M.Ö. 4000 yıllarına kadar uzanan bir tarihe sahip Kayseri, Orta Anadolu’nun en önemli ticaret ve sanayi merkezlerinden biridir. Ticaretin yanında tarım da kentin sosyal ve ekonomik refahı için hayati bir öneme sahiptir. Kayseri son dönemde yapılan yatırımlar ile ülke genelinde mobilya sektörüne yön veren bir merkez halini almıştır.
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri, milattan önce kurulmuş bir şehirdir. Şimdiki şehir merkezine 22 km uzaklıkta kurulan Hitit şehri Kültepe (Kaniş) ile tarihteki yerini alan ve pek çok farklı isimle kendine yer edinen Kayseri, Asurlular döneminde önce Kanisti, sonra Frig dilinde Zeus anlamına gelen Mazaka olarak anılmıştır. Asurlulardan sonra M.Ö. 6. yüzyılda Persler tarafından istila edilip, M.Ö. 380 yılında ise Kapadokya Krallığı’nın merkezi olmuştur. M.Ö. 380 – M.S. 17 yılları arasında Kapadokya Krallığı’nın başkenti olan şehir, 17 yılında önce Roma İmparatorluğu’nun sonra Roma’nın ikiye bölünmesiyle de Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiştir. Bu arada 690, 726, 729 ve 732 yıllarında İslâm orduları Emeviler tarafından dört kez istila edilmiş fakat her seferinde yeniden Bizans’ın eline geçmiştir.
Türkler, Malazgirt Zaferi’nden birkaç yıl önce bölgeyi ele geçirmişlerse de tam olarak 1071’de Selçuklular tarafından alınan ve hakimiyet kurulan Kayseri, beylikler döneminde İlhanlılar, Eratnaoğulları, Karamanoğulları ve Dulkadiroğulları gibi farklı Türk beylikleri tarafından yönetilmiştir. Şehir, 1015’te ise kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır. Saltanatın kaldırılıp Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra, 1988 yılında çıkarılan kanun ile de sınırları 20 km kadar genişletilip, bugünkü haliyle büyükşehir unvanını almıştır. Asur ticaret kolonileri çağından beri her döneminde önemli bir ticaret merkezi olan şehrin bugünkü tarihi ve kültürel dokusunun çeşitliliği, tüm bu uygarlıkları topraklarında barındırmasından gelir.
Kayseri’de Gezilecek Yerler
Yüzyılların getirdiği çok kültürlü tarihi nedeniyle adeta bir açık hava müzesi olan Kayseri’de gezilecek yerlerin başında tarihi yapılar gelmektedir. Cumhuriyet Alanı’nda yer alan ve Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat tarafından Moğol İstilası’na karşı yaptırılan Kayseri Kalesi, şehirde ziyaret etmek isteyeceğiniz ilk yerlerden. İç ve dış kale olarak iki kısımdan oluşan kalenin bir bölümü Bizans döneminde yapılmıştır. Sur duvarları 3 metre genişliğindedir ve iç kalenin bugün oldukça iyi durumda olmasının da sebebi bu sur duvarlarıdır. Dış kaleden kalan burçlar ise şehrin çeşitli mahallelerinde görülebilir.
Prehistorik çağ seramikleri, Hititlerden Bizans’a uzanan eserleri ile gezi listenizin üst sıralarında yer almayı hakeden Arkeoloji Müzesi’nin yanında İstasyon Caddesi yakınlarında görmeniz gereken diğer iki önemli yapı ise Selçuklu Medresesi ve Şifaiye Medresesi’dir. 1267 yapımı Selçuklu Medresesi, bugün Selçuklu eserlerinin sergilendiği bir müze olarak ziyaretçilerine açıkken, içinde Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi’ni de barındıran ve 1205 yılında kurulan Şifaiye Medresesi ise Anadolu’nun ilk tıp fakültesi sayılmaktadır. Tarih seven ziyaretçilerin gezi listenize ekleyebileceği diğer tarihi mekanlar ise Etnografya Müzesi, Ahi Evran Müzesi ve Atatürk Evi Müzesi’dir.
Gezi rotasını biraz daha genişletmek isteyenler içinse Mimar Sinan’ın doğup büyüdüğü Ağırnas Kasabası ile Kayseri’nin dış mahalleleri haline gelmiş, Cumhuriyet dönemine kadar oldukça zengin ve gelişmiş , ağırlıklı olarak Rum ve Ermeni vatandaşların yaşadığı iki eski yerleşim bölgesi, Talas ve Germir de geçmişin soluğunu içinize çekebileceğiniz görülmeye değer yerlerdendir.
Kayseri Arkeoloji Müzesi
Burda müzecilik faaliyetleri erken başlamıştır. Öncesinde Kayseri’de toplanan eserler Kayseri Lisesi’nde saklanmış ardından, Milli Eğitim Bakanı Esat Bey’in talimatıyla burada bir müze kurulmasına dair görüşmeler başlamıştır. Görüşmelerin ardından Hunat Hatun Medresesi’nin onarımı yapılmış ve eserler burada yapılan müzede saklanmıştır. Bu müze 1938 yılında ziyaretçiye açılmıştır. Zamanla Kayseri ve çevresinde özellikle Kültepe Kaniş, Kurum’da yapılan kazılar sonucu çıkarılan eserlerin sayısı artmış müze yeniden inşa edilmiştir. 1965 tarihinde şimdiki haline alana müzeye ilgi oldukça fazladır.
Müze iki ayrı salondan oluşur ve tamamı arkeoljik olan eserler yer almaktadır.ilk salonda Tunç Çağı’na ait eserler sergilenirken, büyük salon özellikle Kültepe kalıntılarıı barındırmaktadır. Testiler, tabletler,Hititlere ait olan kaya kabartmaları, mühürler sergilenmektedir.Müzede ayrıca Roma ve Bizans dönemini yansıtan eserleri de görmek mümkün. Kayseri Arkeoloji Müzesi, köklü tarihe tanıklık edeceğiniz eserlerle ziyaretinizi beklemektedir. Mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biridir.
Etnografya Müzesi (Güpgüpoğlu Konağı)
Kayseri’de gezilecek müzelerden bir diğeri ise 18 Mayıs 1995 yılından itibaren Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılan Güppüoğlu Konağıdır . Konağın tarihi ise Konağın ikinci katı müze faaliyeti göstermektedir. Konağa Selamlık adıyla yeni bir bölüm yapılarak, burada etnografik eserler sergilenmeye başlamıştır. Müze 1121 tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır. Konakta ayrıca haremlik bölümü yer almaktadır. Burası ev bölümü müzenin bir parçası olarak ziyaret edilmektedir. Selamlık bölümü yani Etongrafya Müzesi’nde ise, Türk İslam geleneğini yansıtan eşyalar, takılar, kadın–erkek giysileri,ahşap, ey yazmaları, dokuma halılar sergilenmektedir. Dönemin kültürel yapısına tanıklık edebilirsiniz.Ayrıca öncelik sırasına göre dizilmiş Türk İslam sikkeleri dikkat çekmektedir.
Kültepe Ören Yeri
Kültepe Ören Yeri, Kayseri’nin gezilecek önemli tarihi yerlerinden biridir. Burası Anadolu tarihine ışık tutan ilk yazılı belgelere ev sahipliği yapmaktadır.Kültepe, 50 metre boyunda bir tepeye sahip karum ismiyle bilinen şehirden oluşmaktadır. Oldukça eski yerleşim yeri olan Kültepe’de Tunç çağının kalıntıları görülmüştür. Hititler, Frigler ve Roma dönemleri de bu tarihi takip etmiştir. Kültepe’nin hemen yakınında bulunan Karum adlı bölge tarih boyunca önemli ticaret merkezi konumunda olmuştur. Burada ortaya çıkan çivi yazılarından Hitit ve Asurluların ticari ilişkileri ortaya çıkmıştır.Kültepe bölgesine ait tüm kalıntılar, resmi ve dini yapılar, evler, mimari ve sanatsal kalıntılar açık hava müzesi olarak sergilenmektedir. Buradaki kazılarda çok sayıda çanak ve çömlek çıkarılmıştır.Çıkan tabletlerden yazışmalara dair, boşanma evlilik miras veraset gibi temel konular hakkında bilgilere ulaşılmıştır. Kültepe Ören Yeri, Anadolu’nun tarihini gözler önüne seren, tanıklık etmenize rehberlik eden özel yerlerden biridir.
Soğanlı–Yeşilhisar
Soğanlı–Yeşilhisar ören yerleri ise Kayseri’de gezilecek önemli yerler arasındadır. Kayseri– Nevşehir çevresinde ortak bir noktada yer almaktadır. Roma döneminden bugünlere taşınmış tarihi bölgelerder biridir. M.S 6. Ve 7. Yüzyıllarda burada Bizanslılaırın hüküm sürdüğü bilinmektedir. Burada birçok oyma kilise ve mağara bulunmaktadır. Oldukça da ilgi çekicidir.Günümüzde 15 kiliseye gezilebilse de yaklaşık 50 kilisenin de kayıp olduğu tahmin edilmektedir.Soğanlı bölgesi, M.S 4. Yüzyıldan sonda Hristiyanlığın önemli noktalarından biri olmuştur. Kaya üzerine oyulmuş kiliseler ve kilise duvarlarındaki freskler ilgi çekmektedir. Hz. İsa’nın resimlerine ve İncil’e ait sahnelerin yer aldığı freskleri özellikle incelemesiniz. Karabaş Klisesi, Yılanlı Kilise, Kubbeli Kilise ve Geyikli Kilise gezmeniz gereken kiliseler arasındadır. Ayrıca mağara ve barınakların da ayrı bir atmosferi vardır.
Sultanhanı Kervansarayı
Bir Selçuklu dönemi yapısı olan Sultanhanı Kervansarayı, Kayseri’de gezilecek tarihi yapılardan biridir. Selçuklu Dönemi’nde kervansaraylar oldukça yaygın biçimde yapılmaktaydı. Kervansarayla içinde en büyüklerinden biri sayılmaktadır. Kervansarayın tam ortasında Köşk Mescit bulunmaktadır. Diğer kervansaraylara göre bu özelliğiyle farklılığını korumuştur.
Sultanhanı Kervansarayı Selçukluların önemli hükümdarlarından I. Alaeddin keykubat döneminde inşa edilmiştir. Kervansarayın büyük avlusunun batısında, 4 oda ve hamam yer almaktadır. Doğusunda ise ahır hizmetinin verildiği bir revak bulunmaktadır.Kervansarayın girişinde bulunan oda kapı bekçilerinin kaldığı odadıdır.. Bu kervansaray, o dönem ticaret yollarının merkezine kurulmuştur. Kervansaray içinde bir zamanlar önemli kişilerin yani padişah ve vezirlerin kaldığı banyolu odalar yer almaktaymış.
Erciyes Kayak Merkezi
Erciyes Kayak Merkezi, Kayseri’de gezilecek yerler arasında en turistik ve kayak yapmak için oldukça popüler bir bölgedir. Kayseri şehir merkezine 25 km uzaklıkta yer almaktadır. Burada kayak yapmak için en doğru zaman Aralık–Nisan arası dönemdir. Erciyes çevresinde konaklamak için çok sayıda otel ve pansiyon bulunmaktadır. Kayak tesisleri arasında iki tane teleferik yer almakadır. Erciyes, kış tatili için doğru adreslerden biridir .Kayak merkezindeki bilet fiyatları her sezon değişmektedir.
Bölgede mola vereceğiniz ve kar manzarası eşliğinde vakit geçireceğiniz cafeler de yer almakadır.
Doğal Güzellikleri
Yüzyıllar önce aktif bir yanardağ olan Erciyes Dağı, her daim dumanlı, karlı zirvesi ve tüm ihtişamıyla şehrin üzerinde yükselen en büyük doğal güzelliktir. Erciyes yamaçlarında bulunan ve lavlarlardan oluşmuş eklenti konilerinden ikisi, yağmur sularının birikmesiyle Cora Gölü ve Sarı Gölü’nü meydana getirmiştir. Bu iki gölün çevresinde bulunan muhteşem yeşillikler ve meyve bahçeleri mutlaka görmeniz gereken doğal güzelliklerin başında gelmektedir.
Yeşili, maviyi ve doğal hayatı birlikte görmeyi sevenlerin gezi rotalarına eklemesi gereken bir diğer yer ise Sultan Sazlığı Gölü’dür. Çevresinde 13 köyün yer aldığı ve toplam üç gölden oluşan sazlık, nesli tükenme tehlikesinde olan 72 türün kuluçkaya yattığı, yerli ve göçmen toplam 251 türü barındıran bir kuş cennetidir. Bataklık olduğu için çevresinde pek fazla ağaç bulunmayan sazlıkta, kuşları gözlemlemenin yanında dilerseniz sandal gezintisi de yapabilirsiniz.
Şehrin biraz dışına çıkmayı dert etmeyenlerdenseniz çoğunluğunu ormanların oluşturduğu yolu, 70 metre yükseklikten ve 7 noktadan dökülen sularıyla muhteşem Kapuzbaşı Şelaleleri sizi doğaya doyuracak yerler arasındadır. Trekking gruplarının en keyifli duraklarından olan şelaleler, 2000 metre yükseklikte olduğu için yaz aylarında tercih edilmesi gereken rotalardan. Dileyenler için yakınlardaki Aladağlar Milli Parkı rafting gibi doğa sporlarına ilgi duyanlar için de oldukça uygun.
Kayak yapmayı sevenler için sahip olduğu kayak pistleri tozlu karı, eğimi ve toplam 3200 km’lik uzunluğu nedeniyle dünyanın en iyi kayak pistleri arasında sayılan Erciyes, aynı zamanda tam bir kış sporları merkezidir.
Soğuk yerine sıcağı tercih edenler ve sağlık turizmine ilgi duyanlar içinse Bayramhacı Köyü’nde bulunan ve üç ayrı kaynaktan çıkan doğal sularıyla Bayrampaşa Kaplıcası, Yemliha Köyü’ndeki Tekgöz Kaplıcası ve Yeşilhisar İçmesi özellikle romatizma, gut gibi hastalıklara iyi gelmeleriyle ünlenmişlerdir.
Kültür & Sanat
Çağların getirdiği ticaret ve kültür hayatını bugüne taşıyan Kayseri, adeta tarihle modern hayatı birbirine bağlayan çok kültürlü bir köprü görevi görmektedir. Mayıs ayında dördüncü kez düzenlenen Kayseri Altın Çınar Film Festivali, şehrin sinema severlerine dolu dolu bir film şöleni yaşatır. Festivalde uzun metrajdan kısa filme kadar pek çok film yer alırken her sene Bollywood, Türk Cumhuriyetleri ve Filistin Sineması gibi temalarla özel seçkiler hazırlanır.
Festivalle tarihleri kesişmeyenler için yıl boyu aktif olan İmamzade Raşit Ağa Konağı ya da Kayseri Atatürk Evi olarak da bilinen Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 1983 yılından beri tarihi ve sanatı bir arada görmeyi seven ziyaretçilerini ağırlayan mekânlardandır. Atatürk’ün de konuk olduğu, el işçiliğiyle dikkat çeken bu konak; bugün sergi salonuyla birlikte aynı zamanda müze görevi de görmektedir. 2004 yılında faaliyete geçen Kayseri Kültür Merkezi ise çok amaçlı salonlarında yıl boyunca etkinlikleri takip edebileceğiniz mekanların başında gelir. Şehrin kültürel dokusunu tatmak isteyenlerdenseniz seyahat döneminizde merkezin programına bakmanızda fayda var.
İç Anadolu’nun en büyük şehirlerinden olan Kayseri aynı zamanda “Gesi Bağları”, “Bir Of Çeksem Karşıki Dağlar Yıkılır” “Yarim İstanbul’u Mesken Mi Tuttun” gibi ünlü türkülerin de ana vatanıdır. Yüzyılların getirdiği davul-zurna, kaval, tef, zil, kaşık, bağlama çalma geleneklerinin türkülerine de yansıdığı şehirde seyahat ettiğiniz dönemde konser ve mekânları takip edebilir, bu mekanlarda sahne alan yerel müzisyenleri dinlemek isteyebilirsiniz.
Kayseri Mutfağı
Kayseri denilince akla ilk gelen yiyecekler; mantı, pastırma ve sucuk olsa da aslında şehir, mutfak kültürü açısından çok daha zengindir. Ağırlıklı olarak hamurlu ve etli ürünlerden oluşan Kayseri Mutfağı, yapılan araştırmalara göre farklı iç ve pişirme tekniklerine sahip toplam 36 farklı mantısıyla bu kadar ünlenmesinin hakkını verir.
Kayseri Mutfağı’nın mantı dışındaki diğer ünlü isimleri ise sucuk ve pastırmadır. Şehrin adıyla beraber anılan bu yiyecekler, bugün sadece ülke sınırları içerisinde değil yurt dışında da oldukça tanınmaktadır. Özellikle Orta Asya Türkleri’nden gelen pastırma, bugün 26 farklı türü ve yıllık 900 tonun üzerindeki üretimiyle Kayseri’nin ihracatına ve ekonomisine en büyük katkı yapan ürünler arasındadır. Pastırma sevmiyorsanız dahi Kayseri’de kendisine bir şans vermenizi, yerinde denemenizi öneriyoruz. Pişman olmayacaksınız.
Şehrin mutfağında ünlenen önemli hamur işlerinden biri de yağlamadır. Kat kat yufka ve kıymalı harçtan yapılma bu yemek, bağımlılık yaratan enfes lezzetiyle yiyenleri kendine hayran bırakır.
Kayseri’nin ünlenmiş lezzetlerinin yanında daha yerel ve az bilinen lezzetleri tatmak isteyen gezginler; yöredeki evlerde sık sık pişirilen kesme çorba, erişte ve makarnadan hazırlanan Aşma-Kama, yapılması da yenmesi de ayrı maharet isteyen Arabaşı, toprak kaplarda yapılan Sebzeli Güveç, kuzu etinden yapılan Pehli, ince bulgurdan yapılan Düğürcük Çorbası, Kabak Çiçeği Dolması ve tahin pekmezle yapılan muhteşem Nevzine Tatlısı’nı da mutlaka denemelidir.
Alışveriş
Devamlı büyüyen ve gelişen Kayseri; Forum Kayseri AVM, Kayseri Park AVM, İpeksaray AVM, Meysu AVM, Optimall AVM gibi sayıları her geçen gün artan alışveriş merkezleriyle alışkın olduğunuz büyük şehir hayatını aratmıyor. Ancak aradığınız daha yerel ve özgün ürünlerse bunun için de seçeneklerinizin oldukça yeterli olduğunu söyleyebiliriz. Osmanlılar zamanında yapılan ikinci büyük kapalı çarşı olan, yöresel ürünleri bulabileceğiniz Kayseri Kapalı Çarşısı, Kayseri Bedesteni, Pamuk Hanı, Vezir Hanı ve Merzifonlu Çarşısı alışveriş sevenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerin başında gelmekte.
Yeme içme bölümünde bahsettiğimiz pastırma, sucuk ve mantının yanında şehrin öne çıkan hediyeliklerinin arasında özellikle turistler tarafından yoğun ilgi gören Soğanlı Bez Bebekleri dikkat çeken el işlerinden. 50 yıl kadar önce bir öğretmenin öğrencisinden bir bez bebek yapmasını istemesiyle başlayan serüven, bugün Soğanlı Köyü’nün en önemli geçim kaynaklarından biri haline gelmiştir.
Alışveriş denilince ağırlıklı olarak el işleriyle dikkat çeken bölgede, şehrin ihracatında ikinci sırayı alan halıcılık da oldukça özel bir alternatif. El dokuma halılarıyla meşhur şehirde özellikle sık dokuma ve ince kesimleriyle ünlenen Bünyan ya da doğal boyalarla dokunan Yahyalı Halıları’na göz atmanızı öneririz.
Şehrin bir diğer değeri ise bakırcılık. Maharetli ustaları tarafından bakırdan yapılan ibrikten mutfak kaplarına kadar pek çok üründe zanaat ve sanatın uyumunu görebilirsiniz. İster kendi koleksiyonunuz için isterseniz de sevdiklerinize hediye olarak alabileceğiniz bakır ürünler, uzun yıllar boyunca size ve sevdiklerinize eşlik edecek.
Özel Günler ve Festivaller
Bütün seneye yayılmış etkinlik ve festivalleriyle Kayseri, bu özelliğiyle İç Anadolu’nun dikkat çeken ve yükselen yıldızlarından biri haline gelmiştir. Şehir içinde yapılan tiyatro ve film festivalleri, Erciyes Dağı ve çevresinde yapılan spor etkinlikleri ve festivaller, her yıl yerli ve yabancı turistleri şehirde birleştirir. Eylül ayında yol ve dağ bisikleti kategorilerinde düzenlenen Salcano Erciyes Bisiklet Festivali ve Temmuz ayında yerli ve yabancı 200 kadar sporcuyu ağırlayan Erciyes Ultra Sky Trail Maratonu, Erciyes’in dört mevsim doğa sporları için ne kadar uygun olduğunu kanıtlar.
Türkmen gelenekleri arasında bulunan ve Haziran ayında yaylaya çıkarılmış koyunlardan alınan ilk sütleri yoğurt yapıp dağıtarak kutlanması geleneğine dayanan Yeni Yoğurt Bayramı, Kayseri Akkışla’da “Akkışla Türkmenleri Geleneksel Yeni Yoğurt Bayramı ve Kilim Festivali” adıyla devam etmekte ve daha geleneksel etkinliklere katılmak isteyenler için farklı bir alternatif olmaktadır.
Erciyes Üniversitesi, Japonlar Kültür Topluluğu tarafından her sene düzenlenen Geleneksel Japon Kültürü Günü ise İç Anadolu’da Uzakdoğu rüzgarını hissedebileceğiniz bir etkinlik. Festival kapsamında Japonya hakkında verilen bilgilerin yanı sıra geleneksel danslar, canlı müzikler, anime ve origami gösterilerinin de yer aldığı pek çok etkinlik yer alıyor.
Bunların yanı sıra Altın Çınar Film Festivali, bölgedeki kış sporlarını öne çıkarmak için Nisan ayında yapılan Erciyes Kış Festivali, ünlenmiş kayısı hasadını kutlamak için Haziran ayında düzenlenen Yeşilhisar Kültür ve Kayısı Festivali de şehirde sene içerisinde öne çıkan diğer etkinliklerden.
Konaklama
Şehirde, ziyaret amacına göre gezginlere farklı bütçe ve zevklere hitap eden pek çok konaklama seçeneği de mevcut. Şehre geliş amacınız kış turizmi ise Erciyes Kayak Merkezi’nde yer alan pansiyon ve otelleri tercih edebilirsiniz. Mirada Del Lago, Ace Erciyes Oteli, Grand Eras ve Amalia Erciyes Boutique Hotel tatilini kayak merkezinde geçirmek isteyenler için düşünülebilecek otellerden.
Seyahatiniz daha kültür, tarih ve şehir odaklıysa şehir merkezinde yer alan otellerde kalmanızı öneririz. Farklı bütçelere ve koşullara uygun pek çok otel seçeneği ile tatilinizi daha kolay ve konforlu hale getirebilirsiniz. Bunların arasında Hilton, Radisson gibi zincir oteller olduğu kadar İbis, Hotel Ayata, City One, Novotel, İmamoğlu Paşa, Ommer gibi ziyaretçilerinden olumlu geri dönüş almış bağımsız oteller de var.
Seyahatinde doğayla iç içe olmak, doğa yürüyüşü, rafting, dağ bisikleti gibi aktivitelerle tatiline heyecan katmak isteyenlerse milli park içinde izin verilen alanlarda çadırlarıyla konaklayabilirler. Hem doğayla iç içe olmak hem de çadırdan daha fazla konfora sahip olmak isteyenler için de Yedigöller ve Karpuzbaşı Şelaleri çevresindeki ağaç evlerde konaklama seçeneği bulunmakta.