Yeni Zelanda Pasifik Okyanusunun güneybatısında yer alan bir ada ülkesidir. Güney Yarım kürede yer alan Yeni Zelanda ile Avustralya arasında 1500 km vardır.
Yeni Zelanda Ülkesi Güney ve Kuzey Adaları olmak üzere iki büyük adadan ve birçok küçük adadan oluşmaktadır. Birçok adadan meydana gelen Yeni Zelanda Ülkesi çok sayıda bölgeye ayrılmıştır.
Ülkenin başkenti Wellington şehridir. Wellington şehri Okyanusya Kıtası’ndaki en kalabalık başkenttir. Ülkenin resmi dilleri Maori dili ve İngilizcedir. Seküler bir devlet olan Yeni Zelanda ülke halkının büyük bir çoğunluğu Hristiyanlık dine mensuptur.
Yeni Zelanda, dünyanın sonundaki yermiş gibi görünse de, seyahat meraklıları ‘’Uzun Beyaz Bulutların Ülkesi’ne’’ (Aoetaera) yolculuk yapmayı bırakmıyor. Volkanik dağlardan oluşmuş yeşili bol Kuzey Adası’nın güneye giderken dağlık bölgeleri artar. Yeni Zelanda, bir seyahat için hemen hemen istediğiniz her şeye sahiptir. Zengin Maori mirasıyla, muhteşem kumsalları, jeotermal kaplıcaları, sayısız spor alternatifleri, Yüzüklerin Efendisi filminin çekildiği mekanlar ve gelişen şarap kültürüyle turistlerin buraya aşık olmalarına şaşmıyoruz.
Güney Yarımküre’de yer alan Yeni Zelenda ülkesini ziyaret etmek için en uygun dönem bahar aylarının yaşandığı Eylül ve Ekim aylarıdır. Yeni Zelanda ülkesine Türkiye’den direkt uçuş bulunmadığından dolayı Bankong, Hong Kong gibi ülkeler üzerinden aktarmalı olarak ulaşım sağlanmaktadır.
Hobbiton
Uçuk kaçık hayallerin tamamlandığı yer Hobbiton. J.R.R Tolkien’in ünlü Yüzüklerin Efendisi ya da Hobbit kitaplarının bir fanı iseniz, bu yeri mutlaka biliyor olmalısınız.
Burası bir film seti dizaynı. Filmden sonra, turistler için gezinti alanına dönüştürüldü. Burada filmlerin bazılarında kullanılmış 37 tane Hobbit oyuğu bulunuyor, bunun yanında bahçeler, bir köprü, bir değirmen ve bir de ‘the Green Dragon Inn’ (Yeşil Ejderha Hanı) bulunuyor. Peter Jackson, yapacağı bu filmlerin ortamı için Yeni Zelanda’yı seçmekte iyi bir karar vermiş.
Buradan daha iyi bir film seti yeri hayal edemiyoruz. Bu durum, Yeni Zelanda’daki turizmde sansasyonel bir canlanma, gerçeklik ve fantazi arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran, çok değerli ve küçük bir ‘Hobbiton’ yarattı. Bazı yabancı ögeler de bu fantastik olgunun içine dahil oldu. Örneğin, Yeni Zelanda Hükümeti bazı film karakterlerini içeren madeni paralar bastılar. Bazıları kitaplarda yaratılan dillere özgüydü (Örn, Dwarfça gibi) ve bu paralar yasal olarak kullanılmakta.
Tongariro Ulusal Parkı
Alp Manzarası ve Volkanlar 3 aktif volkan, dindar Mâori Bölgesi ve kayakçılık. UNESCO Dünya Mirası Alanı statüsü, kaplıcalar, dağlar, göller. Tamam, birkaç kelime ile bu yerin ön gösterimini yaptık.
Dürüst olup, şimdiden ikna olduğunuzu itiraf edebilirsiniz. Burası Yeni Zelanda’daki Kuzey Adası’nın kalbinde duran Tongariro Ulusal Parkı. Parkın boyutu neredeyse 800 km2 ve kuruluş tarihi 1887’ye kadar gitmekte.
Ülkedeki bu ilk ulusal park, hem doğal güzelliği hem de kültürel mirasıyla göz doldurmakta. 3’ü de aktif volkan olan Tongariro, Ruapehu ve Ngauruhoe Tepeleri buranın merkezini oluşturuyor. Bu tepelerin etrafını çevreleyen ormanlar, göller, nehirler ve akarsuların yanında Alpler’in saf güzellikteki görüntüleri var.
Parkın en çekici yanı ise, Tongariro Alp Geçidi. Bu yolculuk sizleri parkın geçmişine kadar götürecek. Uyarıda bulunmamız gerekirse, kışları bu gezintiler sadece parkta biraz yürüyüşle sonlanabilir. Ve buraya gerekli ekipmanlarla, hazır bir şekilde gelmelisiniz.
Northland
Kışsız kuzey burası, bütün Yeni Zelanda’nın başladığı, esas yerlilerin kıyıya kanolarla yerleştiği, İngilizlerin filolarını indirdikleri, çifte velayet altında bir milletin doğduğu, 1840 yılında Waitangi Antlaşması’nın imzalandığı yerdir.
Burası, yerlilerin kalbinde ve hafızalarında oldukça önemli bir anlam taşıyor. Ama burada olma sebebinize gelecek olursak, burası belli bir kış ayına sahip olmayışı ile ünlenmiş. Bu tabii ki doğru. Ülkedeki en iyi hava koşullarına sahip. Bu bölgede yılın neredeyse tamamında, subtropikal iklim hakim.
Avustralya ve Yeni Zelanda arasındaki Tasman Denizi’nin, okyanusla çarpışmasını izleyebileceğiniz çok kuzeydeki bu noktada bir mola verelim. Eğer, diğer birçok turist gibi sizin de yolunuz buralara düşerse, Northland’e gitmek oldukça bilge bir seçim olur. Artık Auckland’e yakınsınız. Buralarda olduğunuz süre boyunca, kıyıya oldukça yakınsınız. Ayrıca burada oldukça değerli yerler var.
‘Bay of Island’ gibi, inişli çıkışlı yeşil tepelerle karşılaşabilirsiniz ve burası ülke tarihinin en can alıcı noktası. Şunu da belirtmeliyiz ki, aileler için oldukça ideal aktivitelere sahip bir bölge.
Milford Sound
Gerçeküstü Milford Sound, Yeni Zelanda’daki Güney Adası’nın güney bölümünde bulunan bir fiyort. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Te Wâhipounamu’nun bir parçası.
Eğer bu korku uyandırıcı manzara için Yeni Zelanda’ya gelirseniz, buradaki geziniz için çıkaracağınız ‘mutlaka görülmesi gereken yerler listesi’ içinde Milford Sound, zirvede olmasa bile listenin oldukça üst sıralarında olacak. Milford Sound, oldukça gerçeküstü bir yer. İlk göz gezdirmenizde sizde merak uyandıracak ve başka bir dünyada olduğunuzu düşündürecek çeşitte görüntüler sunacak.
Milford Sound, sarp kayalıklı uçurumlarla çevrili derin karanlık sular şeklindedir. Hatta bazılarının tepelerini karlar kaplar. Güneş düz şekilde yükseldiğinde, derinlerde yeşil ağaçlar ve yukarıdan aşağıya doğru çalılar bir battaniye gibi üzerini kaplar. Buradaki sularda penguenler, fok balıkları, yunuslar ve hatta balinalar bulunur. Bunun yanında uçurumlardaki yağmur ormanları, şelalelere, göllere ve buz kütlelerine ev sahipliği yapar.
Buradaki hava durumları biraz anormal. Bu alan yıllık 7-9 metre arasında yağmur alır. Bize inanmalısınız, yüzlerce seyahat noktası inceledik ama böylesini daha önce hiç görmedik.
Milford Sound’u gezmenin en iyi yolu, ya yürümek (Milford Track (rotası) bir klasiktir) ya gezi güzergahını takip eden bir tekne turu ya da bir kayık turu olacak.
Wellington
Rüzgarlı Şehir
Wellington, Auckland’dan sonra Yeni Zelanda’nın en büyük ikinci şehri ve aynı zamanda Yeni Zelanda’nın başkenti. Bulunduğu konum ise Kuzey Adası’nın güneyinin bitiminde. Burası aşırı rüzgarları ile ünlü ve bu sebepten uluslararası havaalanında birçok tatsız kazalar yaşanıyor. Şehir olağanüstü bir şekilde ayarlanmış yumuşak tepeler ve engebeli, zikzaklı sahilin arasında yer alıyor.
Turistleri Wellington’a getiren sebep, resmedilmeye değer manzaralarının kombinasyonudur. Bu canlı şehir ziyaretçilerine kültür ve sanattan oluşan deneyiminin yanı sıra büyük mutfak sunumları ve ziyafet deneyimi yaşatıyor. Tüm bunların hepsi, şehir sınırları içinde yer alıyor. Yeni Zelanda Müzesi (Te Papa), Victoria Dağı manzarasından bir görüntü ve Wellington Teleferiği buradaki en önemli turistik yerler.
Ayrıca burada bulunan çok sayıda müzeye, manzaraya ve sanat galerisine gidin ve keşfedin. Birkaç ilginç kafe ve etnik açıdan oldukça farklı restaurantlar bulmak için, Cuba Caddesi veya Courtenay mahaline gidebilir, etrafta birkaç tur atabilirsiniz.+
Dunedin
Güneyin Edinburgh’u
Dunedin, Yeni Zelanda’da bulunan Güney Adası’nın ikinci büyük kenti (116,200 nüfusu ile) ve İskoç mirasından dolayı derinden bir gurura sahip olduğu, Otago Bölgesi’nin ana yeri. Bu şehir, İskoç şehirlerine oldukça fazla benziyor ve İskoç Gal’den Edinburgh (Dùn Èideann) lakabını alır. Tabii bu kötü bir şey değil. Burada Edward ve Viktorya tarzı mimari korunmuş, kendinizi gerçekten Avrupa tarzı yerlerde hissedersiniz. Bu özellikleri ile şehir, ziyaret edilmesi gerekli yerler arasına girmiştir. Buna ek olarak Avrupa tarzı bir şehir kurmak istiyorsanız, çalışabileceğiniz en kolay noktada değilsiniz.
Baldwin Caddesi, dünyanın en dik yerleşim caddesi (%35’lik bir eğim) ve şehrin inşa edildiği tepe, manzaraların bir temsilcisidir. Belediye Binası, Aziz Paul Katedrali ve şair Robert Burns heykelini keşfetmeye başlamak için merkezi ve hareketli Octagon’dan daha iyi bir yer yoktur. Başka bir yerde ise Larnach Kalesi ve Dunedin Demiryolu İstasyonu gibi bu şehri özetleyen yerler, ilginç tarihi mimarinin diğer örnekleri arasında. Kültürel cephede ise (bu bölgedeki insanların hikayesini anlatan) Toitu Otago Settlers Müzesi, Otago Müzesi (kültür, doğa ve bilim) ve Dunedin Halk Sanat Galerisi görülmeye değer yerler.
Büyük öğrenci nüfusuyla Dunedin; gece hayatı, restoranları ve her zaman yapabileceğiniz bir aktivitesi bulunan iyi ve çeşitli bir yer. Otago Yarımadası’nın vahşi hayat zenginliği (Fok balığı, penguenler, albatros ve deniz aslanları) ve harika bir liman kenti manzarası şehirden dışarı çıkmaya değer. Eğer bu şehirden fazla uzaklaşma riskini göze alamayacaksanız, St. Clair sahili ayaklarınızı suya sokabileceğiniz en iyi yerdir. Ayrıca çikolatalı şeyleri seviyorsanız, direkt olarak Cadbury Dünyası’na yol alınız.
Not: Dunedin, hava yollarına olan uluslararası bağlılığından dolayı Yeni Zelanda turuna başlamak için iyi bir başlangıç noktası olacaktır.
Queenstown
Yeni Zelanda’nın Macera Başkenti
Queenstown, Yeni Zelanda’nın Güney Adası’nın Otago Bölgesi’ndeki bir kasabası. Bu olağanüstü yer Güney Alpleri’nin etrafını çevreleyerek uzanan turkuaz Wakatipu Gölü üzerinde yer alır. Remarkables Sıradağları zirvesinin 2.319 metre olmasından dolayı dağların en dikkat çekenidir. Turistler buraya dünyanın her yerinden gelerek (nüfusu 16,000 olan küçük bir kasaba fakat Auckland, Sydney, Melbourne ve Brisbane gibi şehirlerin uluslararası havaalanlarına direkt olarak bağlı) yürüyüşe, dağ tırmanışlarına veya çok daha maceralı seçenekler olan bungee jumping, yamaç paraşütü, kanyon gezileri veya raftinge giderler. İnsanlar kış aylarında buraya kayak yapmaya ve Queenstown’da daha huzurlu hissetmeye gelirler. Yaz aylarında ise gençler gece hayatı ve yapılacak pek çok aktivite opsiyonu için gelirler. Bu kasaba ufak olabilir ama yine de etrafında bulunan 30 bara ev sahipliği yapar.
Napier
Art Deco Tarzı ve Üzüm Bağları
Hawke Körfezi’ne bakan Yeni Zelanda’nın Kuzey Adası’nda bulunan Napier, 60.000 nüfuslu bir ada. 1931 yılında şehir büyük bir deprem ile dümdüz olunca o zamanlarda en moda tarzlar olan, art deco ve farklı bir dış cephe mimarisi ile yeniden inşa edildi. Art deco mimarisinin yanı sıra, Waimarama plajları ve Okyanus Plajı oldukça yakın. Etrafını çevreleyen alan üzüm bağlarıyla dolu ve Te Mata Tepesi’ndeki noktaya bakar.
Waiheke Adası
Auckland’ın Kıyılarında
Yeni Zelandalılar’ı kıskanmadığımız doğru değil. Üstelik bu insanlar Hauraki Körfezi’nde yatan bir Waiheke Adası’na sahipler. Zümrüt sularıyla, sessiz beyaz kumlu plajları ve üzüm bağlarıyla dolu tropikal adaya, dünyanın yarısını gezmiş insanlar bile tereddütsüz gider. Adanın kendi uzunluğu 19 km ve genişliği 9 km. Bu onu yürüyerek gezilemeyecek kadar geniş bir yer yapmasına rağmen yürüyüş için harika. Yürüyüşün yanı sıra bisiklet kiralayabilir (hatta araba) ve etrafı bu şekilde keşfedebilirsiniz.
Waiheke’de plajlara gidebilir (Onetangi Plajı kuzey kıyısında yer alır, genellikle sessiz olan çok güzel bir yer), üzüm bağlarını gezebilir, şarap tadabilir ve güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Ayrıca, bu adayı ev olarak adlandıran birçok sanatçının el yapımı eşyalar sattığı butikler, galeriler ve heykel parkları da ilgi çekicidir.
Not: Waiheke hiç de ucuz değil. Üzüm bağlarına girip bir yemek yemek, size oldukça pahalıya mal olabilir.
Christchurch
Tuhaf İstikamet Christchurch
Yeni Zelanda’nın Güney Adası’nın en büyük şehri, Christchurch Canterbury Bölgesi’nde yer alan 400.000 nüfuslu bir yer. Burada 2010-2012 yılları arasında meydana gelen 4 büyük deprem binalarda çok geniş çaplı hasarların oluşmasına ve çok sayıda can kaybına neden olmuş. Depremin yıkıcı etkisinin ardından, klasik çekicilikler hızlıca yeniden canlanıyor ve oluşan dramın dışarıya yansıyan ve ağır basan kötü enerjisinin yerini şehri yeniden inşa etmek için oluşan pozitif enerji yer alıyor. Burada bulunan Katedrale’nin restore edilmesi oldukça zaman alacak. En azından şu anda Botanik Bahçeleri, Canterbury Müzesi, Christchurch Gondol ve New Regent Caddesi gibi resmedilmeye değer, yeniden ziyaretçilere açılmış durumda olan yerlere göz atabilirsiniz.
Auckland
Yelkenler, Plajlar ve Volkanlar Kenti
Auckland, Yeni Zelanda’nın en büyük şehri. Yaklaşık 1.5 milyon nüfusu ile aynı zamanda ülkenin 3’te 1’lik kısmını oluşturur. Yeni Zelanda’nın Kuzey Adası’nda bulunan ve küçük miktardaki toprakların birleşerek bir araya geldiği bir yer. Auckland, dünyanın en büyük Polinezya nüfusuna sahip şehri. Şehir, tüm şekil ve formlarda ilgi çeken alanlarının doğal manzarasını birlikte sunar (Turkuaz sular, plaj adaları, volkanlar, yağmur ormanları).
Güneşli bir iklime sahip olan Auckland, harika bir tatil beldesi. Şehrin batısındaki yağmur ormanları tepeden aşağıya doğru iner ve kıyıda siyah kumlu plajlar ile buluşur. Şehrin kuzeyinde, etkileyici sahillerin arasında, şaraptan bir ülke bulacaksınız. Burası en iyi bilinen Rangitoto Adası’nın 48 yanardağı ile çevrelenen Auckland Bölgesi. Günlük dağ gezileri için harika bir hedef.
Şehrin içinde ikonik Sky Tower, sizlere şehrin çevresine ait harika bir manzara sunar. Şehrin gece hayatı canlı. Partiyi sevin ya da sevmeyin rahat bir içki içebileceğiniz ya da bir lokma bir şey yiyebileceğiniz uygun yerler bulabilirsiniz. Alışverişte lüks markaları içeren mağazaların büyüsünde aradığınız her şeyi bulabilirsiniz.
Thames
Altına Hücum Eden Kasaba
19. yüzyılda Yeni Zelanda’nın Thames köyüne altın için akın edilmiş. Bu durum, ülkenin ikinci büyük şehri olarak gelişim kazandırmıştır. Zengin olmak isteyenlerin gittiği ve altının azalarak bitmesinden sonra şehir, günümüzde 7000 civarı nüfusa sahip.
Thames, Coromandel Yarımadası’nın güneybatısına dayanan, Yeni Zelanda’nın Kuzey Adası’nda yer alır. Aynı zamanda Waihou Nehri’nin aktığı yerdir. Düz arazileri yaran nehir, hemen önünde dışarı akan sakin sular, kasabanın arkasında Coromandel aralıklarında yükselen dağlar ve kuzeydeki sonsuz plajlar… Yakınlarında bulunan Kauaeranga Vadisi, nehirleri, ormanı ve şelaleleri ile yürüyüş ve kamp alanı olarak kullanılır. Bisikletle veya yürüyerek sahil kıyısında gezebilirsiniz. Kasaba iki müzeye ev sahipliği yapıyor ve pek çok sayıda bar, restoran, kafe ve ilginç dükkanlar bulunuyor.
Nelson
Harika Manzarayı Keşfetmek İçin İyi Bir Başlangıç
Bu genel bir söylem olacak (lütfen bize kızmayın) ama Nelson’ın etrafındaki harika manzarayı gördünüz mü? O falezli kıyı manzarasını, altın kumsalları, arka plandaki engebeli üzüm bağlarını, güneşli havalarını… Eğer Yeni Zelanda gibi yaşam kalitesi yüksek bir ülke ile en iyi yaşam kalitesine sahip şehirlerden birinde bulunmak istiyorsanız yukarıda söylenenler hepsini karşılıyor sanırım, sizce de öyle değil mi?
Nelson, Yeni Zelanda Güney Adası’nda bulunan 60.000 nüfuslu bir şehir. Kıyı kasabasında yer alan, Abel Tasman Ulusal Parkı’nın yanı başında ve Kahurangi Milli Parkı’na ulaşabileceğiniz bir konumda bulunuyor. Burada yapabileceğiniz şeyler için doğal konumlardan çok da uzağa gitmeye gerek yok sanırım. Yamaç paraşütü, yelkencilik, dalış, yürüyüş yapabilir, bisiklet sürebilir, yüzebilir veya burada bulunan üzüm bağlarından alabileceğiniz güzel bir bardak şarap ile güneşin tadını çıkarabilirsiniz.Tamamen sizin tercihiniz.
Biraz arka planda bırakılmasına rağmen Nelson’ın merkezi vakit geçirmek için oldukça hoş bir yer. Çoğu sanat galerileri ve şehrin çevresindeki el sanatı dükkanları, bir de mutfakla ilgili mükemmel olanakları, enerjik yerel sanat sahnesiyle birlikte ülkenin kültürel eğlence yerlerinden biri. Tüm bu saydıklarımız, keşfe çıkabileceğiniz harika yerler arasında.
Kaikoura
Her Şey Doğanın Sunduğu
Kaikoura, Canterbury’nin kuzey bölgelerinde bulunan yaklaşık 2000 kişilik bir kasaba. Yeni Zelanda’nın Güney Adası’nın kuzeyindeki bir bölgede bulunuyor. Bu sahil kasabası, Blenheim’dan 1.5 saat, Christchurch’dan 2,5 saat araba yolculuğu uzaklığında bulunuyor. Sahili, düz otlakları, gürleyen nehirleri, arkasında yükselen Alpler ile doğanın sunabileceği her şey burada yer alıyor. Karla kaplı Seaward Kaikoura Dağları, neredeyse okyanusa yakın bir konumda ve birkaç kilometre iç kısımda yükseliyor.
Kaikoura kasabasında ne yapılacağına gelirsek, bu oldukça kısa bir liste olacak. Kaikoura, sizleri buraya çekebilecek tipik bir sakin plaj kasabası. Burada bulunan bir şey, beklentilerinizin çok daha ötesinde olabilir, o da deniz ürünleri. Aynı zamanda bir yerinde adı olan Maori (Türkçeye çevrildiğinde “kerevit”) ilginizi çekebilir, çekmeyedebilir tabii ki, fakat söylenecek bir şey var ki burada yapılan deniz ürünleri hem sürekli tazeliğini koruyor hem de oldukça lezzetli yapılıyor.
Kasabanın içinde yapılacakların yanında sorulan bir diğer soru da, şehrin etrafında ne yapılacağı.Yapılacaklar listesi burada uzuyor. Örnek verecek olursak: Binicilik, (dağ) yürüyüş, dalış, sörf, yunuslarla yüzme ve daha nicesi. Ayrıca burası ile özdeşleşmiş bir diğer aktivite de balinaları izlemek. Kaikoura’nın etrafında bulunan denizlerin neredeyse tamamı dev yağlı balinalar ile dolu, buraya bir profesyonel eşliğinde helikopter ile yaklaşmak en popüler yöntem.
Not: Kaikoura, Yeni Zelanda’ya olan uluslararası bağlılığından dolayı, bir Yeni Zelanda turuna başlamak için oldukça iyi bir başlangıç noktası. Ayrıca Dunedin de iyi bir başlangıç noktası olabilir.