Uşak ili, komşuları olan Kütahya ve Afyon illeri gibi İç Anadolu ile Ege Bölgesi arasındaki geçiş bölümünde bulunur. Kuzeyinde Şaphane, Kuzeydoğusunda Murat Dağı, Güneydoğuda Bulkaz Dağı ile çevrilidir. Uşak Kütahya il sınırını oluşturan Murat Dağı volkanik yapılıdır. Bu Dağın batı eteğinde kaplıcalar bulunmaktadır.
Coğrafi konumundan dolayı Akdeniz iklimi ile İç Anadolu’nun karasal iklimi arasında kaldığından bitki örtüsü de buna benzer bir durum göstermektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise iç Anadolu’ya göre daha ılık geçen bir karasal iklim egemendir. Ege Denizi üzerinden gelen bulutların getirdiği yağışlar, il iklimini Orta Anadolu ikliminden ayırır.
Yerleşimin Eski Tunç Çağına uzandığı Uşak’ta Frigya, Lidya, Pers, Roma, Doğu Roma, Selçuklu, Bizans ve Osmanlı egemenliği hüküm sürmüştür. Bu dönemlere ait eserler ilin turizm potansiyelini oluşturmaktadır.
Uşak’ın en önemli turistik değeri, Müzesinde sergilenen, Lidya Döneminin en görkemli eserleri olarak bilinen dünyaca ünlü “Karun Hazineleri”dir.
Antik dönemdeki adı “Temenothyrea” olan Uşak, İç Ege Bölgesinde Batı ve Orta Anadolu’yu birbirine bağlayan bölgede yeralmaktadır.
Yaklaşık M.Ö. 4000’den sonra yerleşik düzenin görüldüğü alanda kesintisiz yerleşimin eski Tunç Çağında başladığı tespit edilmiştir.
Tarih çağlarından önce Frigya, sonra Lidya hakimiyeti ve M.Ö.330’da Büyük İskender’in hakimiyetine girer. M.Ö. 189’da Roma İmparatorluğu, M.S. 395’te ise imparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma İmparatorluğuna geçmiştir.
1071’den sonra yöre Selçuklullar ile Bizans arasında değiştirilmiştir. 1176’da bölge kesin olarak Selçuklu hakimiyetine girmiştir. Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla Germiyan Beyliğine, 1429 yılında ise Osmanlı topraklarına katılan Uşak, Kütahya sancağına bağlı bir kaza olmuş, Cumhuriyet döneminde ise 1953 yılında il merkezi haline gelmiştir.
Uşak’da Gezilecek Yerler
Uşak Ulu Camii
Uşak Ulu Camii çarşı içindeki sağlam yapısı ve ilginç özellikleriyle dikkat çekmektedir. Caminin yapımı kesin olarak bilinmemektedir. Taç Kapı’nın üzerindeki Arapça yazılı sülüs hitabe, Germiyanoğlu Süleymanşah’ın oğlu Yakup Bey’in 1419’da yaptırdığı caminin kuzey avlusunda bulunan çeşmeye aittir. Caminin de bu tarihlerde yapıldığı tahmin edilmektedir. Birçok restorasyon çalışmasının ardından yapının bazı bölümleri özgünlüğünü kaybetmiştir.
Cılandıras Köprüsü
Merkezden 35 kilometre uzaklıkta, Karahallı ilçesinde, Banaz Çayı üzerinde bulunan köprünün, bazı kaynaklarda M.Ö. 600 yıllarında Lidyalılar tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Bazı kaynaklarda da Roma dönemine ait olarak gösterilmektedir. Kayalar üzerinde yükselen köprü kesme taştan yapılmıştır. Tek gözlü bir kemerden meydana gelen köprünün kemer uzunluğu 24 metre derinliği 17 metre, eni 1,75 metredir. Kalemle işlenmiş kemer taşları zıvanalı olarak birbirine kenetlenmiştir. Köprü birçok onarım geçirmiş, tabliyesi betonlaştırılmış ve iki yanına da birer korkuluk eklenmiştir.
Blaundos Antik Kenti
Ulubey ilçesinin güneybatısında yer alan Sülümenli Köyünün 2 kilometre kuzeyinde bulunur. Blaundos’un bulunduğu yerde yüzey araştırması ve arkeolojik kazı yapılmamıştır. Antik kaynaklarda da ismi geçmemektedir. Ancak bazı kalıntılar günümüze oldukça iyi bir durumda ulaşmıştır.
Akmonia Antik Kenti
Banaz İlçesi, Ahat köyünün güney tarafında üç tarafı Kuruçay ile çevrili olarak bir tepede yükselen kent, Kral Yolu’nun üzerindedir. İsa’dan Önce VII. yüzyılda kurulduğu ve Roma döneminde önemli bir yerleşim merkezi haline geldiği bilinmektedir. Buluntular, tarihte ilk darphanenin burada kurulduğunu göstermektedir. Çalışmalar sırasında mozaik resimlerle süslü 280 m²’lik bir salonun varlığı belirlenmiş, 75 santimetre genişliğinde, 150 santimetre uzunluğunda, üçgen formlu renkli mozaik taşlarla yapılmış Tanrıça Tykie’ye ait tasvir ortaya çıkarılmıştır.
Ulubey Kanyonu
Büyük bir kısmı Ulubey ilçesi sınırları içerisindedir. ABD’deki Büyük Kanyon’dan sonra dünyanın en büyük ikinci kanyonudur. Ulubey Çayı ve Banaz Çayı boyunca devam eden bir ana kanyon ile buna bağlanan onlarca büyük yan yoldan oluşur. Hıristiyan Montanism tarikatının merkezi olarak kabul edilen ve yaklaşık olarak 377 yılında tektanrıcıların saldırılarıyla yıkıldığı bilinen Pepuza Antik Kenti’de kanyonun içindedir. Kanyon boyunca antik dönemlerden kalma su kanalları görülebilir. Cılandıras Köprüsü’de bu kanyonda yer alır.
Arkeoloji Müzesi
1996 yılında Karun Hazineleri’nin gelmesiyle yeniden düzenlenilen müzede, Kalkolitik Dönem’den Bizans Dönemi’nin sonuna kadar çeşitli devirlere ait taş eserler, pişmiş toprak eserler, cam eserler, altın ve gümüşten yapılmış çeşitli ziynet eşyaları, bronz eserler, bronz, altın sikkeler ve
Atatürk ve Etnografya Müzesi
Müze, Kurtuluş Savaşı’nda Büyük Zafer’in hemen ardından 2 Eylül 1922 günü Uşak’a gelen Mustafa Kemal Atatürk tarafından geçici karargah olarak kullanılan binada, 1978 yılında açılmış, 1986 yılında yeniden düzenlenmiştir. İki katlı, büyük bir konaktır. Çıkartmalı üst katın sağındaki geniş oda, Atatürk’ün Uşak’ta bulunduğu 2-4 Eylül 1922 günlerinde Atatürk’ün yatak odası olarak kullanılmıştır. 3 Eylül 1922’de esir alınan Yunan Başkomutanı General Trikopis ve maiyeti ile Atatürk, bu binada görüşmüştür. Binanın birinci katı, etnografya bölümü olarak düzenlenmişken ikinci katı, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk bölümüdür. AtatürkveKurtuluş Savaşı ile ilgili fotoğraflar, belgeler ile tatürk’e ait eşyalar burada yer almaktadır.
Eski Uşak Evleri
Uşak’’ta Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış, tescilli 86 adet eski ev bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış olan ve Anadolu konut mimarisi özelliklerini taşıyan bu evlere Aybey, Işık, Karaağaç ve Kurtuluş mahallelerinde rastlamak mümkündür. Uşak evlerinin genellikle birinci katları taştan, ikinci katı ahşap, cumbalı, beşik çatılı ve bağdadi sıvayla yapılmış kiremitlidir.
Uşak’da Alışveriş
Uşak, halıları ile ünlenmiş bir kenttir. Kök boyasından yapılan eşme kilimler, pamuklu dokumalar ve deri giyim ürünleri şehirde alınabilecek hediyelik eşyalardır. Uşak halıları; XVI. yüzyılda yörede yapılan halılarla Türk halı sanatının ikinci ve son parlak dönemi başlamıştır. Uşak halıları madalyonlu ve yıldızlı olmak üzere iki tipe ayrılmaktadır. Madalyonlu halıların boyu 10 metreye kadar ulaşmaktadır. Yıldız motifli halılar XVIII. yüzyılın ortalarında dokunmaya başlanmıştır.
Uşak Mutfağı
Zengin bir yemek kültürüne sahip şehre ait geleneksel yemekler arasında; tarhana çorbası, yumurta sızdırması, ciğerli bulgur, arap aşı, keşkek, alaca tene, çömlek eti, tas kapama, katmer, peksimet, haşhaş sürtmesi, köpük helva, höşmerim ve tahin helva yer almaktadır. Bunların içinde Uşak Tarhanası ününü Türkiye dışarısına da çıkarmış lezzetler arasındadır.