İtalya Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Dünyada İspanya dışında en çok turist çeken diğer ülkelerden biri olan İtalya; İspanya gibi halkının Türklere benzediği, romantizm ve operayla özdeşleşmiş kültürü, misafirperver insanları ve dünyaca ünlü mutfağıyla size eğlenceli bir dil eğitimi fırsatı veriyor.

İhtişamlı antik binaların yer aldığı başkent Roma, Rönesans’ın beşiği Floransa, turizm başkenti Venedik başta olmak üzere, birçok turistik kentiyle size hem tatil hem de dil eğitimi olanağı sunan bu ülkeye gitmek size eşsiz bir deneyim katacaktır.

İtalya’da İtalyanca öğrenmek, dil öğrenmeden öte sanatla iç içe başka bir boyutta yaşamaktır. Pizzanın başkenti İtalya’da aç kalmayacağınızı ve birbirinden lezzetli Akdeniz yemeklerini tatma fırsatınız olacaktır.

Dünyanın en popüler yiyeceklerine, rakibi olmayan zengin Rönesans sanatına sahip olmasıyla modern uygarlık yolunda oldukça büyük bir yeri vardır. Eğer sanat, yemek, şarap ve bu tarih için gidecekseniz, Napoli’nin caddelerinden süzülüp, Umbria tepelerine, oradan da Ligurya kıyılarına yuvarlandığınızda bunlardan çok daha fazlasını bulacaksınız.

Milano

Stil ve Kalitede Dünya Başkenti Milano

İtalya, Milano

Bu şehirden daha fazla şıklığı ve doğal stili barındıran başka bir şehir neredeyse yok diyebiliriz. Bu şehir sadece “moda’nın başkenti” değil, aynı zamanda kentsel yığılmanın mali ve ekonomik merkezi. Roma kadar görecek yeri olmayabilir, fakat Roma’ya ne kadar ‘Eski İtalya’ diyorsak, Milano’nun da İtalya’nın şimdisinde ve geleceğinde gözü olduğunu söyleyebiliriz. Roma’ya tarihi görmek için gidebilirsiniz ama Milano’ya hayat tarzı için gitmelisiniz. Bu bahsetmiş olduğumuz yaşam tarzı, alışverişleri, yemeyi-içmeyi, operayı, moda ve tasarımı, kaliteli partileri ve futbolu (İnter ve Milan takımları) içeriyor. Belki de bunu hissetmek için en iyi mekan del Duomo Meydanı ile Duomo ve Galleria Vittorio Emanuele. Bu meydanda yüzlerce detaylı dış cephe süslemeleriyle, dünyanın en büyük gotik katedralleri bulunuyor. Fantastik bir manzara görmek için zirveye çıkabilirsiniz. Duomo ve Galleria Vittorio Emanuele ise devasa alışveriş merkezlerine ya da alışveriş merkezlerinin annesi diyebileceğimiz merkezlere sahip. 18. yüzyıl binası olan Duomo ve Galleria Vittorio Emanuele mozaik zemine ve cam çatıya sahip. Aynı zamanda üst kalite İtalyan tasarımcıların etkileri görülüyor. Buralarda gezindikten sonra başka hangi alışveriş merkezine girerseniz girin her şey buraların taklidi gibi. Del Duomo Meydanı çevresinde pek çok birinci sınıf restaurantları ve şirin kafe ile barları bulabilirsiniz. Bu harika şehirde dolaşmanızı ve şehrin hareketliliğine kendinizi kaptırmanızı tavsiye ederiz. Eğer, akşam için biletiniz varsa, mutlaka La Scala Tiyatro sahnesine giderek, yaklaşık 200 yıldır devam eden dünyanın en ünlü operasına da gitmenizi öneririz.

Venedik

Adriyatik’in Kraliçesi

Venedik, kuzeydoğu İtalya’da bulunan, sadece küçük bir kara parçası tarafından Adriyatik Denizi’nden ayrılan Venedik Lagünü’nde 118 ada üzerine kurulmuş bir şehirdir. Su üzerinde bulunan, 400 köprü ve 160 kanal ile bağlanan bu şehir, sık sık dünyanın en güzel kenti olarak adlandırılır ve şehrin tamamı UNESCO tarafından Dünya Mirası alanı ilan edilmiştir.

Venedik’in nasıl ve ne zaman kurulduğu tartışmaya açık olmakla birlikte, ilk kilisesinin yapıldığı tarih olan 5. yüzyılda kurulduğu kabul edilir. Bizans egemenliği altında geçen bir dönemin ardından, 9 ve 12. yüzyıl arasındaki dönemde Venedik, belli ki Adriyatik’teki güçlü konumunun da yardımıyla gelişti ve başka yerleri fethederek bir şehir devletine dönüştü. Müslüman dünya ile artan ticaret ve Bizans İmparatorluğu, 1200’lerde dünyanın en zengin şehri haline gelmesini sağladı. Ardından çeşitli nedenlerden dolayı bir düşüş dönemine girildi, Napolyon ve Avusturyalılar arasında el değiştirdikten sonra şehir nispeten daha yakın tarihte, 1866’da İtalya’nın bir parçası haline geldi.

İtalya, Venedik

Venedik’in tarihi mekânlara iyi korunmuştur, örneğin İkinci Dünya Savaşı sırasında pek hasar görmemiştir. Geçtiğimiz yüzyıllar içinde çok şey değişmemiştir. Bu nedenle şehir günümüzde tamamen turistik bir yer olmasına rağmen, romantik cazibesini koruyor.

Dünyada illa ki görülmesi gereken bir yer varsa, işte burasıdır. Turunuza San Marco meydanından başlayın, oradan Rialto Köprüsü’ne uzanın ve son olarak da şehrin etrafını dolaşın. Köprüleri hayranlıkla izleyebilir ve belki de Büyük Kanal’da bir gondol turu atabilirsiniz. Her şeyden önemlisi; hayal gücünüzü kullanın ve kalabalıkların keyfinizi kaçırmasına izin vermeyin.

Roma

Sonsuz şehir

+ Avrupa’nın en eski şehirlerinden biri

+ Kolezyum ve diğer pek çok anıt, heykel, çeşme ve kilise

+ Günümüz İtalya’sı: Harika yemekler ve kültür

– Kapkaç, hırsızlık gibi küçük suçlara karşı dikkatli olun

İtalya’nın başkenti olan Roma, Lazio bölgesinin merkezinde yer alır. Şehrin nüfusu yaklaşık 2,7 milyondur. Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanır, bu da onu Avrupa’nın içinde sürekli yaşanan en eski şehirlerinden biri haline getirir. Batı medeniyetinin beşiklerinden biri olduğu genel kabul görür ve şehir sahip olduğu köklü bir tarihi gözler önüne serer.

İtalya, Roma

Roma’nın tarihi merkezi bir UNESCO Dünya Mirası Alanı’dır. Burada, Roma İmparatorluğu’nun en büyük amfitiyatrosu olan ve gladyatörlerin mücadelelerine ev sahipliği yapan Kolezyum (Colosseum) gibi yapıları bulabilirsiniz. Bölgede ayrıca pek çok kalıntı, anıt, heykel, çeşme ve kilise var. Vatikan Devleti de şehir sınırları içindedir.

Zaman zaman dünyanın en büyük açık hava müzesi gibi hissettirse de şüpheniz olmasın, şehir günümüz İtalya’sının kalbidir. Roma, İtalyan mutfağı ve kültürü meraklıları için bir cennet gibidir. Çünkü sizlere Galleria Borghese, Villa Giulia Ulusal Müzesi ile Modern ve Çağdaş Sanatlar Ulusal Müzesi gibi harika müzeler sunar.

Dolomites

İtalya, Dolomites

Yeşil Çayırlar Üzerinde Yükselen Kayalık Dağlar Dolomites, İtalya’nın kuzeydoğusundaki özerk bir bölge olan Trentino-Alte Adige/Südtirol boyunca uzanan sıra dağlara verilen isim. Dolomites Dağları, yeşil çimenlerin üzerinde yükselen kayalık dağlarıyla dağ severler için cennet gibidir. Bu bölgedeki insanların çoğu, Almanca ve İtalyanca olmak üzere iki ana dile sahip oldukları için, kültürel olarak en iyi ikiliyi sunuyorlar. Bu bölge ziyaret edilecek şirin kasabaları yönünden oldukça zengin bir yapıda. Rahat ve sakin yaşam tarzıyla Bolzano’dan sıralamaya başlarsak, tarihi bir yer olan Brunico, lüks hayatıyla Cardino d’Ampezzo veya ahşap işçiliğiyle ünlü olan Ortisei Vol Gordena. Tabii ki de buraya gelmek için asıl sebep, dağların zirvesine ulaşmak. Burada, keşfedilecek çok fazla doğal mucize bulunuyor. Fakat Alpe di Siusi, mutlaka görülmesi gereken yer olarak belirtilmeyi hakediyor. Burası, bütün Avrupa’da, Alpler’in üzerindeki en yüksek yeşillik alan. Sizin Alpler ile ilgili hayallerinizi kesinlikle tatmin edecek (otlanan inekleri, yeşil çimenleri, dağların tepelerini düşünün).

Carezza Al Lago

İtalya, Carezza Al Lago

El Değmemiş Alp Gölü Bölgesi Carezza al Lago/Karersee, İtalya’nın Trentino-Alto Adige Bölgesi’nde yer alıyor. Bolzano şehri ve Novs Levante (Welschnofen) belediyesinin bir parçası. Dağların eteklerine doğru uzanmış küçük ama muazzam bir şekilde güzel bir göle sahip olan bu dağlık kasabanın adı, Almanca’daki Karersee (İtalyanca’daki; Carezza) kelimesinden geliyor ve bu makalede resmedilmiştir. Karersee’nin en yüksek noktaları güneydeki Latemar (2,799m/9,183ft) ve kuzeydoğudaki Rosengarten (3,002m/9,849ft) Dağları. Kış aylarında, bu dağlar kayak yapmak için muhteşem yerler. Yaz aylarında ise, nefes kesen manzaralara sahip patikalarda yürüyüş yaparken hiçbir eksiklik hissetmezsiniz.

Bolzano

İtalya, Bolzano

%25 Alman, %75 İtalyan Bolzano (Almancada: Bozen), İtalya’nın kuzeyindeki özerk bir eyalet olan Alto Adige’nin Başkenti. Oldukça düz bir yapıya sahip olan, Orta Çağ’dan kalma bu şehrin etrafı üzüm bağlarıyla çevrilmiş ve arkaplanında yeşil tepeler yer alıyor. Bolzano, aslında yaşamak için kötü bir yer değil. Birkaç yıl önce 36 faklı faktör göz önüne alınarak, 100 şehir arasında yapılan sıralamada, İtalya’nın en yaşanılabilir şehri seçilmişti. İlginç bir şekilde Bolzano, İtalyan şehirleriyle çevrili ve Almanya ile oldukça uzak olmasına rağmen, ortak bir ana dile sahip (fakat %75’i anadil olarak İtalyanca konuşuyor). Bu da ilginç bir kültürel karışım oluşturmuş durumda. İnsanlara hangi dilde selam vereceğinizi tahmin etmeye çalışmayın, berbat bir şekilde yanılacaksınız. Şehirde İtalya’nın en ünlü Noel Pazarı kurulduğunda ve yağan kar büyüyü tamamladığında, Bolzano’yu ziyaret etmek için en keyifli zaman Aralık ayı olacak. Ama yılın geri kalan dönemlerinde şehri ziyaret ederseniz, siz de gayet tatmin olabilirsiniz. Bolzano, şaşırtıcı bir şekilde çok sayıda müzeye sahip. Bu müzelerden Güney Tyrol Arkeoloji Müzesi (Ünlü buz adam Ötzi ve M.Ö. 3300 yılları civarında bu bölgede yaşamış bir adamın mumyasına ev sahipliği yapıyor) listenizin ilk sırasında yer almalı. Diğer ilgi çekici yerler arasında kiliseler ve kaleler yer alıyor. Aslında şehir merkezinin kendisi büyük bir cazibeye sahip. Birçok binanın yapısı size Kuzey Avrupa’yı hatırlatabilir, fakat Via Portici alışveriş sokağında gezinirseniz, Alpler’in kuzeyindeki herhangi bir yerde olduğunuzu hayal etmeyeceksiniz. Bütün tatların aynı anda birbiriyle çatışması Bolzano’yu bu denli ilginç kılan şey oluyor.

Elba

İtalya, Elba

Napolyon İçin Gelmeyin Elba, İtalya’nın Toskana Eyaleti’nde bir ada. Dikkat çekici olmayan Piombio (Livorno’dan bir saat uzaklıkta) şehrinden feribotla 1 saatte buraya ulaşabilirsiniz. Elba, Sicilya ve Sardinya’dan sonra İtalya’nın en büyük 3. adası. Saydam, turkuaz bir denize sahip, çam ağaçlarıyla kaplı dağlarla çevrili olan bir ada. Napolyon 1814 yılında, bir yıldan az bir süre buraya sürgün edilmiş. Portoferrario’da bulunan Napolyon’un iki villası da ziyaretçiler tarafından ilgi görüyor. İnsanların İtalya’dan buraya günübirlik gelmelerinin sebebi bu. Tüm bu özellikleriyle içindeki gizli melankoliyi sonuna kadar hissedebileceğiniz tarihsel bir önemi bulunuyor. Bu villalar çok hoş bir manzaraya sahip olmasına rağmen, buraya ulaşım oldukça zor. Aslında tuhaf parçalardan oluşmuş mobilyalarla dolu olan birkaç odanın dışında görülecek pek fazla bir şey yok. Buraya sadece bir gün boyunca Napolyon’u görmek için gelmenizi tavsiye etmeyiz. Buraya daha fazla vakit ayırıp küçük bir tatil yapmanızı tavsiye ediyoruz. Kumlu dağların etrafında başka tarihsel yapılar bulacaksınız. Merkezin yanında bulunan Medici Hisar’ı ya da Stella ve Falcone Kaleleri gibi. Bunların haricinde, küçük bir kasaba, demir madeni ve o muhteşem sahilleri gezebilirsiniz. Bu sahiller su kayağı, kano veya şnorkelle dalış yapmak için muhteşem bir yerler. Dağların etrafında doğa yürüyüşü yapmak için elverişli çok güzel yollar bulunuyor. Bir ada olarak birçok yere göre oldukça küçük. Neredeyse burada başladığımız bütün gezintiler, herhangi bir yerde nefes kesen bir manzarayla sonuçlandı. Sonuç olarak Elba, oldukça çok yönlü bir yer.

Casale Marittimo

İtalya, Casale Marittimo

Toskana’da Huzur ve Sükunet Bir saniyeliğine, biz olduğunuzu hayal edin. Ağustos ayında Etrüskler’in kıyı şeridine çok da uzak olmayan Toskana’nın tepelerinde oturun. Seyahat rehberlerinde okuduğunuz her şehir hakkında, büyük veya küçük, herhangi bir rotada sabit olan tek şey sabah erken saatlerden, gece geç vakitlere kadar turistlerle ağzına kadar dolu olmasıdır. Hong Kong’da bir alışveriş merkezinde geziyormuş gibi Şirin Toskana Köyleri’nde dolaşabilirsiniz. Bu bizim fikrimize göre tam anlamıyla romantik bir tatil değil. Bu yüzden gidin ve kalabalığın daha seyrek olacağı yerleri ziyaret edin. Muhtemelen bu yerlerin daha az ilgi çekici olacağını düşüneceksiniz. Aksi takdirde tüm buralar insanlarla dolu olurdu değil mi? Değil. Toskana’da hala büyük bir çoğunluk tarafından es geçilen, fakat her parçası değerli olan, “mutlaka görülmeli” denen yerler kadar büyüleyici olan kasabalar bulabilirsiniz. Casale Marittimo, Cecina’nın hemen dışında, kıyı şeridinin 10 km altında oldukça ucuz bir yer. Öyle görünüyor ki, bu kasaba yalnızca ondan haberdar olan turistleri çekiyor. Küçük bir kasabanın size sunabileceği her şeye sahip. Sadece tek bir arabanın sığabileceği sarmal sokakları, birçok pencereden dışarıya asılmış çamaşırlar, meydanın köşesinde oturup dondurma yerken sokaktan geçen bütün yabancılarla konuşan kasabalı yaşlılar… Turist altyapısı çok gelişmiş değil, ancak aile tarafından işletilen birkaç restaurant / şarap mahzeni ve oteller burada geçireceğiniz zamanı biraz uzatabilir. Saat kulesi ve Sayman’ın Evi görülecek yerler arasında. Not: Casale Marittimo İtalya’da bir geziye başlamak için iyi bir yer değil, çünkü burası uluslararası düzeyde iyi bir bağlantıya sahip değil. Bunun yerine Roma, Geneo veya Turin ile başlayabilirsiniz.

Volterra

İtalya, Volterra

Tepenin Doruğundaki Güzel Kasaba Toskana’da mutlaka görülmesi gereken yerler listenizi kimin hazırladığı önemli değil. Volterra’dan, Pisa ve Siena illerinin sınırlarından, bu şehrin doruğuna kadar bahsedeceğimizin kişisel garantisini verebiliriz. Etruska Dönemi’nde ve daha sonra Roma zamanında önemli bir kasaba olan Volterra’da, yaklaşık 3 bin yıldır yaşandığı söylenir. Etruska’nın şehir duvarları, Orta Çağ’a özgü kasabanın merkezine (Dei Priori Meydanı etrafında, yaklaşık 13. yüzyıldan kalma bir yapı) kolayca girilebilmesine rağmen aynen kalmıştır. Portaall’Arco Kapısı, Roman amfi tiyatro kalıntıları ve Duomo diğer önemli görülecek yerler. Bunların haricinde Tuscan Tepeleri’ndeki manzara aynen beklediğiniz gibi oldukça çarpıcı. Bir ziyareti hakeden bu şirin Orta Çağ Kasabası’na, “SR68 yolu” üzerinden gelmek, birkaç keskin virajdan dolayı zorlu bir yolculuğa sebep olabilir, buraya hangi yoldan geldiğiniz problem değil. Oldukça fazla park alanı olsa da, yoğun yaz aylarında (özellikle Ağustos) herhangi bir yere geldiğinizde, kendinizi park alanı ararken sıkışıp kalmış bulabilirsiniz. Biz geçen yıl Ağustos ayında oradaydık ve şunu farkettik; eğer gün ortasında Volterra’ya gelip bir park yeri bulabildiyseniz, şanslısınız demektir. Öyle ya da böyle.. Volterra için enerji harcamak her ne kadar giderek kalabalıklaşsa da kesinlikle sizi pişman etmeyecek. Birçok seyahat rehberi bunu öneriyor. Not: Volterra İtalya’da bir geziye başlamak için iyi bir yer değil, çünkü burası uluslararası düzeyde iyi bir bağlantıya sahip değil. Bunun yerine Roma, Geneo veya Turin ile başlayabilirsiniz.

Siena

İtalya, Siena

Açık Hava Müzesi Daha yeni orada bulunduğunuz bir şehri değerlendirmek her zaman en kolay olandır. Geçen haftalarda İtalya’nın yaz tatili sezonu boyunca Orta Çağ Toskana Bölgesi’nin Siena kentinde binlerce turistten biri olmaktan memnuniyet duyduk. Bu şehir, Floransa, Lucca ve Pisa’dan sonra Toskana Bölgesi’nde kuşkusuz görülmesi gereken ana şehirleri tamamlıyor. Ayrıca İtalya’nın en sıcak yerlerinden biri. Siena’da dar sokaklar ve kırmızı tuğlalı binalarla uzanmış sarmal caddeler, sizi büyük deniz kabuğu şeklindeki del Campo Meydanı’na götürür. Burası ayak bastığımız en hoş yerlerden biri. O meydan da Palazzo Publico merkezindeki görüntüyü kaplar. Buradan herhangi bir yönde bir sokağa girdiğinizde, kendinizi Gotik Mimarisi’nin sıradışı bir vitrininde, modacı etiketleriyle dolu olan bir alışveriş cennetinde veya masal gibi restaurantlar ile karşılaşmış bulacaksınız. Kısacası burada, gözlerinizin neyi görmesine izin verirseniz, onu görürsünüz. Del Campo Meydanı’na ilaveten, Duomo ve tabii ki Pinacoteca listenizin en başlarında olmalı. Siena, sizi şehrin duvarlarının dışındaki bir otoparktan alarak misafir eden devasa bir açık hava müzesi gibidir. Not: Siena İtalya’da bir geziye başlamak için iyi bir yer değil, çünkü burası uluslararası düzeyde iyi bir bağlantıya sahip değil. Bunun yerine Roma, Geneo veya Turin ile başlayabilirsiniz.

Viareggio

İtalya, Viareggio

Lüks İtalyan Plajı Viareggio, İtalya’nın Toskana Bölgesi’nde bir kıyı şeridi. Lucca ve Pisa’ya kısa bir sürüş mesafesinde. Akdeniz’in bu sahil kasabası, güzel kumsallar, restaurantlar ve gece hayatı sunarak, biraz daha lüks olarak nitelendirilebilir (yetişkin olmayanların çok fazla içki içmesi yasak). Viareggio’ya yukarıdan baktığınızda, millerce uzanan düzenli yerleştirilmiş sahil sandalyelerini göreceksiniz. Oldukça uzun ve düz kumsalların arkasında koşu yolları, oteller, restaurantlar barlar, gece klüpleri ve alışveriş merkezleri bulunuyor. Gezi boyunca kumsallara ulaşımın ve plajda şezlong kiralamanın size birkaç euro’ya mal olacağını not edin. Fakat bunun karşılığında bölgedeki en iyi kumsalda eğleneceksiniz. Eğer kumsalda oturup pişmek size göre değilse, kasaba şeridinin yanından birkaç mil uzaklıkta düz zeminle muhteşem bir şekilde kombinlenmiş olan çam ormanları size sakin bir yürüyüş veya bisiklet turu için muhteşem bir parkur sunar.

Floransa

İtalya, Floransa

Rönasans Şehri Floransa 350.000 i aşkın nüfusuyla, İtalya’nın Toskana Bölgesi’nin Başkenti. Bu şehrin adı romantizm, rönesans ve büyük tarihi mimarisinden bir resmi anımsatır, ki bu oldukça doğru. Bu şehir, bir şehir devletiyken, Orta Çağ Avrupası’nın en önemli kültür ve ticaret merkezlerinden biri ve Leonardo da Vinci, Machiavelli, Michelangelo gibi birçok usta sanatçı ve filozofun doğum yeri. Bu kültürel zenginlikle Floransa’nın, günümüz İtalyası’nda turistlerin en çok tercih ettiği şehirlerden biri olmasına şaşırmamalıyız. Şehirde görülecek çok fazla yer var. Ülkenin en iyi müzelerinin bazılarından tutun, tarihi binalar, meydanlar, yapılar, ek olarak kiliseler ve katedrallere kadar bu şehirde bulunuyor. Bunları en çok görülmesi gereken 5 yer olarak sınırlandırmak zorundaysanız, biz aşağıdaki yerleri öneririz. Piazza Della Signoria and Palazzo Vecchio: Buranın başlıca binası ve şehrin en ünlü meydanları. İlk olarak burayı görebilirsiniz. Açık hava müzesini andıran, sayısız yontu ve heykel bulacaksınız. Floransa’nın Orta Çağ’a özgü belediye binası Palazzo Vecchio bu meydanda bulunuyor. Galleria degli Uffizi: Burası dünyadaki en ünlü güzel sanatlar müzelerinden biri. Klasik Antik Çağ’dan kalma heykelleri ve ünlü Rönesans resimlerinin büyük koleksiyonunu barındırıyor. Ponte Vecchio: Diğer bütün çekici yerlerden daha fazlası, Arno Nehri üzerindeki bu köprü belki de Floransa’nın simgesi. Dükkanlarla dolu. Santa Maria del Fiore Katedrali: Kocaman kubbesiyle şehrin güzel bir katedrali. Campanile: Bu çan kulesi del Duomo Meydanı’nda bulunuyor. Muhteşem bir şehir manzarası için çıkabilirsiniz. Biraz enerji harcamanıza rağmen kesinlikle buna değecek.

Lucca

İtalya, Lucca

Lucca Enfestir İtalya’nın Toskana Bölgesi’ne bir gezi planınız mı var? Muhtemelen bu gezi, Pisa veya Floransa’yı içeriyor (veya ikisini de birden)? Lucca’yı da gezi programına dahil etmeyi göz önünde bulundurun. Bu küçük şehir araçla Pisa’dan 20 dakika ve Floransa’dan 1 saat uzaklıkta. Muhtemelen bu şehir, plan yaptığınız diğer iki şehirden (Floransa ve Pisa) daha az üne sahipken, bilgili olan turistler hala buraya kalabalık gruplar halinde geliyorlar. Bunun sebebi ise, Lucca ziyaretçilerine zengin bir tarihsel olanak sunan, küçük enfes bir şehir. Lucca, Etrüksler zamanında meydana gelen birçok tarihsel katmanı içinde barındıran, Avrupa şehirlerinden biri. Buna en iyi örnek şehir duvarları. Şehir merkezini çevreleyen bu duvarlar 4. evrede, Roma zamanına göre 16. yüzyılda inşaa edilmiş. Bugünlerde duvarların üzerinde yeşil parkta gezinti yapılabilir. Diğer tarihi yerler 12. yüzyılda yapılmış Roma Mimarisi tarzı olan San Martino Katedrali ve 14. yüzyılda yapılmış Guini Kulesi’ni Piazza dell’Anfiteatro (Amfi tiyatrosu)’ yu içerir. Bunların yanında kiliseler, kuleler, tarihi kalıntılar ve saraylar bir gününüzü verimli bir şekilde doldurmanızı sağlar. Lucca’ya elinizde bir rehber kitabıyla gelmeyin. Şehrin sıkıştırılmış ebatını kullanmak yerine, bir süre çevrede meydandan meydana dolaşın. Ordan burdan fotoğraf çekin, Via Fillungo’da biraz alışveriş yapın ve uygun bir anda Toskan yemeği ve etrafı saran üzüm bağlarında üretilmiş bir kadeh şarap ile gününüzü bitirin. Hayat güzel.

Verona

İtalya, Verona

Romeo ve Juliet’in Şehri Verona, İtalya’nın Veneto Bölgesi’nin kuzeyinde 265.000 nüfusa sahip olan bir şehir. Venedik’ten arabayla bir saat, trenle yarım saat uzaklıkta. Verona, resmedilmeye değer komşusu gibi kalabalık turist kafilelerini çekiyor, buna rağmen daha az kalabalıkmış gibi hissettiriyor. Bu gerçekten iyi bir şey, şehri keşfetmek daha sakin bir hal alıyor. Venedik’te en çok ilgi çekici yer tabii ki Arena. Neredeyse tamamen el değmemiş olan Roma Amfi Tiyatrosu, şehrin kalbinde yer alıyor. Zaten oloğanüstü tarihi ve mimari yapısıyla bir gün boyunca gezilebilecek yer olmasına rağmen, orayı asıl özel yapan günümüzde hala kullanılıyor olması (Rönesans Dönemi’nden bu yana aktif olarak kullanılıyor). Yaz boyunca burada opera performansları sergileniyor. Gerçekten muhteşem olduğunu söylemeye gerek yok. 2000 yıllık bir ortamda opera izlemek biraz tarihsel duyarlılık verip insanın tüylerini ürpertebilir. Bir saniye için bile, Verona’nın sadece tek bir numarası olduğunu düşünmeyin. Arena’dan 10 dakikalık bir yürüyüşle Piazza delle Erbe Meydanı’na ulaşabilirsiniz. Orta Çağ’a özgü bir yapıya sahip olan bu meydanda alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar, akşam vakitlerinde ise geçerken ayaküstü bir şeyler yiyip içebileceğiniz sokak satıcıları bulunuyor. Hemen meydanın ilerisinde Saat Kulesi (Torre dei Lamberti) var. Onun yanında 650 yıllık olan Madonna Verona Fıskiyesi bulunuyor. Söylentilere göre diğer bir görülecek yer, buraya yakın olan en ünlü balkon manzarasına sahip, “Romeo ve Juliet” romanında bahsi geçen Juliet’in evi. Bize sorarsanız tıpkı masallardaki gibi. Adige Nehri’ni batıya doğru bir süre takip ederek , 14. yüzyılın etkileyici mimarisine sahip olan Castelvecchio Kalesi’yle karşılaştık, bu kaleye bağlı bir şekilde bulunan Scaleigero Köprüsü ve ilkel Roma Mimarisi tarzıyla Basilica di San Zeno Maggiore Katedrali bulunuyor. Bütün bunlar yürüme mesafesinde.

Cavalese

İtalya, Cavalese

Yeterince Güzel Yaklaşık 4.000 kişilik nüfusa sahip olan bir yer gerçekten hakkında yazı yazılmasını hakeder mi? Pekala, bize göre Cavalese bu yazı dizisinin içinde olabilmek için yeterince güzel, bu yüzden biz de biraz kısa tutarak Cavalese’yi bunun bir parçası yapacağız. Cavalese, İtalya’nın Trentino Bölgesi’nde bulunan küçük bir Alp Kasabası. Rakımın neredeyse 1000 metre (3000 ft) olduğu bu dağ kasabası, Val di Fiemme Vadisi’nin ana şehri olan Cavalese, iki ulusal park arasında bulunuyor (Batısında; Monte Corno ve Doğusunda; Paneveggio). Kış aylarında, kış sporu çılgınları ülkenin kayak merkezi olan Val di Fiemme Vadisi’ndeki kayak alanında normal kayak yapabilirler ya da vadi içerisinde kros kayağı deneyimini tadabilirler. Bununla birlikte yaz aylarında açık hava aktivitelerini sevenler için cennet gibidir. Yürüyüş yapmak veya bisiklet sürmek için muhteşem bir nokta. Kasaba şarap barları, pubları, gurme kişiler tarafından işletilen restaurantları ve el sanatları dükkanlarının bulunduğu oldukça eski çekici bir merkeze sahip. Palazzo della Magnfica Communita di Fiemme; Çan Kulesi şehirdeki görülmesi gereken en önemli yer. Not: Cavalese İtalya’da bir geziye başlamak için iyi bir yer değil, çünkü burası uluslararası düzeyde iyi bir bağlantıya sahip değil. Bunun yerine Roma, Geneo veya Turin ile başlayabilirsiniz.

Padua

İtalya, Padua

Antik Bilgili Şehir Padua Padua (aslında Padova olarak bilinir) İtalya’nın kuzeyinde bulunan bir şehir. Özellikle, otantik ve zahmetsiz şekilde gezmek için güzel bir yer arıyorsanız, bu şehre kesinlikle uğramalısınız. Gezmek için en az talimatı burası için alacaksınız. En iyisi sadece etrafta gezinin ve kaybolun. Klasik kaldırım taşı döşemeleri olan caddelerle ve meydanlarla karşılaşacaksınız. Birkaç parka, bahçeye hatta şans eseri bir kanala, Orta Çağ’a özgü yapılara ya da kalıntılara rastlayacaksınız. Gerçekten gidebileceğiniz gösterişsiz, mütevazi, sakin bir gezinti yapabileceğiniz, sanki yerel halktan biri gibi davranabileceğiniz, bir öğlen yemeği yiyip eğer hava güzelse parkta kitap okuyabileceğiniz bir yer. Venedik’ten sadece yarım saat uzaklıkta olan bu şehre günübirlik gelmek mümkün. Bize kalırsa burası bir gün kalarak kendinizi ödüllendirebileciğiniz bir yer. Eğer burada görülecek yerler için bir isim vermek zorunda kalsaydık, bu kesinlikle Chapel (Hristiyan ibadet yeri) olurdu. Dışarıdan bakınca etkilenmeyebilirsiniz, ancak içeriye ilk adımınızı attığınız anda şahit olacağınız sanat sizi büyüleyecek. Sadece izleyin! Turistik bir yönü olmamasına rağmen, milyonlarca hacı her sene buraya gelir ve Saint Anthony Katedrali’ni ziyaret eder (Basilica di Sant’ Antonio). Not: Padua bir üniversite şehri ve Padova Üniversitesi, oldukça saygıdeğerdir ve Galileo’nun burada ders vermiş olmasıyla övünülür. Not: Padua İtalya’da bir geziye başlamak için iyi bir yer değil, çünkü burası uluslararası düzeyde iyi bir bağlantıya sahip değil. Bunun yerine Roma, Geneo veya Turin ile başlayabilirsiniz.

Vernazza

İtalya, Vernazza

Uçurumlara Tutunmak! Dramatik bir şekilde muazzam ve cesurca İtalya kıyı şeridi üzerindeki falezlere kurulan Vernazza; genellikle 5 kentin oluşturduğu bölge olan, Cinque Terra içerisinde gruplandırılıyor. Çok az araba olduğundan dolayı trafik yok. Bundan dolayı botlar, daha çok kullanılan taşıma aracıdır. Suyun içinde dinlenerek, suda demir alarak bu çevreyi tanıyacaksınız. Ayakta duran uçurumlar, okyanusun uzun bir bölümünü kapsayarak size nefes kesici bir manzara sunar. Kameranızı her zaman kolay ulaşabileceğiniz bir yerde tutmak isteyeceksiniz. Size Vernazza’nın bir sır olarak kaldığını söylemek isterdik, fakat gerçek şu ki Vernazza düzenli olarak ziyaretçi akımına uğruyor. Ama Vernazza’da kalacak olursanız, bundan büyük bir hoşnutluk duyacaksınız, çünkü günübirlik ziyaretçiler şehirden ayrıldığında, yalnız başına keşfetmek şehri çok daha doğal bir hale getirecek. Bunların dışında yapabileceğiniz şeyler arasında balıkçı köylerini keşfetmek olabilir. 2011 yılının sonlarında, bu kıyı kasabasında şiddetli bir etki yaratan toprak kayması olmuştu. Kayalıklarda oluşan oyuklar belirlendiği günden beri, açıklık olan bölgelerin iyileştirilmesine devam ediliyor.

Ragusa

İtalya, Ragusa

Sicilya Barok Şehri Ragusa iç Sicilya’nın güneyinde yer alan, UNESCO Dünya Mirası Statüsü’ne sahip tarihi bir kasaba. İki ayrı parçaya bölünür: Ragusa Superiore ve Ragusa İbla. İkinci şehir ise, biraz daha eski bir şehir. Mimarisi ile, dik ve dar Sicilya Barok sokakları, meydanları ve muhteşem manzaralı güzel bir karışım sunuyor. Şehirde gördüğünüz çoğu şey 1693 yılından kalma, çünkü şehri yok eden deprem sonrasında halk şehri yeniden yapmaya karar vermiş. Başlıca manzaraları nedeniyle kaçırmamanız gereken neoklasik kubbesi ile Basicila di San Giorgio, şehir görüşü ve kiliseleriyle Giardini Iblei halka açık bahçesi ve Maria delle Scale Kilisesi görülecek yerler arasında.

Cagliari

İtalya, Cagliari

Tepe Dizileri Üzerine Cagliari şehri, İtalya’da özerk bir bölge olan Sardinya Bölgesi’nde bulunuyor. Bu özerk bölgenin başkenti ve aynı zamanda en büyük şehri. Adanın en güneyinde bulunan ve Melekler Koyu’na bakan bir yerde bulunuyor. Arka arkaya bulunan tepelerin üzerine inşa edilmiş bu yerin antik hisarı şehrin kalbidir ve buradaki Aziz Remy Kalesi’ni, denize karşı sunduğu mükemmel manzaralı yerleri ile bulabilirsiniz. Diğer yerler ise 13. yy’dan kalan Cagliari Katedrali’nde Kraliyet Mezarı, Ortaçağ’dan kalan Torre dell’Elefante gibi gezilecek birçok yeri, buraya yürüme mesafesinde. Şehirde görülecek çok fazla kültürel yer bulunuyor. Ayrıca ılık ve kısmen derin sularıyla 8 km uzunluğundaki Poetto Plajı, şehri turladığınız günden sonra yüzmek için fantastik bir yer. Kıyının arkasında ise birçok kafe ve restaurant da mevcut. Cagliari şehrine ulaşmak için ya uçmalısınız (Roma’dan bağlı bir uçuş bileti alın) ya da Napoli veya Palermo’dan feribotla ulaşımı sağlamalısınız.

Palermo

İtalya, Palermo

Kültür ve Sokak Yiyeceği Palermo şehri, Güney İtalya’nın (ada) başkentidir ve Sicilya’nın kuzey tarafında yer alır. Şehrin nüfusu ise 650.000’in üzerinde. Sicilya Bölgesi ise, Roma’dan ziyade, Tunus’a daha yakın bir konumda bulunuyor. Beklendiği üzere, bu şehir Avrupa’nın en sıcak iklimine sahip olan şehirlerinden birisi. Yıllık ortalama sıcaklığı ise 18 derecenin üstünde. Normalde, İtalya’da mutlaka ziyaret edilecek olanlar listesinde olmasa da, büyük miktarda görülecek yeri var. İtalya’nın diğer bölgelerine kıyasla, farklı bir atmosfere sahip ve gittiğinize değecek bir şehir. Palermo şehri, saraylar, kiliseler ve Arap, Norman etkilerinin bulunduğu kültürü ile sizleri etkileyecek. The Cathedral ve Palazzo dei Normanni’yi de ziyaret etmeyi ihmal etmeyiniz. Palermo, yemek kültürü ile ünlüdür ve burada ziyaretçileri şımartmak için birçok lezzetli yemek yapılır. Bu şehirde pahalı restaurantlar bulabileceğiniz gibi, yolda bulunan Vucciria’da, Capo or Ballaro’nun telaşlı marketlerinin bulunduğu yerlerde, sokak yiyeceklerini de tadabilirsiniz. Palermo bir liman kenti olmasından dolayı, şehrin içinde herhangi bir plaj yok. Buna ek olarak kuzeyde yer alan Mondello Kasabası’nda, yaklaşık bir mil uzunluğundaki güzel sahilleri bulabilirsiniz. İki uçurum arasında bulunan altın renkli kumları ve mavi/yeşil renklerinde bulunan suları ile sizlere harika bir görüntü sunuyor.

Bergamo

İtalya, Bergamo

Beklenmedik Güzellik Bergamo, İtalya’nın Lombardy Bölgesi’nde, Milan’ın 40 kilometre kuzeydoğusunda yer alıyor. Şehir esasen, Aşağı ve Yukarı şeklinde 2 bölüme ayrılmış durumda. Yukarı Şehir (İtalyanca: Città alta, eski şehir) olarak adlandırılan bölüm, daha çok tarihi ve kültürel yapısıyla öne çıkarken, Aşağı Şehir ise daha modern yapısıyla karşımıza çıkıyor. Şehrin ikiye ayrılması, büyük olduğu anlamına gelmiyor. Fakat iki bölge arasında geçiş zorlu ve çileli olabiliyor. Teleferikler ise bu iki bölgeyi birbirine bağlıyor. Özünde Città alta ve tüm şehirdeki olay Vecchia Meydanı. Buranın çevresinde, Bergamo’nun çeşitli dönemlere ait muhteşem mimarisini bulacaksınız. Buraya ayak uydurmaya çalışın ve acele etmeyin.

Yorumda Bulun