Akdeniz Bölgesi’nin batısında, Göller Yöresi olarak bilinen bölgede yer alan Burdur, geçmiş dönemlerde Ege Bölgesi’nden Akdeniz kıyılarına kadar uzanan yollar üzerinde önemli bir konaklama merkezi olmuştur. Cumhuriyet dönemi ile birlikte karayollarının düzelmesi ve demiryolu bağlantısının sağlanmasıyla günümüzde de bu işlevini sürdürmektedir. Kentin bugünkü adının, Antik çağlarda yöreye verilen “Polydorion” adından geldiği tahmin edilmektedir.
Şeker ve gülyağı fabrikaları Burdur ekonomisinde önemli yer tutar. Ayrıca üretilen el dokuması halılar, geleneksel el sanatları dericilik, bakırcılık ve göl turizmi de kentin önemli gelir kaynaklarındandır. Cilalı Taş devrinden bu yana yerleşimin bulunduğu Burdur ve yöresi, günümüze ulaşan buluntu ve kalıntılar yanında, daha geç yüzyıllara ilişkin yapılarla Türkiye’nin önde gelen arkeoloji ve sanat tarihi alanlarından biridir.
Burdur’da karasal iklim hakimdir. Şehri çevreleyen yüksek dağlar bölgeyi Akdeniz ikliminden ayırır. Burdur’da yaz ayları sıcak ve kurak; kış ayları ise soğuk ve sert geçmektedir. Kış aylarında çok fazla yağış görülür. Yılın en sıcak ayı olan Temmuz’da ortalama hava sıcaklığı 23 – 25 derece iken; en soğuk ay Ocak’ta ortalama 0 – 2 derecedir. Burdur’u ziyaret etmek için en ideal dönem ilkbahar ve sonbahar aylarıdır.
Ulu Camii
Burdur gezilecek yerler listesinin ilk sırasında bulunan Ulu Camii, Burdur şehir merkezindeki Pazar Mahallesi’nde, yüksek bir tepe üzerinde konumlanır. Kayıtlara göre, 1300 yılında Hamitoğlu Dündar Bey tarafından yaptırılmıştır. Kesme blok taşlar ile inşa edilen cami, ahşap tavanlı ve kiremit çatılıdır. Caminin, Selçuklu Devleti ve beylikler döneminin Ulu Camiilerinin mimari karakterine uygun olarak, kuzeyi, doğusu ve batısından üç girişi bulunmaktadır.
İncirhan
Bucak ilçesinin yaklaşık 15 kilometre batısındaki İncirdere Köyü’nde konumlanan İncirhan’ın, Anadolu Selçuklu sultanlarından Gıyasettin Keyhüsrev Bin Keykubat tarafından 1238 yılında yaptırıldığı tahmin edilir. Hanın büyük kısmı tahrip edilmiştir ancak halen ayaktadır. Han, kitabeli taç kapısı, kemerli girişi ve sütunların üzerindeki desenleri ile dikkat çekmektedir.
Susuz Kervansarayı
Anadolu Selçuklulardan kalma Susuz Kervansaray, 13. Yüzyılda inşa edilmiştir ve Bucak ilçesinin Susuz Köyü’nde yer alır. Kareye yakın dikdörtgen planı ve desenlerle bezeli tak şeklindeki giriş kapısı oldukça ilgi çekicidir.
Taş Oda
Merkez ilçesinin Pazar Mahallesi’nde konumlanan Taş Oda, 17. Yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerindedir. Kınalı Aşiretinden Emin Bey tarafından inşa ettirilen yapı, 1988 yılında restore edilmiştir. İki katlı binanın birinci katı taş, ikinci katı ise kerpiçten yapılmıştır.
Bakibey Konağı
“Koca Oda” olarak da bilinen Bakibey Konağı, Merkez ilçesi, Değirmenler Mahallesi, Divanbaba Caddesi’nde konumlanmaktadır. 17. Yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin bir diğer örneği olan yapı, Kültür Bakanlığınca kamulaştırılmış ve turizme açılmıtır. Bakibey Konağı, taş temelin üzerine ahşap ve kerpiç duvarlardan oluşan iki katlı bir yapıdır.
Mısırlılar Evi
Hinnaplı ev olarak da adlandırılan Mısırlılar Evi, Merkez ilçesinin Oluklar Altı Caddesi’nde konumlanır. 19. Yüzyılda inşa edilen iki katlı yapının alt katında kışlık odalar ve kiler, üst katında ise ortadaki sofaya açılan odalar yer alır. Ahşap işlemeli tavanları ve ahşap panjurlu çok sayıdaki pencereleri ile kendine özgü bir mimariye sahiptir.
Burdur Gölü
Göller Bölgesinde yer alanBurdur Gölü, Burdur – Isparta arasında uzanır ve Türkiye’nin en büyük yedinci gölüdür. Deniz suyundan iki kat tuzlu suya sahip olan Burdur Gölü, Söğüt Dağı ile Suludere Yayla dağ kütlelerinin arasında oluşan tektonik çöküntünün dolmasıyla oluşmuştur. Kapalı bir havzada yer alan gölde akıntı yoktur ve ülkenin en derin göllerindendir. Burdur Gölü, besin açısından çok zengin olmamasına rağmen 300 bine yakın su kuşuna ve nesli tükenmekte olan “dikkuyruk” ördeklerine ev sahipliği yapar.
Salda Gölü
Yeşilova ilçe merkezine 6 kilometre uzaklıkta bulunan Salda Gölü, yaz ve kış aylarında turizm hareketliliğinin yaşandığı bir güzergahta yer alır. Kampçıların ve bisikletçilerin popüler rotalarından olan 47 kilometrekarelik Salda Gölü, Türkiye’nin en derin göllerinden biridir. Göl çevresinde doğal kumsallar ve ormanlar bulunur. Göl ve çevresi, 2. Derece Doğal Sit Alanı olarak kabul edilmektedir.
İnsuyu Mağarası
İnsuyu Mağarası, Burdur – Antalya karayolunun 13. kilometresinde, Mandıra Köyü’nde konumlanmaktadır. 597 metre uzunluğundaki yatay mağara, Türkiye’de turizme açılan ilk mağaralardan biridir. Kalker tortuları ile oluşan sarkıt ve dikitlere bakılarak mağaranın binlerce yıl önce oluştuğu tahmin edilir. İnsuyu Mağarası, 9 Temmuz 1976 tarihinde Birinci Derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiştir.
Sagalassos Antik Kenti
Burdur şehir merkezine 33 kilometre uzaklıkta, Ağlasun ilçesinin 7 kilometre kuzeydoğusunda konumlananSagalassos Antik Kenti, Antik Yunan’da Pisidya’ya başkentlik yapmıştır. Günümüzde; şehrin pek çok yapısı kısmen ayaktadır. Sagalassos, 1990 yılında Leuven Katolik Üniversitesi’nden gelen Belçikalı ekibin yaptığı kazılar sonucu ortaya çıkmıştır. Antik kent; 9.000 kişilik, dünyanın en yüksek rakımlı tiyatrosu, kendine özgü kaya mezarları ve Roma hamamı ile bilinmektedir.
Kremna Antik Kenti
Kremna Antik Kenti, şehir merkezinden 45 kilometre uzaklıkta, Bucak ilçesinin 25 kilometre doğusundaki Çamlık Köyü’nde bulunmaktadır. Antik kent ilk olarak, 1970-1972 yılları arasında, Jale İnan tarafından kazılmıştır. Bir Pisidya şehri olan Kremna, altın çağını M.S. II. yüzyılda yaşamıştır. Akropol kısmında yer alan forum, bazilika, kilise ve kütüphane yapıları oldukça etkileyicidir. Kazılar sonucu çıkarılan dokuz adet mermer tanrı heykeli Burdur Müzesi’nde sergilenmektedir.
Kibyra Antik Kenti
Burdur, Kibyra Antik Kenti
Likya antik kenti Kibyra, Burdur il merkezine 110 kilometre uzaklıktaki Gölhisar ilçesinin batısında yer alır. Deniz seviyesinden 1100 – 1300 metre yükseklikte bulunan Kibyra Antik Kenti, antik dönemlerden günümüze, limanları iç bölgeye bağlayan bir kavşak noktasıdır. Kibyra’da günümüze değin gelen yapılardan en önemlileri; stadyum, agora, meclis salonu, tiyatro ve su yoludur.
Burdur Arkeoloji Müzesi
Burdur, bulunduğu konum sayesinde Akdeniz, Ege ve İç Anadolu medeniyetlerinin ortak hazinesine sahiptir. 1969 yılında açılan Burdur Arkeoloji Müzesi, günümüzde içinde barındırdığı 50.000’den fazla eserle Türkiye’nin sayılı müzelerinden biridir. Müzede yer alan eserler, 9.000 yıllık bir geçmişi gözler önüne serer. Burdur Müzesi; Bahçe, Heykel Salonu ve Küçük Eserler Salonu olmak üzere üç bölümden oluşur.
Sagalassos: Burdur’a 30 km. Ağlasun 7 km. uzaklıktadır. Bugün kalıntıları hala ayakta olan ve Belçikalı bir ekiptarafından kazısı yapılan antik şehir, M.S II. yy.da en parlak dönemini yaşamıştır.
Cremna: Burdur’a 45 km. uzaklıkta bulunan Bucak ilçesinin 25 km. doğusundaki Çamlık Köyü’ndedir. En parlak dönemini M.S. II yy.da yaşayan Cremna Antik Kenti bir Psidya şehridir. Roma Çağı’na ait eserler hala ayaktadır. Akropol (yukarı şehir) kısmında forum (meydan), bazilika (mahkeme salonu) kilise Elsodra (Kemerli yapısı) ve kütüphane yapısı vardır. Bu binada yapılan kazılar sonunda içinden 9 adet mermer tanrı heykeli ortaya çıkarılmıştır. Bunlar Burdur Müzesinde sergilenmektedir.
Cibyra: İl merkezine 108 km. uzaklıkta bulunan Gölhisar ilçesinin batısında bulunan üç tepe kurulu olan Cibyra Antik kenti Oineanda Balbura, Bubon (İbecik) antik şehirlerinin birleşerek meydana getirdikleri Tedropolis’in başkentidir. Cibyra’da ayakta kalan başlıca yapılar; stadyum, aşağı ve yukarı agora, Belediye meclis salonu, tiyatro, mezarlılar ve anıtsal su yoludur.
Kuruçay Höyüğü: Burdura 15 km. uzaklıkta Kuruçay köyü sınırları içinde prehistorik bir höyüktür.
Ne Alınır ?
Bakırcılar çarşısında işlenerek süslenmiş bakır hediyelik eşyalardan alınabileceği gibi özel sipariş de verilebilir.
Ne Yenir ?
Burdur il merkezi Yukarı Pazar Semtinde üretilen “ceviz ezmesi” olarak adlandırılan ceviz tatlısı ve Burdur’a has “Burdur şiş” tadına bakmaya değer. Sagalassos Antik Kenti yolu üzerinde bulunan alabalık tesislerinde dinlenerek, yöreye has yoğurt ile alabalık yenebilir.
Yapmadan Ayrılma
İnsuyu mağarasını görüp, şifalı suyundan içmeden,Sagalassos Antik Kentini görmeden,Burdur Müzesini ve il merkezindeki Osmanlı Dönemi sivil mimari örneklerinden Taşoda ve Çelikbaş Konaklarını ziyaret etmeden,İl merkezi, Yukarı Pazar Semtinde üretilen “ceviz ezmesi” olarak adlandırılan ceviz tatlısından, Burdur’a has “Burdur şiş” ten ve Sagalassos Antik Kenti yolu üzerinde yöreye has yoğurt ile alabalık yemeden,
1 Yorum