bir çeşitlilik ve gizemle gelişir. Şehir merkezi tutkunlarının, dünya çapında ünlü mutfakları, sofistike yaşam tarzıyla kanlarına girip, Ortaçağ’dan kalma mum ışıklı kasabalarıyla onların gönüllerini fethetmiştir. Alplerin tepeleri, bir taraftan dünya sosyetesinin Ferrariler, kürkler ve pahalı çizmelerini giyip, çocuklarına kayak yapmayı öğrettikleri yerler olup, diğer bir taraftan adrenalin aşıklarının bu büyüleyici coğrafyada yeryüzündeki en ünlü kayak turlarını denedikleri ilginç bölgelerdir.
Interlaken
Tam Olarak Tatil Bölgesi Diyemeyiz
Bern eyaletinde, Brienzersee ve Thunersee’nin Alp gölleri arasında dar bir vadide bulunan Interlaken’ın dört bir tarafı, yükselen Bernese Alpler’i tarafından sarılmıştır (Esas zirvelerinden biri Jungfrau’dur). Şehrin kendisine ait çok fazla turistik yeri yok, fakat Höheweg’in yanından geçmekten, fırından ekmek almaktan, kafelerden birinde bir bisküvi ile birlikte kahvenizi yudumlamaktan büyük keyif alacaksınız.
Arka planda uzanan dağları, burayı görülmeye değer bir yer yapıyor. Interlaken’in yakınındaki Unterseen gibi şehirler ve Harder Kulm manzarası, göz atmaya değer diğer yerler. Birçok yerli insan, saçınızı salıp biraz daha fazla maceracı olmanızı tavsiye edecek. Buraya geldiğinizde ise gölde bir dalış kaçınılmaz, yapmadan dönmeyin deriz.
Kanyon geçişi, rafting, kaya tırmanışı ve yamaç paraşütü gibi faaliyetlerin hepsi burada organize edilebilir. Kışın buraya kayak için gelmeyi düşünebilirsiniz. Jungfrau bölgesine kadar uzanan, teleferiklere götüren ücretsiz otobüsleri olsa da, Interlaken tamamı ile bir tatil yeri değil.
Gruyeres
Peyniri İle Ün Salmış Bir Kent Gruyères
İsviçre’nin Fribourg eyaletinde bulunan küçük bir kent. Bu küçük kentin çevresi de yeterince güzel; tatlı yeşil tepeler, göller, aniden dikleşen nehirler ve onların üzerinde bulunan çarpıcı beyaz dağlar…
Bu Orta Çağ kentinin kendisi de aynı zamanda oldukça özel. Gruyères, parke taşlı sokaklarının üzerinde bulunan 13. yüzyıl kalesiyle beraber, iyi korunmuş yapıları ile tarih olarak zengin bir şehir. Oradaki manzaralar gerçekten de harika. Gruyères, fondü için muazzam olan peyniriyle meşhur.
Bern
Açık Hava Müzesi Bern (ya da Almanca’da Berne); Zürih, Genova, Basel ve Lausanne gibi benzer şehirlerden küçük olmasına rağmen, İsçivre’nin başkenti. U harfi şeklinde bulunan Aera Nehri’yle çevrili şehrin eski kalbi (Old Town), 1980’lerde UNESCO Dünya Miras Bölgesi oldu. Buradaki birçok yapı daha sonraki yıllarda restore edilmesine rağmen, tarihi 15 ile 16. yüzyıllara dayanıyor. Avrupa’daki birçok şehir gibi, şehrin ana tren istasyonu (Bern Hauptbahnhof) her şeyin geldiği ve gittiği yer olarak görülüyor. Oradan çıkın, sadece 10 dakikalık bir yürüyüş ile Old Town’ın kalbinde olacaksınız. Karşılaşacağınız ilk yerlerden birisi, hapishane ve bekçi kulesi olarak hizmet vermiş Ortaçağ kulesi olan Saat Kulesi’dir (Zytglogge). Yarımadanın sonuna doğru yürüyün, 15. yüzyıldan kalma Bern Katedrali’ni (Das Berner Münster) farkedeceksiniz. İleriye gittikçe, birbirine paralel ve hafif yokuş aşağı bulunan, en karakteristik 3 sokağa gireceksiniz. Bu sokaklar, orada Nydegg Kalesi’ni bulabileceğiniz yolun sonunda birleşiyor. Burası muhtemelen yavaşça hazmetmek isteyeceğiniz, oldukça cazibeli bir yer. Büyüleyici butikleri ve alışveriş için diğer sevimli yerleri görmek için gözünüzü dört açın. Yüksek fiyatlı olmalarına rağmen burada restaurant eksikliği de yok.
Zermatt
Muazzam Matterhorn’un Altında Zermatt, Güney İsviçre’deki Valais Eyaleti’nde, Bern’den yaklaşık 3 saat uzaklıkta bulunan küçük bir dağ kasabası. Kasaba 1620 metre yükseklikte bulunuyor ve büyüleyici Matterhorn’dan görülebiliyor. Kasaba, araba kullanımına izin vermiyor. Çok rahatlatıcı bir atmosfer yaratan sevimli mağazalara sahip. Yaz veya kış dinlemeden, sadece manzaraların tadını çıkarmak için bile buraya gelebilirsiniz. Eğer kış zamanı gelirseniz, mutlaka üç kayak merkezinden birine çıkmalısınız. Böylece İtalya sınırlarını kayak yaparken geçme şansına sahip olabilirsiniz. Burada yaz mevsimi, kayak yapmanıza engel değil! Ayrıca büyük dağ buzulundaki 8 teleferik yılın her günü kullanıma hazır. Eğer kış sporlarını sevmiyorsanız, yazın doğa yürüyüşleri yapabilir veya dağlarda bisiklet yolculuğunun keyfini çıkarabilirsiniz.
Locarno
Tertemiz Locarno, Alpler’in eteklerinde ve güney İsviçre’deki Maggiore Gölü’nün kuzey kısmında bulunan, güzel manzaralı bir şehir. Burası ülkenin en ılımlı yeri. Yumuşak kışları ve güneşle dolu ılık yazlarıyla birlikte bir Akdeniz iklimine sahip. Buradaki arazi, bisiklet sürmek ya da yürüyüş yapmak için inanılmaz. Bunun yanında şehrin içini dolaşmak da bir o kadar zevkli. Renkli evlerle, dükkanlarla ve küçük kafelerle çevrili Piazze Grande şehrin tam ortasında bulunuyor. Kasabaya ve göle bakan, ana manzara Santuario della Madonna del Sasso 15.yy’ da Meryem Ana orada inzivaya çekildikten sonra inşa edilmiş. Eski kasaba (Città Vecchia) gezip dolaşmak için harika ve Leonardo da Vinci tarafından dizayn edildiği tahmin edilen Castello Visconteo, kasabadaki eski bir kale.
Zürih
Sadece Bir Bankacı Şehri Değil
Zürih, başkenti olmamasına rağmen İsviçre’nin en büyük şehri (nüfus 383.708) ve dünyanın bankacılık başkentlerinden biri. Avrupa’da bulunan bu en zengin şehir, temiz, iyi organize edilmiş ve steril olmasından dolayı Singapur gibi yerlere benzetiliyor. Fakat her zamanki gibi gerçek tam olarak böyle tek taraflı değil. Zürih’i böyle steril olarak sınıflandırınca sıkıcı olduğunu düşünebilirsiniz. Ama biz buna kesinlikle katılmıyoruz. Sadece gece hayatı tatmin edici değil, alışveriş için de hiç kuşkusuz Avrupa’da bulabileceğiniz en iyilerden birisi. Aynı zamanda görülmeye değer Zürichsee gibi yerleriyle, pasajlarıyla, şehrin tarihi kısmı, restoran ve barlarıyla şirin Niederdorg Yaya Bölgesi, Lindenhof gibi tarihi mekanları, Gossmünster Kilisesi ya da şehri gören harika manzaralarıyla birlikte, Zürih’te gerçekten de yapılacak ve görülecek birçok şey var!
St. Morıtz
Büyü Eğer ucuz, kayak sonrası komşularınızla ve iş arkadaşlarınızla karşılaşabileceğiniz bir tatil yeri arıyorsanız, St. Moritz muhtemelen bakmak isteyeceğiniz bir yer değil. İsviçre’nin doğusundaki bu şehir, kış atmosferi ve yamaçları için gelen Kraliyet Ailesi’ni ve jetle yolculuk yapan zenginleri cezbediyor. Eğer yukarıda anlattıklarımız sizi cezbetmiyorsa, bu ne pahasına olursa olsun sizi St. Moritz’den alıkoymamalı. Doğanın güzelliği ayrım yapmaz. Gün ışığının 322 gününde bu tatil köyü, Jet Sosyetesi’ne ve bize eşit şekilde ayrılmış. Buraya kayak için (aşağı yukarı 350 kilometre eğimiyle dört tane kayak bölgesi bulunuyor), yürüyüş yapmak için, bisiklet sürmek için gelebilirsiniz. Hakikaten göz kamaştırıcı restaurantlardan, 5 yıldızlı Badrutt’s Palace’tan ve stilist dükkanlardan uzak dursanız bile, St. Moritz’de gayet iyi hissedeceksiniz.